Türkiye'nin BRICS'e (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika) katılım başvurusu, batı da dikkatle takip edilirken, özellikle NATO müttefikleri arasında tedirginlik yarattı. Çünkü, Türkiye BRICS hamlesi ile, bu örgüte katılan ilk NATO ülkesi olabileceği için, küresel güç dengelerini yeniden şekillendirme potansiyeline sahip.

Batı basını, bu hamleyi Türkiye'nin Batı ile ilişkilerinde yaşadığı sıkıntılar ve uzun süredir devam eden Avrupa Birliği'ne katılım sürecindeki duraksamalar üzerinden değerlendiriyor. Batılı analistlere göre; Türkiye'nin BRICS'e katılım talebi, Batı'dan uzaklaşma anlamına gelmese de, Türkiye'nin çok yönlü bir dış politika izleme ve farklı küresel güçlerle ilişkilerini çeşitlendirme stratejisinin bir parçası. Ayrıca yine kimi analistlere göre, bu başvuru, Türkiye'nin ekonomik çıkarlarını da ön plana çıkaran bir strateji. Türkiye'nin BRICS ülkeleri ile geliştireceği ticaret ve yatırım ilişkileri, Türkiye'nin ekonomik büyümesine katkı sağlayabilir. Dahası, Türkiye'nin coğrafi konumu ve büyüyen ekonomisi ile, BRICS'e katılımının diğer üye ülkeler için de faydalı olabileceği anlamına geliyor.

Öte yandan, Türkiye'nin BRICS'e katılma başvurusu, dünya siyasetinde de çeşitli yankılar uyandırdı. Tekraren söylemek gerekirse, Türkiye'nin BRICS'e katılma isteği, özellikle NATO ve AB çevrelerinde, Batı'dan uzaklaşma, Doğu ile daha yakın ilişkiler kurma isteği olarak yorumlandı. Yani, Türkiye'nin NATO üyesi olarak BRICS'e katılmak istemesi, Batı'da Türkiye'nin stratejik duruşu ve ittifak bağlılığı konusunda soru işaretleri doğurdu.

Türkiye'nin BRICS hamlesi, Orta Doğu ve diğer gelişmekte olan ülkelerde ise, ilgiyle karşılandı. Bu ülkeler, Türkiye'nin BRICS'e katılmasının, Batı merkezli küresel düzen dışında, alternatif işbirliği ve gelişim modelleri arayan ülkeler için, ilham verici olabileceğini belirttiler. Şurası ortada ki, Türkiye'nin BRICS'e katılması, bu bölgelerdeki ülkeler için yeni ekonomik ve siyasi fırsatlar yaratabilir.

Türkiye içinde de bu hamle farklı şekillerde yorumlandı. Bir kesim, BRICS üyeliğini Türkiye'nin çok yönlü dış politikasının bir parçası olarak desteklerken, diğer kesimler bu hamlenin Batı ile ilişkileri daha da zorlaştırabileceği endişesini dile getirdi. Türkiye'nin Batı ile olan ekonomik ve askeri bağlarını dengeleme çabası, bazı kesimler tarafından riskli bir strateji olarak değerlendirildi.

BRICS ülkeleri ise, Türkiye'nin başvurusunu genel olarak olumlu karşıladı. Özellikle Rusya ve Çin, Türkiye'nin BRICS'e katılmasının, Batı'nın küresel hegemonyasını dengelemeye yönelik bir adım olarak görüyor. Gerçekten de, Türkiye'nin stratejik konumu, ekonomik potansiyeli ve bölgesel etkisi, BRICS bloğuna önemli katkılar sunabilir

Sonuç olarak, Türkiye'nin BRICS'e katılma hamlesi, Türkiye'nin uluslararası arenadaki konumunu yeniden şekillendirme ve küresel güç dengelerini etkileme potansiyeline sahip bir adım. Türkiye'nin BRICS'e başvurusunun kabul edilip edilmeyeceği, elbette BRICS üyelerinin onayına bağlı. Ancak, Türkiye'nin bu başvurusu, dış politikasındaki bağımsız çizgisinde ısrarlı olduğunu gösteriyor. Ayrıca bu gelişmeler, Türkiye'nin uluslararası arenada artan etkisini ve yeni stratejik ortaklıklar kurma çabalarını da yansıtıyor. Türkiye'nin BRICS hamlesine tepkiler böyle, gelecek yazıda bu hamlenin ekonomik açıdan ne anlama geldiğini daha derin irdeleyelim.