ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE


Başıboş köpekler sorunu ve toplumsal vicdan

Hayvanların yaşam hakkı, modern felsefenin hala önemli tartışma alanlarından biri. Hayvanların yaşam hakkına sahip olup olmadığı ve bu hakkın hangi koşullarda ihlal edilebileceği konusu, bugün de netliğe ulaşmış değil.

Peki siz ne dersiniz, hayvanların yaşam hakkı var mıdır, varsa hangi koşullarda ihlal edilebilir? Bu sorulara, 18. yüzyıl filozofu Jeremy Bentham ''Soru, onların konuşup, konuşamadıkları ya da akıl yürütüp yürütemedikleri değildir. Soru, onların acı çekip çekmedikleridir" cevabını vermiş. Peter Singer'a göre ise , hayvanların yaşam hakkı, insanlarla eşit olmasa da dikkate alınmalıdır. Singer'a göre, hayvanların keyfi olarak öldürülmesi veya kötü muameleye maruz bırakılması, ahlaki- etik olarak yanlıştır.

Yine filozoflara göre, ontolojik açıdan, hayvanların yaşam hakkı, onların doğası ve içsel değerleri üzerinden değerlendirilebilir. Yani, hayvanların, doğal yaşam alanlarına olan katkıları nedeniyle, yaşam hakları vardır. Bu görüş, hayvanların sadece insanlar için birer araç olmadığını, kendi başlarına değerli varlıklar olduklarını vurguluyor. Holistik ekofelsefe akımı, hayvanların yaşam haklarının yanı sıra ekosistemlerin bütünlüğünü de dikkate alır. Aldo Leopold'un "toplumsal vicdan" kavramı, insanın doğaya ve onun içindeki tüm canlılara karşı sorumluluğu olduğunu öne sürer.

Hayvanların yaşam haklarını, pratik ve hukuki açıdan ise savunan filozoflara göre ise, insanlar tarih boyunca hayvanları çeşitli amaçlarla kullanmış ve bu kullanımı meşrulaştırmak için çeşitli argümanlar geliştirmiş. Örneğin, her ne kadar etik tartışması sürse de, beslenme, araştırma eğlence gibi pek çok alanda hayvanların kullanılması, tarihsel ve kültürel olarak yaygın bir kabul görmüş.

Ama çok şükür ki, artık günümüzde, modern hukuk; hayvanların yaşam hakkını tanımak ve onları korumak adına. hayvanlara karşı zalimliği yasaklayan ve onlara belirli haklar tanıyan düzenlemeler oluşturdu. Tıpkı bizde ki gibi. AK Partinin çıkardığı Hayvan hakları yasası ile dostumuz hayvanlar mal olmaktan çıkıp, can oldular.

Türkiye'de sokak köpekleri konusunda tartışmalar uzun süredir devam ediyor ve toplumun farklı kesimlerinden çeşitli görüşler öne sürülüyor. Tarafların temel argümanları ve çözüm önerileri şu şekilde özetlenebilir:

Sokak Köpeklerinin Korunmasını Savunanlar ne diyor?

1. Hayvan Hakları Savunucuları:

Sokak köpeklerinin de yaşam hakkına sahip olduğunu, şiddet ve kötü muameleye maruz kalmamaları gerektiğini savunuyorlar.

Çözüm Önerileri: Kısırlaştırma, aşılama ve bakım evlerinin sayısının artırılması. Ayrıca, toplumu bilinçlendirme çalışmaları yapılması gerektiğini vurguluyorlar.

2. Barınak Gönüllüleri ve Hayvanseverler:

Barınak koşullarının iyileştirilmesi ve köpeklerin sahiplendirilmesi teşvik edilmesini, sokak köpeklerinin doğal yaşam alanlarında desteklenmesi gerektiğini belirtiyorlar.

Çözüm Önerileri: Barınakların kapasitelerinin artırılması, sahiplendirme kampanyalarının düzenlenmesi, sokak köpeklerinin düzenli beslenme ve sağlık kontrollerinin sağlanması.

Sokak Köpeklerinden Rahatsız Olanlar ne diyor?

1. Vatandaşlar ve Aileler:

Sokak köpeklerinin saldırgan davranışlar sergileyebileceğini, özellikle çocuklar ve yaşlılar için tehlike oluşturabileceğini söylüyorlar. Gece saatlerinde köpeklerin toplu olarak dolaşmasının korkutucu olabileceğini belirtiyorlar.

Çözüm Önerileri: Sokak köpeklerinin kontrollü bir şekilde toplanarak barınaklara yerleştirilmesi ve sokakların köpeksiz hale getirilmesi.

2. Belediyeler ve Yerel Yönetimler:

Vatandaşlardan gelen şikayetler ve kamu güvenliği nedeniyle sokak köpeklerinin sayısının kontrol altında tutulması gerektiğini ifade ediyorlar.

Çözüm Önerileri: Kısırlaştırma ve aşılama çalışmalarının artırılması, köpeklerin güvenli ve sağlıklı koşullarda barınaklara alınması. Ayrıca, yerel yönetimlerin daha fazla kaynak ve bütçe ayırarak sokak hayvanları konusunda kapsamlı programlar geliştirmesi.

Bu karşıt görüşlerin çözüm önerilerinde ortak noktalar şöyle sıralanabilir:

1- Kısırlaştırma ve aşılama programlarının yaygınlaştırılması

2- Toplumu Bilinçlendirme: Sokak köpeklerine yönelik olumlu tutumlar geliştirilmesi.

3- Barınak kapasitelerinin artırılması ve koşullarının iyileştirilmesi

'Uyutma' gündemde mi?

Türkiye'de sokak köpeklerini uyutma (euthanasia) tartışmaları sürüyor. Oldukça hassas bu konu da, farklı kesimlerden çeşitli tepkiler ve görüşler mevcut. Bu uygulamanın etik, savunulabilir olmadığını belirten birçok neden öne sürülebilir:

1- Hayvanlar, duygusal ve bilişsel yeteneklere sahip varlıklar. Acı, stres ve mutluluk gibi duyguları deneyimleyebilirler. Bu nedenle, hayvanların yaşamlarına son verme kararı, onların bu temel haklarını göz ardı etmektir. Her canlının yaşam hakkı olduğu prensibi, sadece insanlar için değil, tüm hayvanlar için de geçerli olmalıdır.

2- Hayvanları uyutmak, hayvanın iyiliğinden ziyade, insanların pratik kaygılarına dayanıyor.

3- Hayvanları uyutmak, bu işlemi gerçekleştiren bireyler ya da tanık olanlar üzerinde olumsuz psikolojik etkiler bırakabilir. Veterinerler ve hayvan bakıcıları, bu tür kararlar vermek zorunda kaldıklarında duygusal ve zihinsel olarak zorlanabilirler. Bu durum, mesleki tükenmişlik ve depresyon gibi ciddi sorunlara yol açabilir.

4- Hayvanları uyutmak, topluma ve gelecek nesillere yanlış mesajlar verebilir. Hayvanların yaşamlarının kolayca sonlandırılabileceği düşüncesi, onların değerini ve önemini azaltır.

5- Tüm canlılar, karmaşık ve hassas dengeler üzerine kurulu bir ekosistemin parçası. Her bir tür, bu dengenin korunmasında kritik bir rol oynuyor. Mesela arılar.. Bilim insanlarına göre, arıların sonu, yaşamın sonu anlamına geliyor. Vahdet-I vücutta diyebiliriz.. Bir türün başına gelen, kelebek etkisi ile tüm sistemi etkiler.

Uyutma Taraftarları ne diyor?

Sokak köpeklerinin, özellikle saldırgan olanlarının halk güvenliği için tehlike oluşturduğunu savunuyorlar. Bazı saldırı ve ısırma vakalarının ciddi sonuçlar doğurduğunu belirtiyorlar.

Önerileri: Saldırgan davranışlar sergileyen veya hastalıklı sokak köpeklerinin uyutulmasının halk güvenliği açısından gerekli olduğunu düşünüyorlar.

Konu ile ilgili sorumluluk sahibi belediyeler ve yerel yönetimler ne diyor?

Bazı belediyeler, sınırlı kaynaklar ve artan sokak köpeği nüfusu ile başa çıkmakta zorlanıyor. Uyutmanın, kaynakları daha etkili kullanmanın bir yolu olabileceğini savunabiliyorlar.

Cumhurbaşkanı Erdoğan konu ile ilgili ne dedi?

''Kimse bizim merhametimizi sorgulamasın''

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu konudaki açıklamaları, sokak hayvanlarının korunması ve yönetilmesi konusunda daha fazla çalışma yapılması gerektiği yönünde . Özellikle yerel yönetimlerin bu konuda daha aktif rol alması ve toplumun bilinçlendirilmesi gerektiği üzerinde duruyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sokak köpekleri sorunuyla ilgili ifadelerini şöyle sıralıyabiliriz.

1. Erdoğan'ın yerel yönetimlere çağrısı:

Erdoğan, belediyelere sokak hayvanlarının bakımı ve kontrolü konusunda daha fazla sorumluluk almaları çağrısında bulundu. Ayrıca belediyelerin kısırlaştırma, aşılama ve barınak hizmetlerini artırmaları gerektiğini belirtti.

2. Toplumun bilinçlendirilmesi meselesi

Cumhurbaşkanı, toplumun sokak hayvanlarına karşı duyarlılığının artırılması gerektiğini ifade ederken, bu konuda eğitim ve bilinçlendirme kampanyalarının önemine dikkat çekti.

3. Hayvan Haklarına Saygı meselesi

Erdoğan, sokak hayvanlarına şiddet ve kötü muameleye karşı olduğunu vurgulamış, hayvanların da yaşam hakkına saygı gösterilmesi gerektiğini belirtti.

4. Kısırlaştırma ve Aşılama sorunu:

Cumhurbaşkanı, sokak köpeklerinin nüfusunu kontrol altında tutmak için kısırlaştırma ve aşılama çalışmalarının önemine işaret edip, bu çalışmaların yaygınlaştırılması gerektiğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, en son sokak hayvanları düzenlemesinin detaylarını açıkladığı konuşmasında, . ''Sahipsiz hayvanlar kısırlaştırılıp aşılanacak ve sahiplerine verilecek. Bunu başarabilirsek bir sonraki adıma da ihtiyaç kalmayacağını düşünüyoruz. Kimse bizim merhametimizi sorgulamasın'' dedi

Peki anketler ne diyor?

Optimar araştırma şirketi başkanı Hilmi Daşdemir'in yaptığı, 2022 yılında Optimar Araştırma'nın sonuçlarına göre, halkın %73,3'ü genel olarak hayvanları sevdiğini belirtiyor. Ancak sokakta yaşayan hayvanları sevmeyenlerin oranı %9,7 idi. Aynı soru, Mayıs 2024'te tekrar sorulduğunda, hayvanları sevdiğini belirtenlerin oranı %86,1'e yükseldi; ancak sokakta yaşayan hayvanları sevmeyenlerin oranı %7,2'ye düştü. Bu değişiklikler, sokak köpekleri sorununa dair halkın bakış açısının evrildiğini gösteriyor. Halkın, sokak hayvanlarının tehlikeli olup olmadığına dair tutumları da dikkat çekici. 2022'de sokak hayvanlarını tehlikeli bulanların oranı %19,3 iken 2024'te bu oran %23,4'e çıktı. Benzer şekilde, sokak hayvanlarının günlük yaşamlarını kısıtladığını düşünenlerin oranı da arttı.

Şimdi gelelim, hayvanların yaşam hakkını savunanlara, ''löp löp yerken iyiydi'' zırvalığına :

İnsanlar, tarih boyunca doğa ile karmaşık bir ilişki içinde olmuşlar. Mesela, avcılık. Avcılık başlangıçta hayatta kalma, beslenme amacıyla yapılırken, modern toplumlarda spor veya eğlence faaliyetine dönüşmüş. Oysa etik açıdan, her canlının yaşam hakkı vardır ve bu hak, insanlar tarafından keyfi olarak ihlal edilemez. Dahası, insanların kendi çıkarları veya zevkleri uğruna hayvanların hayatlarına son verme hakkı da yoktur! Çünkü hukukun temel amacı, adaleti sağlamaktır. Bu adalet, yalnızca insanlar için değil, doğadaki tüm canlılar için geçerlidir. Üstelik, insanların diğer canlılarla yaşamayı öğrenmesi, sadece onlara zarar vermemekle sınırlı değildir. Aynı zamanda onların varlığından ders almak ve onlarla birlikte var olmanın yollarını bulmak anlamına da gelir. Tıpkı, kuşların kanadına bakıp, uçak ürettiğimiz gibi ..

Sonuç olarak, , başıboş sokak köpeklerinin uyutulması gerektiğini savunanlar ve karşı çıkanlar, farklı bakış açılarından haklı argümanlar öne sürebilirler. Ancak, bu sorunun çözümü için daha insani, etik ve sürdürülebilir yöntemlerin tercih edilmesi gerektiği söylenebilir. Bu da elbette, toplumun tüm kesimlerinin işbirliği ve sorumluluk bilinciyle hareket etmesi ile mümkün .


Yazarın diğer yazıları