Yeni bir ülke
Suriye'de dün devrimin ardından ilk Cuma namazı kılındı.
Başkent Şam'da tam bir bayram havası vardı.
Büyük kalabalıklar saatler boyu meydanda kutlama yaptı, birlik görüntüsü verdi.
Asıl sembolik manzara Emevi Camii'ndeydi.
Akın edip hep birlikte saf tutan binlerce kişi onlarca yıldır özledikleri bir havayı soludu.
Esed'siz ilk cumada Şam'dan ve diğer kentlerden geleceğe dair umut yansıdı.
Elbette yapılacak çok şey, aşılması gereken çok zorluk var ama artık bir yandan da umut var.
Emevi Camii'nde asıl önemli manzaraysa Perşembe günü kameralara yansıdı.
MİT Başkanı İbrahim Kalın oradaydı.
Öyle bir resim verdi ki, Türkiye'nin bölgede nasıl tüm ülkelere ve tüm istihbarat örgütlerine üstünlük sağladığının kanıtı gibiydi.
İbrahim Kalın Emevi Camii'nden araçla ayrılırken büyük bir ilgi gördü.
Siyah camlı, siyan renkli makam aracının ön yolcu koltuğunda oturuyordu.
Sürücü koltuğundaki isimse Suriye devrimine öncülük eden HTŞ'nin lideri Ebu Muhammed el Culani'ydi.
Ya da gerçek adıyla Ahmet el Şara...
Camiden beraber ayrıldılar.
Eminim bu manzara İran'ı da Rusya'yı da İsrail'i de ABD'yi de diğer batılı ülkeleri de düşündürmüştür.
Zaten o görüntülerden birkaç saat sonra ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken Türkiye'deydi.
Ana gündem Suriye'ydi.
ABD'nin Suriye'nin üçte birini işgal eden PKK/YPG terör örgütüne yıllar boyu ordu gibi donattığını ağır sultan bile duydu.
Şimdi de bu vekil gücünü kurtarma derdinde ama öyle kolay değil.
Terör örgütü daha önce Türkiye'ye karşı oyunu oynamıştı.
ABD, Rusya, rejim bayrakları asarak kendilerini korumaya çalıştılar.
Şimdi de devrim bayrağı astılar ki bunun kendilerini kurtaracağı gibi bir yanılgı içindeler.
"Biz de devrimin parçasıyız değişimi destekliyoruz" diyorlar ama bu sözler onları kurtaramayacak.
Suriye Milli Ordusu hızla ilerliyor.
Bir bir yerleşim birimlerini ve önemli tesisleri kurtarıyorlar.
Terör örgütü işgal altında tuttuğu bölgelerde uzun yıllardır zulmettiği Arap aşiretlerden yana da hiç rahat değil.
Rakka'da, Deyrizor'da isyanlar başladı.
Tesadüf mü?
Bence değil.
Sözün özü, yıllar önce büyük bir istihbarat oyunuyla Irak'ın batısındaki Sünni aşiretlerin öfkesi üzerinden bölgeyi altüst eden bir DEAŞ belası doğdu.
Günümüzde yaşanan büyük değişim, muhtemel ki o zamanlardan bu yana yapılan en büyük hamle.
O hamle hem Suriye'yi dönüştürüyor, hem PKK/YPG terörünü büyük baskı altına alıyor.
Hatta belki de yok olmaya sürüklüyor.