ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE


İYİLİKTEN YANA

Kim bu iyi insanlar, neden hep böyle dua eder büyüklerimiz? Hayatımızın hangi alanında ve ne kadar önemli? Kapat kapını, soyutla kendini, oldu bitti!! Mi? Sıradan gündelik hayatlarımız içinde kötülük ve iyilik konusunda etik bir netliğe ihtiyacımız var. Kötülüğün karşısına koyduğumuz iyilik, kendimi bildim bileli hep bir güç savaşları içerisinde. Filozoflar kötü olanı tanımlarken, iyi'yi de açığa çıkarmaya çalışıyorlar. Bırakalım şimdi felsefeyi, filozofları da, insanca şöyle eteğimizdeki taşları bir dökelim istiyorum. Dürüst olalım, hepimizin içinde biraz da olsa "kötü" var. Hangi durumda ne kadar açığa çıkar, onu bilemeyiz. Basit ve sıradan düşünelim.

Sizin kötü yanlarınız hangi durumlarda çıkıyor bilmiyorum. Ama ben kendimi iyi tanıyorum. Zulüm karşısında, adaletsizlik karşısında benim içimden bir canavar çıkabilir, buna eminim. Ama iyilik diye sorarsanız, iyi olmak çok kolay. Yaradılanı yaradandan ötürü sev, hepsi bu kadar. İyi ve kötü, dil, din, ırk gözetmeksizin herkes için aynı değerlerle ölçülmeli. Kötülüğün kaynağını insanın bedeni ve arzularında arayabilir, kaynağı sınıflı toplum ve buna bağlı olarak sömürü düzeni olarak ifade edebiliriz. Bu da bugünün dünyası için açıklayıcı bir durum olur. Bugün dünyanın gözü önünde kötülüğün kitabı yazılsa ismi "İsrail" olurdu. Peki, İsrail'in bu kötülüğü karşısında diğer insanların tutumunu ne olarak tanımlayabiliriz? İyilik kavramı dünya için yüzeysel kalıyor, Filistin'e yapılan zulüm karşısında. Çünkü buradaki kötülüğün karşısında nereden bakarsak bakalım asla iyiliği koyamıyoruz. Ne oluyor, biz insanlara da bu denli kötülük kelimesinin tam hakkını veren zulüm karşısında çaresiz ve sessiz kalabiliyoruz? Gazze'deki zulmün hiçbir dilde açıklayıcı bir anlamı olamaz, o bir gerçek. Kelimelerin bile çaresiz kaldığı bir durumla karşı karşıyayız. Gelelim kendi içimizdeki öz benliğimizdeki bireysel iyilik ve kötülüklerimize. Gündelik hayatın içinde bir düşünün, kaç kez iyilik ve kötülük görüyorsunuz? Kadının kadına, çocuklara, arkadaşa, kardeşe her türde kötülükte iyilikte mümkün. Peki, kötü olmak kime ne kazandırıyor? Kötülükle nasıl baş edebiliyor insanlar? Ruhlarını nasıl huzura erdiriyorlar? Sırf zevk için kötü olmayı seçen insanları gördü bu gözlerim. Karşısındakinin canını acıtmak için tabir-i caizse sapladığı bıçağı çevirerek can yakmak insanlara normal geliyor ve bundan da asla rahatsız olmuyorlar. Ölüp gideceğimiz bu hayat için fazla kötüyüz. Bir de içten içe dost görünüp kötülük yapan insanlar var. Neden, ya neden bu denli kendinizden nefret ediyorsunuz? Artık çoğu insana "seni çakal seni" dendiğinde mutlu oluyor ve marifet sayıyor. İnsanlar kötülüğü güç ve bir maharet gibi görmeye başlamış. Ekmekle oynamak, iftira atmak, başkasının olanı almak, düşünmeden insan harcamak, asla müşkül olana yardım etmemek. Üstelik iyiliğin bugünkü adı enayilik bile olmuş. Sürekli insanlarda "önce kendin, önce ben..." eeee tamam da karşılığı yok. Tek başına mutlu olamazsın; insan paylaşmadan, birine yardım etmeden, birinin acısına, sevincine ortak olmadan iç huzuru nasıl yakalar? Dünyanız olsun, iki kelam edemediğiniz insanlar yoksa, Allah'ın rızasını bir çocuğun gözlerinde aramıyorsanız kötüsünüz, hem de çok; üstelik en çok da kendinize... Kendi öz benliğinize, ruhunuza kötüsünüz. Sevgi içimizde gibi replikler söylemeyeceğim ama iyi olamıyorsanız bari kötü de olmayın. Birinin kalbini kırmak sizi yüceltmez. Bu denli karmaşık bir zaman içinde yaşarken bir de kötülerle mücadele etmek bizi bir yere taşımaz. Aile, eş dost kavramları önemlidir. Çalışma etikliği önemlidir. Öfkeli ve bağırıp çağıran, otoriteyi yüksek sesle ve korku salan bir imaj olarak görmek çok anlamsız, bir karşılığı yok. İnanın, sevilmeyen biri olmak, saygı duyulmayan birisi olmak çok ağır ve zor.

Hannah Arendt, hayatı ve İyi'yi, çoğulluğu içinde anlamlandırıyor: "Filozofa göre, karşısına yeni bir şey, yeni bir seçenek çıktığında, 'hiçbir insan bir, aynı ve kapalı bir evrenin içine hapsolmak istemez'; insanlar için asıl olan dünyayı anlamlı hale getirecek çoğulluk olgusu olarak tanımlıyor.

Kötülük, insanlar arası bağa ve insan olma haline zarar verirken, iyilik ise insanlar arasında köprüler kurar, bağlar geliştirir ve insan olma haline katkıda bulunur. İyilik, kibri değil, onuru içeren bir sevinçtir. İyilik bir tercihtir. Tıpkı kötü olmayı tercih ettiğimiz gibi. Kötü olmak için hayat çok kısa, bunu bir kez daha düşünüp ona göre yaşayalım... İyilikle kalın...


Yazarın diğer yazıları