ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE


Zoru görünce…

Bir önceki yazıdan devam edelim.
Hani "İsrail nasıl makul olur?" diye sormuştuk ya...
Zoru görünce nasıl olabildiğini de gördük.
Gelişmeleri takip edenler hatırlar.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Washington'a gidip Türkiye'ye karşı ABD Başkanı Trump'tan destek istemişti.
Aksine Trump Türkiye ve Erdoğan'dan övgüyle bahsetmişti.
Özellikle de İsrail'in kendi açısından kâbusu olan, Suriye'de yaşanan devrim ve Türkiye'nin etkisinden...
Trump öyle bir cümle kurmuştu ki tüm dünyada yankı buldu.
Netanyahu'ya "Erdoğan'la yaşayacağınız herhangi bir sorunu ben çözerim ama makul olmalısınız" demişti.
Yani "Türkiye'ye karşı ayağını denk al" mesajı vermişti.
Hem de kameralar önünde...
İsrail'i makul davranmaya yine ABD'nin zorlayacağını yazmıştık.
Görünen o ki öyle de oldu.
Bir gün sonra öğrendik ki, Türkiye ile masaya oturdu.
Netanyahu ABD'den döner dönmez, ona eşlik eden bazı diplomatik isimler Bakü'ye hareket etti.
Uçakta onlara İsrailli üst düzey askeri yetkililer de katıldı.
Türkiye İsrail uçaklarına hava sahasını kullandırmıyor.
Bu yüzden uçakları Yunanistan'ı dolaşıp Karadeniz üzerinden geçerek Azerbaycan'a ulaşabildi.
Diplomatlar, güvenlik yetkilileri ve askerlerden oluşan iki heyet oturdu, konuştu.
Bu kesinlikle bir normalleşme görüşmesi değildi.
Türkiye'nin normalleşme için İsrail'den pek çok beklentisi var.
En başta da Gazze'deki katliamlara son vermesi ve Filistin'le barış masasına oturması geliyor.
Bakü'deki görüşme teknik bir görüşmeydi.
Amaç, Suriye sahasında İsrail ve Türkiye arasında bir çatışma ortamı doğmasını engellemekti.
Türkiye bu olgunluğa sahip.
Daha önce Suriye'de benzer mekanizmaları Rusya, İran ve ABD ile işletti.
Ancak İsrail dünyanın gözünün içine baka baka takındığı pervasızlıktan geri adım atmak zorunda kaldı.
Türkiye'nin gücünün caydırıcı etkisi ve ABD Başkanı Trump'ın zorlamalarıyla geri bastı.
İsrail basını görüşmenin iyi geçtiğin yazsa da henüz bir sonuç yok.
Bir toplantı daha yapılacak.
Türkiye ve Suriye'nin talebi açık.
İsrail'in Suriye'ye saldırıp şiddet ve istikrarsızlık yaymaya son vermesini istiyorlar.
Zira ne Şam'ın ne Ankara'nın durduk yere İsrail'e saldırmak gibi bir niyeti var.
İsrail ise Türkiye iddia edilen iki üsse yerleşirse Suriye sahasında istediği gibi at koşturamayacak olmanın verdiği rahatsızlıkla deyim yerindeyse kıvranıyor.
Lakin Netanyahu'nun Türkiye konusunda hayal kırıklığıyla döndüğü Washington ziyaretinden sonra Tel Aviv'de bazı mecburiyetlerin artık daha net şekilde ortaya çıkmaya başladığını görüyoruz.
Times of Israel gazetesinden Nurit Yohanan bu zorunluluğu çok güzel tahlil etmiş.
"İsrail yönetimi Türkiye'nin Suriye'de artan etkisine alışmak zorunda." diyor.
Özellikle de Trump-Netanyahu görüşmesini hatırlatıyor.
"Trump'ın Erdoğan'a verdiği destek İsrail'in manevra kabiliyetini daha da sınırlıyor. Tel Aviv'in buna karşı koyacak çok az seçeneği kalmış gibi görünüyor." diyor.
İsrailli gazeteciye göre Tel Aviv bu saatten yalnızca en kritik kırmızı çizgilerde ısrar edebilecek durumda.
Peki nedir onlar?
En başta gelen, İran'ın Suriye üzerinden Hizbullah'a silah transferi.
İsrail yıllardır Suriye'yi bu bahaneyle vuruyordu.
Ama devrimden sonra Suriye'de İran da Hizbullah da kalmadı.
Yani böyle bir bahaneleri de yok.
Özetle İsrail Suriye sahasında saldırganlığına son vermek için her yönden sıkıştırılıyor.
İşte "zor"u görmek tam da bu.


Yazarın diğer yazıları