Mini mini birler
Okulların açılış günü geldi çattı. 2 Eylül Pazartesi, ilkokullar kaynaştırma eğitimi sebebiyle bir hafta öncesinden başlıyor. Hazırlıklar, heyecan, stres hepsi bir arada yaşanıyor. Birinci sınıfa başlayacak olan kızım Elis için stresli, aynı zamanda inanılmaz heyecanlıyım. Okul forması, çanta, kırtasiye gibi ihtiyaç hazırlıklarını yaparken gözlerim doldu desem abartmış olmam. Kendi çocukluğumu yaşıyor gibiyim. Hatta defter, kitap ciltleme (kaplama) yapmak için sabırsızlanıyorum. Ne ara bu yaşa geldi, asla farkında değilim; her gün çok kıymetli. Zaten aile olmanın, anne olmanın bir çocuğun yetişmesindeki rolü ne denli önemli, farkındayım. Bunun için bazen abartmış olsam da elimden geleni yapmaya çalışıyorum.
Eğitim ailede başlar, okulda devam eder. Bir sürü çocuk okuma yazma öğrenip hayata hazırlanacak. Kalem, silgi, kağıt, kitap kokusu sizin de çok sevdiğiniz bir koku değil mi? Hadi itiraf edin, çok özlediniz o günleri, değil mi? İlkokul, ilk öğretmen, başladığımız bu yolculukta önemlidir. Arkadaşlığın ilk temellerinin de aynı zamanda bu dönemde atılmasıdır; o yüzden de her açıdan çok çok önemlidir ilkler. Umarım minik kızım Elis, bu sürece kolaylıkla adapte olup mutlu bir şekilde tamamlayabilir.
Tabi şimdi işin bir de hem aile hem de çocuk açısından psikolojik boyutuna değinmek istiyorum. Anne baba olarak "Nasıl yapacak?" diye endişelerimiz var; merdivenlerden inerken "Ya düşerse?" gibi çok annesel düşüncelerle ara ara baş etmeye çalışsam da eminim ki ben de hemen adapte olacağım. Akran zorbalıkları gibi bir sürü haber okuyoruz, görüyoruz. Bu süreçlerde anne babaya çok görev düşüyor. Akran zorbalıkları gibi bir sürü haber okuyoruz, görüyoruz. Çocuğumuzu en iyi biz tanıyoruz. Eve geldiğinde çocuğumuzda ne tür değişiklikler var, gözlemleyip onun ihtiyacına göre hareket etmeliyiz.
Çocuğumuzdan beklentimiz en başarılı olması ama bunun bir gerçekliği yok. Mutlu olması, kapasitesine göre hareket etmesi ya da kapasitesini ortaya çıkarmaya yardımcı bir eğitim çok daha önemli. Benim çocuğumdan eğitim anlamında beklediğim öncelikle gerçekten mutlu olması ve potansiyelini fark edip okulu sevmesidir. Uzun bir yolculuk bu. Sizlerden de ricam, lütfen çocuklarınızı yarış atı gibi görmemeniz. Biz ailelerin sürekli bir yarış içinde olması üzücü. Her çocuk biricik ve özel. Daha okul başlamadan bile bazı konuşmalara şahit olmuştum ki, inanın çok düşündürücüydü. Resmen kendisini ve çocuğunu yarışa hazırlıyordu bazı aileler.
Hafızlarımızda okul yıllarımız, anılarımız iz bırakanlar. Bugün onların durdukları yerde yıllar önce bizler vardık. Onları anlayabilmek, neler hissettiklerini tahmin etmek çok zor değil. Bizler bu yüzden rehberliğimizi doğru yaparsak, çocuklarımız bu süreci en az hasarla, sorunsuz şekilde geçirebilirler. Unutmayalım ki çocuklarımızın en çok bizim sevgimize ihtiyaçları var; onları anlayıp dinlememize ihtiyaçları var.
Öğretmenin rehberliği en az anne baba kadar önemlidir. Yetişen her bireyin hayata daha geniş bir pencereden daha anlayışlı bakmasını sağlar. Bilginin yanı sıra fiziksel, ruhsal ve sosyal beceriler kazandıracak yerdir okul. Şimdiden yeni eğitim yılı tüm öğrencilere ve velilere hayırlı olsun. Daha sabırlı ve anlayışlı olmanızı dilerim.
Son olarak, hepimizin eminim tüylerini diken diken eden hafızamızda yer etmiş bir cümle ile yazıma son vermek istiyorum.
"Okul sadece dört yanı duvarla çevrili, tepesinde dam olan yer değildir. Okul her yerdir. Sırasında bir orman, sırasında dağ başı. Öğrenmenin, bilginin var olduğu her yer okuldur."