Sadakat mi liyakat mi?
Yeterliliği - liyakati olmayan kişilerin önemli pozisyonlara gelebilme meselesi hepimiz için kuşkusuz şaşırtıcı bir durum. İyi de, bu mevkilere, nasıl - neden geliyorlar? Biraz üzerinde düşününce, sanırım şöyle olabilir:
1. Bağlantılar ve Network:
İş bulmada ya da iş yerinde terfi de "kişisel ilişkiler ve network etkisi" hepimizce malum. Kişiler, yetenek ve deneyimden ziyade, kimleri tanıdıkları üzerinden bir yerlere gelebiliyorlar.
2. Politik Baskılar:
Siyasi sistemlerde, belirli pozisyonlara atamalar genellikle siyasi sadakat ve partizanlığa dayanabiliyor. Bu da, yetenekten bağımsız olarak yapılan atamaların yolunu açabiliyor.
3. Kurumsal Kültür ve Dinamikler:
Bazı kurumlarda, eski çalışanlara veya belirli gruplara karşı, sadakat, yeterlilikten daha önemli görülebiliyor. Bu durum, kurumsal kültürün bir parçası olarak da kabul edilebilir.
4. Manipülasyon ve Sahtekârlık:
CV veya geçmiş tecrübeler hakkında yalan söylemek ya da yanıltıcı bilgiler vermek de bir faktör olabilir.
Peki, liyakatsiz atamaların sonuçları ne olabilir?
1. Verimlilik Düşüşü:
Yeterli olmayan kişilerin önemli pozisyonlarda bulunması, kurumun genel performansını elbette olumsuz etkileyecektir.
2. Çalışan Memnuniyetsizliği:
Yeterliliği olmayan yöneticiler, yetenekli çalışanlar arasında hoşnutsuzluğa ve moral düşüklüğüne neden olabilir. Dahası, bu durum çalışan devir hızını net şekilde azaltır.
3. Finansal Kayıplar:
Yanlış kararlar ve kötü yönetim, mali kayıplara yol açabilir.
4. Toplumsal Güven Erozyonu:
Kamu sektörü veya siyasi pozisyonlarda yeterliliği olmayan kişilerin bulunması, halkın kurumsal ve siyasi sisteme olan güvenini zayıflatabilir.
Türkiye'de son durum
Dünyanın birçok yerinde de, liyakat konusu ile ilgili tartışmalar gündemde yerini koruyor. Örneğin, Amerika Birleşik Devletleri'nde bazı siyasi atamalar sıklıkla tartışma konusu oluyor. Ama Türkiye özelinde durum, hepimizi yakinen ilgilendirdiği için çok önemli.
Özellikle 15 Temmuz sonrası, at başı gitmesi gereken sadakat ve liyakat meselesinde, sadakatin özellikle kamu sektörü ve siyasi atamalarda, birinci planda yer alması, süreç içinde bazı açmazları da beraberinde getirmiş görünüyor. Dolayısı ile bu durum, hem medya hem de halk arasında sıkça tartışılan bir konu halinde. Mesela, eğitim ve sağlık gibi kritik sektörlerde hizmet kalitesinin düşmesi, kamu kaynaklarının verimli kullanılamaması, Sadakat temelli atamaların, toplumda yol açtığı adaletsizlik - haksızlık algısını tartışılan başlıklara örnek olarak verebiliriz.
Öte yandan, liyakat sahibi olmayan kişilerin önemli mevkilere gelmesi, genellikle liyakat sahibi olanlara karşı çeşitli davranış kalıplarını ve sonuçları da beraberinde getiriyor. Bu durumun hem Türkiye'de hem de dünyada farklı örneklerine rastlamak mümkün.
1. Kendini Tehdit Altında Hissetme:
Liyakat sahibi olmayan yöneticiler, liyakat sahibi çalışanları bir tehdit olarak görebiliyor. Bu da, yetenekli ve bilgili kişilerin yetkilerini sınırlamak veya etkisiz hale getirmek amacıyla yapılan davranışlara neden olabiliyor.
2. Küçük Düşürme ve Mobbing:
Liyakat sahibi olmayan yöneticiler, kendilerini yeterli hissetmedikleri için liyakat sahibi çalışanlara karşı küçümseyici veya mobbing içeren davranışlar sergileyebiliyor.
3. Yetersiz Ödüllendirme ve Yükselme İmkânları:
Liyakat sahibi olmayan yöneticiler, liyakat sahibi çalışanları ödüllendirmekte veya terfi ettirmekte isteksiz olabiliyor. Bu da çalışanların motivasyonuna olumsuz etki ediyor.
4. Yaratıcı ve Yenilikçi Fikirlerin Engellenmesi:
Kendi yetersizliklerini örtbas etmek amacıyla, liyakat sahibi olmayan yöneticiler, yaratıcı ve yenilikçi fikirlerin uygulanmasını engelleyebiliyor.
Nasıl mı? Mesela:
Eğitim kurumlarında liyakat sahibi olmayan yöneticilerin, deneyimli ve yetenekli öğretmenleri baskı altında tutmaları, eğitimin kalitesini düşürebiliyor. Örneğin, liyakat sahibi öğretmenlerin projelerinin reddedilmesi gibi. Bakınız kimi özel okullar.
Kamu Sektörü:
Devlet dairelerinde, liyakat sahibi olmayan üst düzey yöneticilerin, deneyimli memurlara karşı baskıcı ve küçümseyici tutumları, kamu hizmetlerinin etkinliğini azaltabiliyor. Örneğin, liyakat sahibi memurların terfi edememesi veya görevlerinden alınması gibi durumlar olabiliyor. Yine mesela bu konuda, dünyadan örnek vermek gerekirse, İngiltere'de Brexit sürecinde bazı bürokratlar siyasi atamalar eliyle etkisiz hale getirilmişti. Ama İngiltere'de bugün yaşananlar, bu yapılan haksızlığın neden olduğu sonuçları iyi fotoğraflıyor.
Peki liyakatsiz insanların yönettiği kurumlarda başka ne gibi sonuçlar olabilir?
1. Liyakat sahibi çalışanlar, adil bir değerlendirme sisteminin olmadığını düşündüklerinde, iş tatminsizliği yaşayabilir ve motivasyonları düşer.
2. Liyakat sahibi olmayan yöneticilerin baskıcı tutumları, yetenekli çalışanların işten ayrılmasına yol açabilir. Bu da kurumsal bilgi kaybı ve sürekli eğitim maliyetleri gibi sorunları beraberinde getirir.
3. Yaratıcı ve yenilikçi fikirlerin engellenmesi, uzun vadeli başarısızlıklara yol açabilir.
4. Kurumlara karşı, toplumsal güven kaybına neden olabilir. Düşünsenize, başvurduğunuz kurum değil size hizmet vermek, sorununuzu anlatmaktan bile uzakta. Gerçekten çok sinir bozucu.
Peki, ne yapalım, mücadele edeceğiz diye işimizden mi olalım?
Hayır! Liyakat sahibi olanlar, liyakat sahibi olmayanların yönetiminde çeşitli stratejiler izleyerek hem kendi profesyonel gelişimlerini sürdürebilir hem de kurumlarının başarısına katkıda bulunabilirler.
Mesela, profesyonel tavrı korumak her zaman işe yarar. Dahası, takım ruhunu ve dayanışmayı teşvik etmek zaman içinde sesinizin gür çıkmasını sağlayabilir.
Kendi iş ağlarınızı – Networking kurabilirsiniz. Ya da baktınız hiç olmuyor, alternatif bir kariyer planı düzenlemekten de korkmamak gerekir. Mesela, Steve Jobs ve John Sculley..
Apple'ın kurucularından Steve Jobs, 1980'lerde John Sculley'i CEO olarak işe aldı. Sculley'in yönetiminde Jobs, sonunda Apple'dan ayrılmak zorunda kaldı. Ancak, Jobs ayrıldıktan sonra NeXT ve Pixar gibi başarılı şirketler kurdu ve sonunda Apple'a geri dönerek büyük başarılara imza attı. Jobs'un bu süreçteki stratejisi, kendi yetkinliklerini başka alanlarda ve projelerde kullanarak profesyonel gelişimini sürdürmek oldu.
Ez cümle, Liyakat sahibi kişilerin, liyakat sahibi olmayanların yönetiminde çalışması kolay değil ama imkansız da değil. Eğer rüzgar sert esiyorsa, direnmek yerine yel değirmeni kurmak iyi olabilir. Karar sizin, ama tekraren gerçekten zor bir durum.