ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE


YÜKSELEN IRKÇILIK VE SEÇİMLER

Irkçılığın dünya genelinde yükselişinin nedenleri arasında, ekonomik eşitsizlik, göçmen akınları, milliyetçilik, popülizm gibi unsurları sayabiliriz. Öte yandan, sosyal medya ve internet üzerinden körüklenen ve hızla yayılan yanlış bilgiler de, nefret söylemlerinin tuzu biberi oluyor. Dahası, siyasi liderlerin, milliyetçilik ve popülizm üzerinden oy kazanma stratejisi, yerli halkın endişelerini manipüle ederek, "biz" ve "onlar" ayrımını körüklüyor ve ırkçı söylemleri meşrulaştırıyor. Sonuçta, genel olarak, dünyada, ırkçılığa karşı büyük bir toplumsal kesim olsa da, ırkçı söylemler ve politikalar hız kesmiyor.

Irkçılığa karşı güçlü bir duruş sergileyen profil, tahmin edilebileceği gibi, özellikle eğitimli şehirli ve genç kesimlerden oluşuyor. Ama öte yandan, ırkçılığı destekleyen grupların çok daha ilginç ve karmaşık bir profili olduğu görülüyor. Eğitimli- eğitimsiz çok çeşitli gruplar halinde, farklı söylemler çerçevesinde ırkçılığı savunuyorlar. Bunlar, Avrupa'da ve ABD'de, aşırı ırkçı söylemleri ve politikaları destekliyor. Örneğin, Avrupa'da Marine Le Pen'in liderliğindeki Ulusal Cephe (Fransa) ve Almanya'da AfD (Alternatif für Deutschland) partileri gibi, yabancılara- mültecilere veya göçmenlere karşı olan siyasetin arkasındalar. Bir diğer ırkçı kesim, ABD'de beyaz üstünlükçü gruplar gibi, insanların deri rengi üzerinden ırkçılık yapıyorlar. Hatırlarsanız, 2017'de Charlottesville gibi olaylarla yine gündeme gelmişlerdi. Yine mesela, Hindistan'da Hindutva hareketi gibi milliyetçi gruplar, azınlıklara karşı ayrımcı politikaları destekliyor. Irkçılığa karşı çıkan ve destekleyen grupların toplumlar içindeki oranları ve etkileri ise, ülke ve bölgeye göre değişkenlik gösteriyor.

Fransa seçimleri ve Irkçılık

Fransa'da seçimlerin ırkçılıkla ilişkisi oldukça belirgin. Son yıllarda, Marine Le Pen'in liderliğindeki Ulusal Cephe (şimdiki adıyla Ulusal Birlik) partisi ve onun genç lideri Jordan Bardella, önemli ölçüde destek kazanmış görünüyor. Hatırlarsanız, 2024 AP seçimlerinde, Ulusal Birlik oyların %31.5'ini alarak tarihi bir başarı elde etmişlerdi. Geçtiğimiz Pazar günü de, Fransa'daki seçimlerin ilk turunda, Marine Le Pen'in aşırı sağcı, göçmen ve İslam karşıtı partisi Ulusal Birlik'in, yaklaşık yüzde 34 oranında oyla birinci parti olarak çıkması ve bunun sonucu olarak solcuların sokağa dökmesi, Fransa iç siyasetinin ciddi bir değişim potansiyeli taşıdığını gösteriyor. Öte yandan, Özellikle Fransız gençler, göçmen kökenli ve farklı etnik kimliklere sahip olan arkadaşları ve kendileri için daha eşitlikçi ve adil bir toplum talebiyle gösteriler düzenliyor. Ayrıca, kadınlar ve LGBTQ+ topluluklar, Ulusal Birlik'in olası iktidarında haklarının kısıtlanacağından endişe ediyor. Yine de, Marine Le Pen ve Jordan Bardella, ırkçı ve göçmen karşıtı söylemlerle seçmenlerini mobilize etmeyi başarmış görünüyorlar. Genç lider Bardella, karizması ve gençlere hitap eden söylemleri, partinin genç seçmenler arasında da popüler olmasını sağlıyor . Sol ve merkez partiler ise, Ulusal Birlik'in yükselişine karşı birleşmeye çalışıyor. Ancak, iç çekişmeler ve bölünmüşlük, bu partilerin etkili bir karşı duruş sergilemesini zorlaştırıyor

Görünen o ki, Fransa'da seçimler, sadece siyasi dengeleri değil, aynı zamanda toplumsal yapıyı da şekillendirecek. Irkçı ve milliyetçi söylemlerin yükselişi, toplumda ciddi bir kutuplaşma yaratırken, buna karşı çıkan geniş bir kesim de var. Bu seçimler, Fransa'nın geleceği için kritik bir dönemeç olarak görülüyor.

İran seçimleri ve Irkçılık

İran, artan iç huzursuzluk ve ekonomik zorluklarla karşı karşıya bir durumda seçime gitti. İran uzmanları, İran'ın sertlik yanlısı muhafazakar adaylarının, ülkedeki etnik ve dini azınlıklara karşı daha baskıcı politikalar benimseme eğiliminde olduğunu iddia ediyor. Yine uzmanlara göre; ''İran'da seçimler, genellikle rejimin meşruiyetini pekiştirmek için kullanılıyor, ancak son yıllarda düşük katılım oranları ve protestolar, rejimin meşruiyetine gölge düşürdü. Halk, seçimlerin gerçekten değişim getireceğine dair inancını kaybetmiş durumda ve bu durum, rejimin iç ve dış politikalarında daha sert önlemler almasına neden olabilir''. Gerçekten de, Pazar gün ki, İran seçimlerinde, ülke genelinde yaklaşık 62 milyon seçmen için 59 bin merkezde kurulan sandıklarda toplam 24 milyon 535 bin 185 oy kullanıldı, katılımın yüzde 40 civarında gerçekleşti.

ABD seçimleri ve ırkçılık

ABD'de artan ırkçılık ve buna bağlı olarak yükselen sağcı şiddeti tespit etmek malumun ilanı gibi bir şey. Özellikle 2021'deki 6 Ocak olayları hatırlanacak olursa, ABD'nin içindeki radikal volkanın nasıl kaynadığı anlaşılır. Öte yandan, 2024 seçimleri yaklaşırken, Trump, Biden gibi figürlerin, seçmeni mobilize etmek için kullandıkları, göçmen karşıtı ve beyaz üstünlükçü söylemleri, özellikle siyahi Amerikalılar, Latinler ve diğer azınlık grupları üzerinde sıkıntılı etkiler oluşturduğunu görmek zor değil.

Irkçılığın artması, popülist ve milliyetçi partilerin desteklenmesine yol açabilir. Bu partiler genellikle göçmen karşıtı ve yabancı düşmanı söylemler kullanarak, yerli halkın endişelerini manipüle ederler. Örneğin, Fransa'da Marine Le Pen'in liderliğindeki Ulusal Cephe, göçmen karşıtı politikalarıyla önemli bir destek kazandı

Artan ırkçılık- seçmen – seçimler ve şiddet

Artan ırkçılığın, seçmen katılımına etkisi elbette olur. Mesela, bir yandan, azınlık gruplar birlikte hareket ederek oy kullanıp kendilerini koruma çabası içine girerken, diğer yandan artan korku ve güvensizlik, sandıklardan uzak durmalarına neden olabilir. Bu durum da Kabul edeceğiniz gibi, seçim sonuçlarının daha öngörülemez hale gelmesine yol açar. Dahası, ırkçılığın yükselmesi, etnik ve dini azınlık gruplarının siyasi mobilizasyonunu artırabilir. Bu da, onları, kendi haklarını savunmak ve ayrımcılığa karşı durmak için şiddete yönlendirebilir.

Ez cümle, yükselen ırkçılık, dünya genelinde yaklaşan – gerçekleşen seçimleri çok yönlü olarak etkileyebilir. Bu etkiler, popülist ve milliyetçi partilerin güçlenmesinden, seçmen katılımı ve kutuplaşmaya, toplumsal huzursuzluk ve azınlık gruplarının tepkilerine kadar geniş bir yelpazede görülebilir. Bu dinamikler, seçim süreçlerinin karmaşıklığını artırırken, demokratik değerlerin korunması ve toplumsal bütünlüğün sağlanması açısından önemli meydan okumalar ortaya çıkarır. Yükselen ırkçılığın faturasını dünya daha önce ağır bedellerle ödedi. Karar vericilerin, kendi seçmenini konsilide etmek için kullandıkları dil, insanı bir vahşiye dönüştürebilir. O yüzden: Yükselen ırkçılığı- sağ'a, populist politikalara HAYIRRRRR!!!!!


Yazarın diğer yazıları