İki dilim ekmek
Okuyunca kulağa bir diyetin parçası gibi geliyor değil mi?
Aslında bu da bir diyet ama Filistinli olmanın, Gazze'de yaşamanın, dünyanın insanlık suçuna kör olmasının diyeti.
Gazze Şeridi'nde tam 33 gündür yaşanan pek çok insanlık dramının içinde küçük bir detay.
O detay, Birleşmiş Milletler'in Gazze'deki yetkililerinden Thomas White'ın sözleriyle ortaya çıktı.
Şöyle diyordu:
"Gazze'de bir kişi ortalama günde iki dilim ekmek yiyor. Su konusunda ise halk giderek çaresiz kalıyor.
Muhtemelen sosyal medyada rastlamışsınızdır.
İnsanlar o kadar çaresiz ki, temizlik ihtiyaçlarını denizde karşılamak zorundalar.
Hatta çocuklarına deniz suyu içirmek zorunda kalan anneler var.
Mevcut su depoları çok kısıtlı ve onlar bile İsrail tarafından vuruluyor.
İki gün önce bir ay geride kaldı.
Şehit sayısı 10 bin aştı.
Her 10 dakikada bir çocuk şehit edildi Gazze'de!
Bu hangi insanlığa sığar?
Sadece sayı değiller. Onların her biri ayrı bir insan hikâyesi aslında.
Ama şu mukayese, durumun ne kadar ağır olduğunu anlatmaya katkı sağlayacaktır.
Rusya-Ukrayna savaşı 622 gündür, yani 20 aydır sürüyor.
Ukrayna'da sivil can kaybı 9 bin 800'ün biraz üzerinde.
İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki sadece bir aylık katliamı ise 20 aylık Rusya-Ukrayna savaşından daha ağır.
Evet, çabalar var...
Ancak dünyanın hala ciddi bir adım atmaması da ayrı bir insanlık ayıbı.
Filistin Kızılayı Başkanı Dr. Yusuf el Hatib'in cümlesiyse, belki de durumu en iyi özetleyen söz.
Diyor ki, "Gazze'den etnik temizlik ve soykırım arasında tercih yapması isteniyor."
İsrail, şimdiye kadar Gazze Şeridi'ne sadece hava saldırılarında 30 bin ton bomba attı.
Yani kilometrekareye 82 ton bomba...
ABD'nin 2. Dünya Savaşı'nda Japonya'ya attığı iki nükleer bombanın toplam yıkım gücü bunun yarısıydı.
İşte İsrail bu kadar gözü dönmüş durumda.
Üstelik daha çok kan, daha çok ölüm istiyorlar.
İsrailli aşırı sağcı bakan Amihai Eliyahu birkaç gün önce ne dedi hatırlıyor musunuz?
"Gazze Şeridi'ne nükleer bomba atmak da olasılıklar arasında." dedi.
Varın, nefretin boyutunu siz düşünün.
Aslında bu açıklama, İsrail'in yıllardır susmayı tercih ettiği bir konuyu da açıklığa kavuşturdu.
Elinde nükleer silahlar olduğu biliniyordu ama hiçbir zaman kabul etmiyorlardı.
Bakanın açıklamasıyla bunu da doğrulamış oldular.
Peki ne olacak?
Bu daha ne kadar böyle devam edecek?
Katliamların bir an önce durması gerektiği aşikâr ama bunu kim sağlayabilir?
Elbette ilk seçenek, İsrail'in en büyük destekçisi olan ABD...
Onlar hala ateşkese yanaşmıyor. Katliamlar için İsrail'e destek veriyorlar. Sadece siyasi destek değil. Uçak uçak bomba da göndermeyi sürdürüyorlar.
Lakin İsrail'in sivil katliamlarda bu kadar pervasız ve cüretkar olması artık onları da rahatsız eder duruma gelmiş. Özellikle de Biden'ı...
Neticede ufukta seçim var ve zaten durumu pek de iyi değil.
Özellikle de seçimin kaderini belirleyen salıncak eyaletlerde Müslümanların oylarına bile muhtaçken.
Biden haliyle Yahudi lobisinin desteğini de kaybetmek istemiyor.
Belki de bu yüzden "ateşkes" diyemezken, durumun böyle devam etmesine de razı değil.
O yüzden "insani ara" tabirini icat ettiler.
Çünkü Gazze'ye atılan İsrail bombalarının altında, siyaseten kendi de kalmak istemiyor.
Dünyanın dört bir yanında sokaklardaysa Filistin'e destek sesleri daha da güçleniyor.
Örneğin birkaç gün önce ABD'de ülke tarihinin en büyük Filistin'e destek gösterisi düzenlendi.
Başka ülkelerde de yoğun gösteriler var.
Umutlar, sokaklardan yükselen sesin bir an önce hükümetlerin kararlarını da etkilemesi yönünde.
Üstelik bu isyanın siyasette de duyulmaya başlanması umut verici.
Sosyal medyada da İsrail'e tepki giderek büyüyor.
İsrail hem sokakları, hem sosyal medyayı çok yakından takip ediyor.
Ünlü sosyal medya platformlarından birini takibe almışlar.
Sadece o platformda Filistin'e destek mesajlarının, İsrail'e destek mesajlarından 15 kat fazla olduğunu görmüşler.
Yani dünya kamuoyunun onlarla olmadığının farkındalar.
Umarız gerçeği de görürler ve ne kadar büyük insanlık suçları işlediklerinin farkına varırlar.
İşte bu bir şeyleri değiştirebilir.
Seçim hesapları, bölgesel mücadeleler üzerine satranç oyunları süredursun, ortada tek bir önemli gerçek var.
Gazze'de ihtiyaç olan "insani ara" değil.
Kalıcı ateşkes ve bir daha İsrail katliamları yaşanmaması için kalıcı bir çözüm.
Onun yolu da bağımsız bir Filistin devletinden geçiyor.
Bu konuda herkes hemfikir.
Peki İsrail dizginlenmezse ne olur?
Onu da dün sosyal medyada yayınlanan bir görüntüyle, küçük bir örnekle anlatayım.
İsrail'in evini bombaladığı bir çocuk...
Yüzü toz toprak ve kan içinde.
Babasının kollarında hastaneye götürülürken ne diyor biliyor musunuz?
"Kudüs'e feda olayım..."
O manzara şunu düşündürüyor.
İsrail o insanları, o çocukları şehit edebilir ama yenemez.
Başarabilseydi, zaten onlarca yıldır yaptığı katliamlarla amacına ulaşırdı.