ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE


Erdoğan'ın BM'deki konuşması, etkileri ve dünya basını

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2024 Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda yaptığı konuşma geniş yankı uyandırdı. Özellikle İsrail'e yönelik sert eleştirileri, Gazze'de yapılanları "soykırım" olarak tanımlaması, Gazze'yi "dünyanın en büyük kadın ve çocuk mezarlığı" olarak nitelemesi, Netanyahu'yu Hitler'e benzetmesi, Batı'yı ve BM Güvenlik Konseyi'ni bu karanlık durumu durdurmak için harekete geçmeye çağırması dünya kamuoyunda ve basınında büyük infial yarattı.

Erdoğan'ın bu tarihi konuşmasını, Fransız haber ajansı AFP ve Reuters, Erdoğan'ın İsrail'in Ortadoğu'yu büyük savaşa sürüklediğini ve Batı'nın bu duruma kayıtsız kalmasının BM değerlerini öldürdüğü ifadesi ile manşetlerine taşıdı. Ayrıca, Katar merkezli Al Jazeera, Erdoğan'ın Netanyahu hükümetini "cinayet şebekesi" olarak nitelendirdiğini ve uluslararası toplumu bu durumu durdurmaya çağırdığını vurguladı. Politico ve New York Times gibi Amerikan basınındaki ünlü köşe yazarları da, Erdoğan'ın İsrail'i sert bir dille eleştirmesini ve Gazze'de yaşananlara dikkat çekmesini önemli bulduklarını, Erdoğan'ın bu söylemleriyle uluslararası toplumun dikkatini çekmeyi başardığını belirttiler. Die Welt gibi Alman basını ise, Erdoğan'ın "İsrail soykırım yapıyor" ifadesini ön plana çıkardı ve bu söylemleri cesur bir çıkış olarak değerlendirdi. Alman yazarlar, Erdoğan'ın BM'deki söyleminin Gazze konusundaki duyarlılığı artırabileceğini belirttiler.

Öte yandan, bu tarihi konuşmadan tahmin edilebileceği gibi rahatsız olanlarda vardı. İsrail basını, Erdoğan'ın bu tür ağır söylemlerinin barış sürecine zarar verdiğini ve gerilimi tırmandırdığını yazdı. Washington Post, The Guardian'daki bazı köşe yazarları, Erdoğan'ın bu söylemlerinin Orta Doğu'daki mevcut krizlerin çözümüne katkı sağlamayacağını, Türkiye'nin arabulucu değil taraf olan bir konuma geçmesinin, Türkiye'nin Orta Doğu'daki arabulucu rolünü zayıflatabileceğini iddia ettiler. Türkiye'de ise, muhalif kesimler, bu batılı medya ile paralel olarak Erdoğan'ın BM konuşmasının Türkiye'nin uluslararası imajını olumsuz etkilediğini ileri sürdüler.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın BM'deki konuşması, Arap ve Körfez ülkeleri tarafından da çeşitli tepkilerle karşılandı. Özellikle Filistin'e olan desteğini vurgulaması ve İsrail'i sert bir dille eleştirmesi Arap medyasında geniş yer buldu. Ancak,Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri Erdoğan'ın Filistin konusundaki tavrını desteklerken, belki de İsrail ile normalleşme sürecinde olmaları nedeniyle doğrudan eleştiriden kaçındılar. Katar, Erdoğan'ın konuşmasını daha fazla destekleyici bir tavırla karşıladı. Katar merkezli Al Jazeera, Erdoğan'ın Batı'nın ve BM'nin Gazze'deki duruma kayıtsız kalmasını eleştiren sözlerine geniş yer verdi. Mısır ise, Erdoğan'ın söylemlerine karşı daha temkinli bir yaklaşım sergiledi. Mısır, Filistin konusundaki desteğini belirtse de, daha çok diplomatik dengeleri-çıkarlarını gözetmeyi tercih etti. Özetle, Erdoğan'ın BM konuşması Arap ve Körfez ülkeleri tarafından genel olarak olumlu karşılansa da, ülkeler arası siyasi ilişkiler ve İsrail ile olan diplomatik bağlar nedeniyle doğrudan bir destek açıklaması gelmedi. Ama şu ortada ki, Türkiye'nin Filistin'e olan desteğini vurgulaması ve Batı'yı bu konudaki tutumundan dolayı eleştirmesi, Türkiye'nin İslam dünyasındaki imajını güçlendirdi ve sempati yarattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın BM'deki konuşması, Batılı ülkeler ve diğer büyük güçler arasında farklı tepkilerle karşılandı. İsrail'in Ortadoğu kalkanı ABD, Erdoğan'ın sert söylemlerine, bekleneceği gibi tepki gösterdi. Almanya, Fransa ve İngiltere, Erdoğan'ın konuşmasını dikkatle izlemekle birlikte doğrudan bir açıklama yapmadı. Ancak Erdoğan'ın konuşmasında dile getirdiği sert ifadelerin ve Batı'yı eleştirisinin, bu ülkelerin basınında yer alma biçimi, bu ülkelerde yarattığı rahatsızlığın net göstergesi.

Erdoğan'ın konuşması, genel olarak Batılı ülkelerden rahatsızlık yaratırken, Çin ve Rusya gibi ülkeler bu söylemleri daha nötr veya destekleyici bir yaklaşımla ele aldı. Rusya ve Rus basını, Türkiye'nin İsrail'e karşı aldığı sert tutumunu destekler bir çizgide, ama dikkatli tavır sergiledi. Bilindiği üzere, Çin, genellikle bu tür konularda doğrudan bir açıklama yapmaktan kaçınır. Ancak Çin medyası, Erdoğan'ın konuşmasına ve özellikle BM Güvenlik Konseyi'ne yönelik eleştirilerine beklenmedik ölçüde geniş bir yer verdi. Erdoğan'ın özellikle Gazze'deki durumu insanlık krizi olarak nitelendiren ifadeleri, Çin medyasında dikkat çekici bir yer buldu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın BM'deki kritik konuşması sonrasında, dünya kamuoyunu merak ettiren birçok soru ve tartışma da ortaya çıktı. Mesela, Erdoğan'ın Konuşması Gerçekten Bir Değişim Yaratabilecek mi? Uluslarası toplum bu eleştirilere nasıl cevap verecek? Dahası, Batı'nın bu konudaki sessizliğinin ne anlama geliyor? BM'de reform mümkün olacak mı? Erdoğan'ın Netanyahu'yu Hitler benzetmesi, İsrail'de ve Batı'da büyük yankı uyandırdığı ortada. Peki, bundan sonra Türkiye- İsrail ile ilişkileri nasıl etkilenir? Bu durumun ekonomik ve politik etkileri ne olur? Erdoğan'ın KKTC'nin tanınması için yaptığı çağrı, Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimi'nde büyük yankı buldu, peki bu çağrının uluslararası düzeyde nasıl karşılanacak? Vs vs

Sonuç olarak, Erdoğan'ın tarihi konuşması uluslararası toplumu harekete geçirmek ve dikkat çekmek açısından etkili olduğu bir gerçek ama uluslararası sitemi harekete geçirebilecek mi, birlikte yaşayıp göreceğiz.


Yazarın diğer yazıları