Baş döndüren değişim
Suriye sahasında günlerdir öyle hızlı bir değişim var ki, haber merkezleri bile yetişmekte zorlanıyor.
HTŞ ve Suriye Milli Ordusu'ndan bazı grupların Halep'e taarruzuyla başlayan yeni dalga bir anda Suriye'de birden çok cephede farklı mücadele sahalarının oluştuğu yeni bir tablo oluşturdu.
Harita bir hafta öncesine göre bambaşka.
Halep rejimden geri alındıktan sonra, HTŞ ve SMO'dan bazı grupların taarruzu güneye yöneldi.
Bugünlerde Hama'yı almak için rejim ve onu destekleyen güçlerle yoğun çatışmalar içindeler.
Burası Suriye'nin en büyük şehirlerinden biri.
Diğer bölgelerden hızla çekilen rejim, Rusya ve İran destekli milis güçlerinin Hama'da yeni bir savunma hattı kurdukları görülüyor.
Sebebi oldukça açık.
Muhalifler Hama'yı aldığında Humus'a uzanan yol hızla açılacak.
Zaten iki şehrin arası kısa.
Ve bu iki şehir, başkent Şam'a giden ana güzergah üzerinde şu anda en önemli iki nokta.
Şimdiden Şam'da bazı muhalif grupların rejim güçleriyle mücadeleye katılmak için hazırlık yaptığı haberleri geliyor.
Yani Hama ve Humus muhaliflerin eline geçerse, Esed için Şam'da barınmak da çok zor olabilir.
Ayrıca Akdeniz kıyısındaki iki nokta önemli.
Biri Lazkiye.
Esed ailesinin memleketi ve iç savaştan bugüne kadar en az etkilenen yer.
Ayrıca Rus hava üssüne ev sahipliği yapıyor.
Diğeri daha güneydeki Tartus.
Burada da Rus donanmasına ait bir üs var.
Hama ve Humus'u muhaliflerin alması demek, Şam'ın bu iki önemli kentle ana kara bağlantısının da kesilmesi demek.
Yani Esed için bir tür kabus senaryosu.
Rejim Rusya'dan yeteri kadar güçlü hava desteği alamıyor.
İranlı milisler de yeniden konsolide olmaya çalışıyor.
Hama'yı kaybetmemeye çalışırlarken, hemen kuzeydeki muhalifler batıya yönelmeye başladı.
Yani az önce saydığımız Lazkiye-Tartus kıyı hattına doğru genişliyorlar ki rejim için ciddi bir tehlike.
Bizi asıl ilgilendiren kısımsa Halep'in kuzeyi ve kuzeydoğusunda yaşanıyor.
PKK/YPG terör örgütünün nasıl da her tarafla irtibat halinde kalan kullanışlı bir aparat olduğunu da açıkça gösteriyor.
Esed rejimi Halep ve çevresinden çekilirken, PKK/YPG terör örgütüyle anlaştı.
Hani şu ABD'nin desteğiyle yıllardır Fırat nehrinin doğusunu, yani neredeyse Suriye'nin üçte birini işgal eden PKK/YPG...
Suriye'nin petrolünü çalıp satan, ABD'yi ülkeye yerleştirerek rejime hayati tehdit oluşturan PKK/YPG...
Aynı terör örgütü Halep'in hemen kuzeyindeki Tel Rıfat'ta ise Rusların himayesindeydi.
Halep'i kaybeden Esed rejimi sıkışınca, terör örgütüyle anlaştı.
Teröristler da geçmişten ders almadıklarını gösterdi.
2016'daki hatayı tekrarladılar.
O zaman Afrin ve Ayn el Arab'ı (onların deyişiyle Kobani) birleştirmeye kalkmışlardı.
Fırat Kalkanı Harekatı ile baltayı taşa vurmuşlardı.
Şimdi de benzerini yapmaya kalktılar.
Bu sefer Münbiç ve Tel Rıfat'ı birleştirmeye kalktılar.
Ama karşılarındaki güç 2016'dakinden çok daha farklı.
Çok daha eğitimli, donanımlı ve profesyoneller.
Suriye Milli Ordusu hızla harekete geçti.
Kısa süreliğine birleşen o hat hızla koptu.
Dahası Tel Rıfat PKK/YPG terör örgütünden temizlendi.
Buradan Fırat Kalkanı bölgesi ve Afrine'e sık sık saldırırlardı.
Artık olmayacak.
Ama bitmedi.
Şimdi sırada Fırat'ın batısındaki diğer bölge var.
Münbiç de temizlenecek.
Üç koldan kuşatıldı ve çatışmalar başladı bile.
Muhtemelen Tel Rıfat'tan daha yavaş olacak ama olacak.
Türkiye buraları terörden temizleyeceğini zaten yıllardır ilan ediyordu.
Doğru zaman geldi, doğru şartlar oluştu.
Şimdi ABD bir yandan hamisi olduğu örgütü koruyabilmek için Türkiye'den devreye girip, nüfuzunu kullanarak çatışmaları durdurmasını istiyor.
Öte yandan aynı terör örgütü, rejimi kurtarması için Rusları daha fazla yardıma çağırıyor.
Suriye pek çok mücadelenin, çıkar ilişkisinin, çatışmanın ve dengenin iç içe geçtiği karmaşık bir coğrafya.
Bir de doğuda yeni cephe açıldı.
Irak, sınırını hızla kapatmıştı çünkü biliyor ki zar zor sağladığı kırılgan sükunetin bozulması an meselesi.
Irak'taki İran destekli milislerin Şam'a yardıma gitmek istediği sır değil.
Lakin karadan zırhlı araçlar ve ağır silahlarla gidebilmeleri için kat etmeleri gereken coğrafyada engeller var.
O engellerden biri Tenef'teki ABD destekli muhalifler.
1 Aralık'ta bölgedeki İranlı milisler ve rejim güçleriyle çatışmaya başladılar.
2 gün sonra, yani dün de aynı hat kuzeyden sıkıştırılmaya başlandı.
Yine ABD destekli PKK/YPG terör örgütü iş başındaydı.
Fırat'ın doğusunda rejim ve İranlı milislerin elinde olan köylere saldırmaya başladılar.
Yani terör örgütü Halep için rejimle iş birliği yapıp Rusya'yı da rejime desteğe çağırırken, Fırat'ın doğusunda ABD ile iş birliği yapıp rejime saldırıyor.
Görünen o ki ilerleyen günlerde mücadelenin devamına şahit olacağız.
Muhalifler nereye kadar ilerleyecek, iddia edildiği gibi büyük bir karşı saldırıya hazırlanıyorlarsa rejim-Rusya-İran cephesi muhalifleri geri itmekte ne derece etkili olabilecek, göreceğiz.
Burada net olan bir şey var ki, Türkiye kendisi için beka sorunu olan PKK/YPG terör örgütünün özellikle Suriye'nin kuzeyinde yeni oyunlar oynamasına müsaade etmeyecek, etmiyor da...