"Ben" Nesli
Her gün yenilenen, değişken ve takip edemediğimiz yeni bir dünya düzeninde geldiğimiz noktaları günlerce konuşuruz. Hızla değişen dünya düzeninde kimsenin çokta dile getirmediği trajik sorunlarda mevcut. Kitlesel bir yozlaşmanın tam olarak içerisinde olduğumuzu, harfler ile isimlendirdiğimiz neslin hızla dengesini kaybettiğini düşünenlerdenim. Atadan ve aileden gelen ahlaki değerleri bilmeyen bilse de önemsemeyen bir nesille karşı karşıyayız.
Narsisizm/enaniyet, iyimserlikten uzak, kaygı ve depresyon gibi birçok duygu sorunu ile baş başayız...
Ben Nesli'nin bu kadar özgüvenli olup bir o kadarda kaygılı ve depresif olmalarının sebebi sizce ne olabilir? Varlık içinde yokluk çeken duygular, vurdumduymaz tavırlar, kendini bir yere ait hissedememe ve daha fazlası. Büyük resimde karşımıza çıkan şey ise içinde bulunduğumuz çağın getirdikleri. Gençlerin anlık duygularla yaşadığını ve gerçek mutluluğun tanımını bile dile getiremediklerini düşünüyorum. Yeniliklere karşıyım falan demiyorum, fakat bu düzen içinde düzensiz giden bir şeyler var. Bizi biz yapan, insanın temeline iyi gelen bir şeyler. Birey olmaya odaklanan gençlerin toplum içinde var olabilme konusunu çokta dikkate aldıklarını sanmıyorum. Toplum kuralları yeni nesil için pekte anlamlı değil. Toplum içinde fedakârlık gibi değerler ''ben'' olmak haline gelmiş durumda.
Peki suçlu kim?
''Canın ne isterse öyle yap, önce sen, her zaman kendin, başkasının ne düşündüğünü önemseme, bu hayat senin'' mesajları ile dolu her yer. Tüm bunların temelinde sadece sen mutluysan gerisinin bir önemi yok mesajları ile zehirli sarmaşık gibi sarıyorlar gençlerimizi.
Sadece kendini ifade etmeye yönelik eylemler, farklı olma çabası ile geçen zamanlar. Bedensel görünüşlerden, sosyal çevreye, inançlardan eğitime kadar her şeyleri ile ''ben'' olma çabaları yer aldı.
Yeteri kadar öz saygılı mıyız?
Kendini iyi ifade ediyor diye sevinen anneler babalar var etrafımda. Kendini iyi ifade etmenin neresi kötü dediğinizi duyar gibiyim.
Çocuklarımıza, gençlerimize kendine öz saygı diye diye içi boş öz saygıyla narsisizmi tetiklemiş olabilir miyiz?
Ekip çalışması yapamayan, anne babasına saygısız, en ufak bir durumda sorunlarla baş edemeyen bir nesil... Sürekli desteklediğimiz gençlerimize hayal dünyalarında her şeyi yapabileceklerini söylerken gerçek hayatın zorluklarından hiç bahsetmedik. Giderek yalnızlaşan bir neslin pekte mutlu olması mümkün gibi görünmüyor. Aile ve arkadaşlık bağlarından uzak olmak sadece anlık mutluluklar verebilir. Aşırı bencil/narsist, öfkeli, depresif ve kaygılı bir insanlıktan bahsediyor uzmanlar. Sadece kendisine odaklanmış nesle, acilen toplumsal kültür bilinci eğitimi verilmeli. Sosyal medya, diziler, filmler gibi kolay ulaşılabilir yerlerde daha özverili olmalıyız ve çocuklarımıza bu hayatta bir başkaları için de var olduğumuz bilincini aşılamalıyız. Özsaygı bir sonuçtur, neden değil. Diğer bir deyişle, öz saygı bir çocuğun kendinden memnun olması için onu cesaretlendirmez. Çocuklar kendilerine duyacakları gerçek saygıyı iyi davranışlar sergileyerek ve bir şeyler başararak gerçekleştirirler.
Narsisizm; kibirlilik, kendini beğenmişlik, azamet, gösterişçilik ve ben merkezlidir. Narsist kendini çok önemser, mağrurdur, kendini metheder, çok konuşur ya da kendi hayalinde bir efsanedir.
Anne babalar sizlere sesleniyorum; kararlı bir şekilde hayır demeyi bilelim, dört yaşında bir çocuğa fazla yetki vermeyelim, toplumsal bilinci aşılayalım, birlik olmanın önemini anlatalım, hayatın tozpembe olmadığını zorluklarında olabileceğini ve her şeyi başarmanın mümkün olmadığını, aile olmanın bu hayatta ki en önemli ''ben'' olduğunu anlamalarını sağlayalım.