Haniye suikastı ve etkileri ( 2 )
Bir önceki yazımda, Haniye suikastının bölgedeki siyasi ve askeri dengeleri olumsuz etkileyeceğini kaleme almıştım. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'da ''3 tane operasyon aynı anda oldu. Tahran'da, Beyrut'ta ve Irak'ta. İran için önemli olan 3 yerin vurulması, belli düğmeleri basılması anlamına gelir. Savaşın yaygınlaşmasını isteyen üst akıl devrede'' açıklaması ile ortadaki tehlikeyi işaret etmişti. Düşünsenize, adamlar sadece Haniye'ye suikast yapmakla kalmadılar, İran'ın başkenti Tahran'ı da vurdular! Dolayısı ile, bu kez İran'dan yola çıkalım. Bir gazeteci arkadaşım, sosyal medyada şöyle sormuş: Hizbullah lideri Nasrallah'a " Güvenliğini sağlayamayız sakın gelme" diye mesaj yollayan İran, nasıl oldu da Haniye'ye Cumhurbaşkanlığı yemin törenine katılmasını istedi? Gelin, bu soruyu biraz kurcalayalım.
İRAN İSMAİL HANİYE SUİKASTININ NERESİNDE?
İsmail Haniye'nin suikastının İran istihbaratı tarafından öngörülememesi birkaç faktöre bağlanabilir. Öncelikle, İran'da iç istihbarat zafiyeti yaşanmış olabilir. Çünkü, bildiğiniz gibi İran'ın kendisi de sık sık İsrail saldırılarına hedef oluyor ve bu durum, istihbarat birimlerinin etkinliğini sorgulatıyor. Örneğin, 2020'de İranlı nükleer bilimci Muhsin Fahrizade'nin suikastı, İran ordusunun içinden bir kişinin yardımıyla gerçekleştirilmişti ve bu, İran istihbaratının iç sızıntılarla mücadelede zorlandığını göstermişti
İRAN İKİLİ OYNUYOR OLABİLİR Mİ?
İran'ın ikili oynayıp oynamadığı konusunda çeşitli spekülasyonlar var. Bazı yorumcular, İran'ın bölgedeki karmaşık dengeleri gözeterek hareket ettiğini ve doğrudan çatışmaya girmeden, vekil güçler üzerinden politika yürütmeyi tercih ettiğini belirtiyorlar. İran'ın, Hamas gibi gruplara verdiği destek bilinsede, bu destek genellikle perde arkasında kalıyor ve İran, doğrudan müdahil olmaktan her zaman kaçınıyor. İran'ın, Haniye suikastından sonra, 'doğrudan savaşa girmeyeceğini' belirten açıklamaları da bu stratejiyi destekler nitelikte.
Öte yandan, İsmail Haniyye'nin hedef alındığı binanın saldırısı sonrası yayınlanan görüntülerinde, İran Cumhurbaşkanlığı'na ait kompleksin içerisindeki binada sadece Haniyye'nin kaldığı katın vurulduğu ve binanın diğer kısımlarının zarar görmediği anlaşılıyor. Bu da soru işaretlerini arttırıyor.
İranlı gazeteci Ramazan Bursa'da, konu ile ilgili şöyle sormuş: "Haniyye'nin devrim muhafızlarına ait lojmanı ile Dini Lider Hameney'in ofisi arasında çok mesafe yoktu. Onu vuran Hamaney'i de vurabilir" Asıl soru şu, "İsrail Hameney'i niye vurmuyor?"
FİLİSTİN ÜZERİNDEN DURUM
Haniye ve ailesinin hedef alınması, Hamas ve İsrail arasındaki çatışmaların daha da şiddetlenmesine neden olacağı ortada. Bilinen diğer gerçek, İsrail'in bu tür saldırılarının, Filistin halkı arasında derin bir öfke ve direniş ruhu yarattığı, bunun da bölgedeki barış sürecinin önündeki engelleri arttırdığı.
HANİYE SUİKASTI VE TÜRKİYE
Türkiye'nin Haniye suikastına verdiği tepki, iç politikada da destek bulmuş görünüyor. Bu durum, Türkiye'nin Ortadoğu'daki rolünü ve Filistin davasına olan desteğini yeniden gündeme getirmesine vesile olduğu da aşikar. Dolayısı ile, Türkiye'nin olay sonrası yaptığı 'bölgedeki barış ve istikrar için çalışmaların sürdürüleceği'' beyanı Türkiye'nin bölgedeki etkisini ve uluslararası arenada daha da güçlenen konumunu gösteriyor. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın; ''Bölgemizde güvenlik paktı oluşturmalıyız. Soğuk savaş döneminden sonra bölgemizdeki devletler bir birlerine güvenmiyorlar bunu çözmenin tek yolu güvenlik paktı oluşturmaktır. Cumhurbaşkanımız da bu konu üzerinde yoğunlaşıyor.'' açıklaması da bu etkiyi gösteriyor.