ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE


Cehennemin kapıları

"Cehennemi yaşatacağım."

ABD Başkanı Donald Trump, görevi devralmadan önce söylemişti bu sözü.

Gazze'deki rehinelerin tamamının serbest bırakılmasını istemiş, aksi halde olacaklar hakkında işaret vermişti.

Aslında o göreve başlayana kadar bir ateşkes anlaşması imzalandı.

Trump da yemin töreninde kendisini "barış yapıcı" diye tanımladı.

Sonra bir sürü yeni açıklama, plan, girişim...

En son halkı sürgün edip, Gazze'yi baştan inşa ederek "riviera"ya çevirmek ve kontrol altında tutmak istedi.

Bu sırada ateşkeste birçok pürüz çıktı.

İkinci aşamaya geçilmesi için çabalar vardı ama olmadı.

İsrail, salı sabaha karşı ateşkesi yok etti.

Sahur vakti ağır saldırılarla katliamlara başladı.

En az 35 ayrı nokta vuruldu.

5 saat sürdü.

Yüzlerce Filistinliyi şehit etti, daha da fazlasını yaraladı.

Ambulanslar yetmedi.

Yaralılar at arabalarıyla taşındı, atların gücü yermedi.

Yere yığıldılar.

Görünen o ki Trump "Gazze'de ateşkesi bitirin, cehennemi yaşasınlar" dedi.

Zaten baştan beri ateşkesi sürdürmeye istekli değillerdi.

Ne ABD, ne İsrail hükümeti.

Dünyadan tepki ve kınama açıklamalarından fazlası yok.

Onu da her ülke yapmıyor zaten.

İsrail'i açıktan destekleyen ya da "sükut ikrardan gelir" prensibiyle sessiz kalanlar da var.

İsrail, Hamas hedeflerini vurduğunu iddia ediyor.

Oysa şehit olanların büyük kısmı kadın, çocuk ve yaşlı.

Hamas'ın yeni bir saldırı hazırlığında olduğunu, bunu engellediğini öne sürüyor.

Hamas bunu kesin bir dille reddediyor.

İsrail'in savaşa dönmek için çürük bir bahane ileri sürdüğünü söylüyorlar.

Ama işgalciler duracak gibi değil.

İlk katliam dalgasından birkaç saat sonra Gazze'nin kuzey ucundaki 4 yerleşim birimi için tahliye emri yayınladılar.

"Saldırılar gerektiği kadar sürecek, hatta hava operasyonlarının ötesine geçebilir" diyorlar.

"Gerektiği kadar"dan kasıt, görünürde tüm rehinelerin serbest bırakılması.

Ama ondan sonra İsrail'i hiçbir şeyin durduramayacağının, dünya da en az Hamas kadar farkında.

Özetle İsrail'in yine bir karadan işgal niyeti var.

Zaten saldırı kararının bir hafta önceden alınmış olması da kısa vadeli olmadığını gösteriyor.

ABD'den ilk açıklama Beyaz Saray Sözcüsü'nden geldi.

"Haberimiz vardı, bize danıştılar" dedi.

Yani en baştan olduğu gibi yine katliama ortaklar.

Sözcü "Kıyamet kopacak" dedi.

Dünyanın gözünün içine baka baka insanlığa meydan okuyorlar.

İnsani değerleri ayaklar altına alıyorlar.

Aslında bu katliamın gelişi kendini belli etmeye başlamıştı.

İsrail'in Gazze'ye elektriği, suyu ve insani yardımların girişini kesmesi birer işaretti.

Anlaşılan o ki "barış yapıcı olarak hatırlanmak istiyorum" diyen Trump, barışı bölgede taş üstünde taş bırakmayarak getirmeye niyetli.

Bunun için hem İsrail'i etkili şekilde kullanıyor ki onlar da bundan çok memnun, hem kendi askeri gücünü devreye aldı.

İsrail bir yandan Gazze'de katliamlara yeniden başladı, diğer yandan Suriye'nin güneyi ve Lübnan'ı vurmaya devam ediyor.

2 bin kilometre güneyde, Yemen'deki İran destekli Husileri ABD'ye havale etti.

Amerikan ordusu onları sık sık vuruyor.

Ama tüm bunların ardındaki asıl hedefse İran...

ABD Başkanı Trump, İran'ı yüksek sesle tehdit etmeye başladı.

"Husilerin her saldırısından seni sorumlu tutarım" diyor.

Yani İran'a saldırmak için bahane arıyor.

Tahran'ı masaya zorla oturtup emrivakiyle bir nükleer anlaşma imzalatmak niyetinde.

Lakin bunun için el yükseltme konusunda nereye kadar gideceği merak konusu.

Gerçekten bir yerleri vurmaya niyeti varsa bahane bulmak için en kolay kısmı.

Tabii tüm bunların arasında Irak'ı da endişe sarmış durumda.

Çünkü onlar da ülkelerindeki Şii milislerin İsrail tarafından vurulacağı yönünde istihbarat almışlar.

Bizzat Irak Dışişleri Bakanı televizyonda açıkladı.

Sözün özü ABD-İsrail ikilisi bölge için gerçekten cehennemin kapılarını açmaya çalışıyor gibi.

Ve bunun çok daha acı sonuçları olabilir.


Yazarın diğer yazıları