ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE


Yeni anayasa tartışmaları

Türkiye'de yeni anayasa tartışmaları uzun süredir gündemde yer alıyor ve bu süreçte çeşitli kesimlerin farklı argümanları ve soruları öne çıkıyor. Özellikle 1982 Anayasası'nın, askeri darbe sonrası yapıldığı için otoriter bir zihniyetle şekillendiği ve demokrasiye, bireysel özgürlüklere, insan haklarına yeterince yer vermediği, bu nedenle, anayasanın sivil bir irade tarafından yeniden yazılması gerektiğini, bunun da toplumsal mutabakatla yapılmasının önemini her kesim kabul ediyor. Ama nasıl bir Anayasa konusunda hala tam bir uzlaşı yok.

Konu ile ilgili tartışmalar, özellikle Türkiye'nin mevcut siyasi yapısı ve yönetim biçimi etrafında şekilleniyor. Cumhur ittifakı, mevcut başkanlık sisteminin Türkiye'nin gelişimine katkı sağladığını ve yeni anayasanın da bu sistemi koruyarak daha demokratik ve özgürlükçü bir yapı sunabileceğini öne sürüyor. Ayrıca, yeni anayasanın daha kapsayıcı olacağı ve Türkiye'nin ihtiyaçlarına uygun bir sistem inşa edeceği iddiasında. Muhalefet partileri ise, yeni bir anayasanın gerekli olduğunu kabul etmekle birlikte, Türkiye'nin güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönmesi gerektiğini savunuyor. Dahası muhalefet yürütme yetkilerinin sınırlanmasını ve Meclis'in denetleme yetkisinin artırılmasını istiyor. DEM, ise mevcut anayasanın merkeziyetçi yapısının, demokratikleşme sürecinin önünde engel olduğunu düşünüyor. Yerel yönetimlerin özerklik kazanması ve kültürel hakların tanınması DEM'in öncelikli talepleri arasında. MHP, bu isteklerin Türkiye'nin sarsılmaz bütünlüğünü olumsuz etkileyeceğini söylüyor. Yani, sonuç olarak, yeni anayasa tartışmalarında en büyük kırılma noktası, Türkiye'nin yönetim sistemi üzerine olacağı hissediliyor.

Öte yandan, bir diğer tartışma alanı Türkiye'de ceza yasalarının yetersizliği. Toplumda, adalet sisteminin çeşitli yönleriyle ilgili endişeler, son yıllarda çok daha sık gündeme geliyor. Mesela, özellikle cinsel suçlar, kadına yönelik şiddet, çocuk istismarı, uyuşturucu ve organize suçlara karşı ceza yasalarının caydırıcılığı toplumda sıkça tartışma konusu oluyor. Bu suçların tekrarlandığı ve faillerin çoğu kez hafif cezalarla kurtulduğu, ceza indirimi ve iyi hal uygulamalarının mağdurlar üzerinde adaletsizlik yarattığı görüş yaygın olarak destek buluyor.

Peki, Türkiye'nin Gerçekten Yeni Anayasaya İhtiyacı Var mı?

Genel olarak, Türkiye'de sivil, demokratik ve günümüz koşullarına uygun bir anayasa isteği, geniş mutabakatla dile getirilen bir ihtiyaç. Yani, Türkiye'nin yeni ve sivil bir anayasaya gerçekten ihtiyaç duyduğu ortada.

Neden mi? Çünkü, 1982 Anayasası, askeri darbe sonrası yapılmış bir anayasa ve bu nedenle otoriter ve merkeziyetçi bir zihniyetle şekillenmiş. Dolayısı ile günümüzün demokratik değerlerine ve toplumun geniş taleplerine yanıt vermekte zorlanıyor. Ayrıca, bu anayasa değişikliklerle defalarca revize edilmiş olsa da, hala askeri dönemden kalma izleri taşıyor. Dahası, Türkiye'deki başkanlık sistemi tartışmaları bile, başlı başına yeni bir anayasa ihtiyacını ortaya koyuyor çünkü mevcut sistem üzerinde bile uzlaşma hala sağlanmış değil.

Evet, ez cümle mevcut anayasanın tarihsel bağlamı, otoriter yapısı, demokratikleşme süreçlerindeki yetersizlikleri ve toplumun değişen dinamiklerine uygun olmaması yeni bir Anayasa ihtiyacını doğuruyor. Ancak bu anayasa, tüm toplum kesimlerinin katılımıyla, şeffaf ve demokratik bir süreçle yapılmalı, yönetim sistemi gibi temel konularda geniş mutabakata dayanmalı. Toplumun farklı kesimlerinin, siyasi partilerin ve sivil toplumun sesinin duyulduğu bir anayasa yapım süreci, Türkiye'nin geleceği açısından hayati önemdedir.


Yazarın diğer yazıları