ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE


Şüpheler denizi

Yeni yılın ilk saatler ABD art arda saldırılarla sarsıldı.

New Orleans'ta 14 kişi öldü, 26 kişi yaralandı.

Saldırgan eski bir askerdi.

Arabasında sözde DEAŞ bayrağı bulundu.

Birkaç saat sonra Las Vegas'ta Trump'ın otelinin önünde bombalı araç infilak etti.

O da muvazzaf bir askerdi.

İki saldırganın öyle ortak noktaları var ki, geride kocaman bir şüphe denizi bıraktı.

Soruşturmalar sürüyor.

Sürdükçe yeni, şaşırtıcı detaylar ortaya çıkıyor.

Örneğin New Orleans'taki saldırgan, emlakçılık yapan eski bir asker.

Geçmişte Afganistan'da görev almış.

Sosyal medya hesaplarında DEAŞ terör örgütüne bağlılık ifadeleri vardı.

Bir yandan da yakın geçmişte alkollü araç kullanmaktan ceza aldığı anlaşıldı.

FBI önce organize bir terör saldırısı olduğunu söyledi.

Günler geçtikte fikri değişti.

Şimdi de "Tek başına hareket ediyordu" dedi.

Yaptığı katliamın ardından öldürüldüğünde sırlarını da yanında götürdü.

Las Vegas'taki saldırıya gelince.

O da muvazzaf bir asker çıktı.

İzin gününde bombalı araç patlattı.

Üstelik saldırıdan hemen önce intihar etmiş.

Almanya'daki ABD üssünde görev yapmış.

Şimdi de ülke içinde görevliydi.

İşler asıl bundan sonra ilginçleşmeye başlıyor.

İki saldırganın "Bu saldırılar tesadüf olamaz" dedirtecek cinsten ortak noktaları var.

İkisinin de terörle mücadele nedeniyle madalyaları vardı.

İkisi de Kaliforniya'daki belli bir üste görev almış.

Her ikisi de saldırılarda kullandıkları araçları aynı yerden kiralamış.

Aralarında doğrudan bir bağlantı var mı, araştırılıyor.

Başkan Biden bağlantı olabileceğini söylemişti.

Ancak FBI'a göre bu ihtimal zayıf.

Bunu söyleyecek veriye sahip olmadıklarını belirtiyorlar.

Yine de ihtimal tamamen göz ardı edilmiyor.

Durum özetle böyle.

Hala aydınlatılmayı bekleyen pek çok karanlık nokta var.

Yaşananlar, biraz da dünyada yaşananlarla birlikte düşünülünce, daha büyük şüpheler akla geliyor.

Onlardan en çok dile getirileniyse şu:

Büyük değişim vaadiyle ikinci kes seçilmeyi başaran Trump'a, 20 Ocak'ta göreve gelmeden önce mesaj mı veriliyor?

Bu şüpheye kapılanların dikkat çektiği noktalardan biri, saldırganın kamyonetinde sözde DEAŞ bayrağı bulunması.

Artık herkes biliyor.

Trump'ın Suriye'deki askerlerini tamamen çekme niyeti var.

ABD askerlerinin Suriye'den çekilmesi demek, PKK/YPG terör örgütünün koruma kalkanından mahrum kalması demek.

Zaten bir süredir "Kendi başınızın çaresine bakın" mesajları gittiği biliniyordu.

Trump başkanlığının ilk döneminde de Suriye'den tamamen çıkmak için talimat vermişti.

Ama siyasi ve askeri bürokrasi ne yapıp edip kalmaya razı etmişti.

ABD askerleri Suriye'de DEAŞ'la mücadele bahanesiyle bulunuyor.

PKK/YPG terör örgütüne desteğin bahanesi de aynı.

ABD'nin en popüler noktalarından birinde, sözde DEAŞ bayraklı bir kamyonetle katliam yapılması, "örgüt hala tehlikeli" mesajı verir.

DEAŞ tehdidinin arttığını gösteren bir eylem, Trump'ın elini kolunu bağlamayı amaçlıyor olabilir mi?

Neden olmasın?

İkinci saldırgan hakkında da ilginç detaylar var.

Özellikle Trump yanlıları, saldırganın Ukrayna'yı destekleyen ve Trump karşıtı sosyal medya mesajları olduğunu iddia ediyor.

Hedef alınan otel Trump'a aitti.

Patlayan araçsa ona en büyük desteği veren Elon Musk'ın şirketinin ürettiği Tesla Cybertruck.

Tesadüf mü?

Pek çok kişiye göre tesadüf olamaz.

Trump, Ukrayna savaşını da hızla bitirme niyetinde.

Ama bunu büyük ihtimalle Kiev'in ve ona destek verenlerin hoşlanmayacağı şekilde yapacak.

Rusya işgal ettiği yerlerden çekilmeyecek.

Donald Trump ise Ukrayna'ya verilen desteği kesmek, hatta şimdiye kadar yapılan masrafı da geri tahsil etmek istiyor.

On milyarlarca dolardan bahsediyoruz.

Üstelik hem ABD'nin Trump'tan hoşlanmayan yerleşik düzeni içinde, hem dünyanın geri kalanında Ukrayna savaşının sürmesini isteyen, bundan çıkar sağlayan geniş bir kesim var.

Özetle genel kanı, Biden yönetiminin görevi devretmeden önce bazı kritik konularda Trump yönetiminin elini kolunu bağlamak istemiş olabileceği yönünde.

Mesele siyaset ve ABD olunca bunlar imkânsız değil.

Üstelik bununla da kalmayabilir.

Neticede devir-teslime daha 16 gün var.

Uzun zaman...


Yazarın diğer yazıları