Tahminlerin de ötesinde başarıya ulaştı.

Başkanlık seçimini kazanmakla kalmadı, Senato ve Temsilciler Meclisi'nde de çoğunluğu elde etti.

Öyle güçlü geri döndü ki geçen dönemindeki ayak bağlarından da hemen hemen tamamen kurtuldu.

Donald Trump ocak ayında bu güçle Oval Ofis'teki koltuğa yeniden oturduğunda bütün dünyaya yansımaları olacak.

İsrail ve Rusya memnun.

Ukrayna ve onu destekleyip savaşı sürdürmeyi hedefleyen Avrupa ülkeleri ve birçok NATO müttefiki huzursuz.

Filistin cephesi için de durum pek iç açıcı değil.

Trump İsrail'in katliamlarıyla süren savaşı da Rusya-Ukrayna savaşını da hızla bitireceğini söylüyor.

Ama yüksek ihtimalle bunlar Ukrayna ve Filistin için adalet gözeten girişimler olmayacak.

İran ise "Bizim için fark eden bir şey yok" diyor.

ABD'de ikinci Trump iktidarının Türk-Amerikan ilişkileri boyutuna gelince.

Trump'ın doğrudan iletişimle lider diplomasisini tercih eden tavrı, avantaj olabilir.

Evet ilk döneminde pek çok sıkıntı yaşandı ama demokratlar döneminde olmayan fırsat alanları da doğdu.

Gözler yine bu fırsat alanlarında olacak.

Şu anda en öncelikli meseleyse, Suriye'nin kuzeyindeki PKK/YPG terör örgütüyle mücadele ve bu örgüte Amerikan desteği.

Haliyle bölgedeki Amerikan askerleri çekilecek mi, terör örgütüne ABD desteği sona erecek mi merak konusu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekim ayının sonlarında BRICS zirvesinden dönerken, ABD'nin PKK/YPG'ye desteği için "İlanihaye devam etmez" demişti.

Trump'ın seçim zaferi sırasında Kırgızistan ve Macaristan'ı kapsayan yurt dışı turundaydı.

Gazetecilerle söyleşisinde yine bu konu gündeme geldi.

Trump'ın yeniden iktidara gelecek olması vesilesiyle, PKK/YPG terör örgütüne desteğin kesilmesi konusunda temkinli bir iyimserlik içindeydi.

Donald Trump ile telefonla doğrudan irtibatta olacağını söyledi.

"Suriye'den ABD askerlerinin çekilmesi konusunu değerlendireceğiz. PKK/PYD/YPG terör örgütüne verdikleri desteği sonlandırmalarını nasıl olacak? Bunları bizzat telefonla kendisiyle de irtibat kurmak suretiyle görüşerek, konuşarak, belli bir zemine oturtacağımıza inanıyorum. Zira bundan önceki dönemde bizim Sayın Trump ile iletişim kurmakta hiçbir zorluk yaşamadık." dedi.

Aslında Trump'ın tutumu, bu temkinli iyimserliği canlı tutmak için gerekli sebebi veriyor.

Örneğin Ortadoğu'da askeri olarak bulunmanın kendilerine hiçbir fayda sağlamadığını düşünüyor.

"Ortadoğu'yu bombaladık ve sonra terk ettik. Ne elde ettik? Hiçbir şey. Yani her şeyi mahvettik. Her yeri bombaladık." demişti.

Ve görünen o ki göreve geldiğinde Suriye'nin özellikle kuzeyindeki Amerikan askerlerini oradan çekmeyi düşünüyor.

Bunu da seçim kampanyası döneminde Trump'ın çok yakınında olan Robert Kennedy'nin anlattıklarından anlıyoruz.

Söylediğine göre Trump, Suriye'nin kuzeyinde bulunan 500 ABD askerinin tehlikede olduğunu düşünüyor.

Oradan çıkarılmalarını istiyor.

Aralık 2018'de Türkiye'nin bölgeye başlattığı askeri operasyonda yaptığı gibi.

Trump o zaman da 2 bin kadar ABD askerinin hemen bölgeden çekilmesini emretmişti.

ABD askerleri Mehmetçiğin yoluna çıkmamıştı.

Trump bir süre sonra kararını esnetmiş, zaman içinde sayının kademeli olarak azaltılmasını istemişti.

Donald Trump 2019'da da ABD askerlerinin Suriye'de kalması gerekenden çok daha uzun kaldığından şikayetçi olmuştu.

Trump bu düşüncesini hayata geçirip askerleri Suriye'den çeker mi?

Şu aşamada olabilir de olmayabilir de.

Eğer olursa, PKK/YPG terör örgütünün doğrudan TSK ile baş başa kalması demek ki onlar için en büyük kabus senaryosu...

ABD'nin çekilmesiyle örgütü himaye etmekteki boşluğu bir başka ülke doldurmaz, ya da Trump yönetimi siyaseten Türkiye'yi engelleyecek adımlar atmazsa, bölgede dengeler bizim lehimize çok ciddi şekilde değişebilir.

Zaman ne getirecek, göreceğiz.