Dünya değişiyor
Çok uzun yıllar boyunca küresel ticaret ve siyaset hemen hemen tamamen batının tekelinde oldu.
Bu güç onlara büyük zenginlikler kazandırdı.
Ama artık devir değişiyor.
Yeni bir dünya kuruluyor.
Üstelik herkes öncü adımlarının farkında.
Tek kutupluluktan çok merkezli dünyaya geçiş hızla devam ediyor.
Siyaset ve farklı coğrafyalardaki askeri gelişmeler bu değişimin işareti.
Sanayi de uzun zamandır bu dönüşümün altyapısını hazırladı.
Türkiye dahil birçok ülke artık daha az batıya ve diğer ülkelere bağımlı.
Yükselen yen, ekonomik güç blokları, servet ve refahın doğuya, belki de daha doğru tabiriyle küresel güneye kaymaya başlamasına yol açtı.
Rusya Federasyonu'na bağlı Tataristan'ın başkenti Kazan'ın ev sahipliği yapmakta olduğu son BRICS zirvesi de bu dönüşümün en kritik adımı.
Dönüşen dünyada hem batı ile ilişkileri sürdürüp, hem doğuya entegre olma politikasını seçen Türkiye de orada.
Bende çok da doğru bir politika izleniyor.
Bölgesel sorunlarda her geçen gün daha etkili bir ülke olarak öne çıkmayı sürdüren Türkiye, enerjiden sanayiye, finanstan sosyal kalkınmaya pek çok alanda önemli atılımlar yapmakta.
BRICS ülkelerinin lokomotiflerinden Rusya da Türkiye'nin bu öneminin farkında.
Erdoğan-Putin görüşmesinde, Putin tarafından iki yıl önce gündem getirilen "gaz merkezi" projesinin öncelikli konulardan biri olmasının sebebi de tam olarak bu.
BRICS öyle bir yapı haline geldi ki, batı dünyası karşı cephede önlenemez bir yükselişle karşı karşıya olduğunun farkında.
Başta 2006'da 4 ülkeyle BRIC olarak başlamıştı.
Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin...
Sonra 2011'de Güney Afrika katıldı, BRICS oldu.
Bu yılın başında 5 ülkenin daha üyeliği kabul edildi.
Sayı 10'a yükseldi.
İran, Birleşik Arap Emirlikleri, Etiyopya, Mısır ve Suudi Arabistan.
Suudiler üyeliği kabul etti ama resmen katılmayı ertelediler.
Dahası Türkiye dahil 30'dan fazla ülkenin de BRICS'e katılma arzusu var.
Azerbaycan ve Pakistan da bunlar arasında.
BRICS ve giderek artan ilgi, batının uluslararası ekonomik sistem üzerindeki egemenliği ve dolar hegemonyasına karşı ses yükseltmek demek.
"Biz de varız ve bizim kurallarımız da dikkate alınmalı" demek.
Çünkü "küresel güney"i temsil eden BRICS'in potansiyeli iyice büyüdü.
Artık dünya nüfusunun yüzde 45'ini temsil ediyorlar.
Toplam nüfus yaklaşık 3,5 milyar.
28,5 trilyon dolar büyüklükle küresel ekonominin yüzde 28'ine tekabül ediyorlar.
Dünyadaki ham petrol üretiminin yüzde 44'ü BRICS ülkelerinde.
Son katılımlarla birlikte, petrol doğalgaz ve diğer ürünlerde dünyanın en önemli deniz ticaret yollarından ikisi BRICS'in etki alanına girdi.
Bunlardan biri Kızıldeniz, diğeri Basra körfezi ve Hürmüz Boğazı.
Platformun lokomotif ülkeleri Rusya ve Çin, BRICS'in artık küresel çoğunluğu temsil ettikleri tezini işlemeye başladı.
Haksız da değiller.
Ukrayna savaşı ile Rusya bir anda dünyanın en çok ambargo uygulanan ülkesi haline gelmişti.
O büyük darbeyi çoğunlukla BRICS ülkeleri sayesinde atlattı.
Rusya BRICS'i günümüzde öncelikle siyasi ve askeri mücadelesine destek olarak kullanıyor.
Çin ise ekonomik genişlemesi ve etki alanını büyütmek için değerlendiriyor.
Diğer ülkelerin hepsinin de ayrı ayrı kendilerine has sebepleri var.
Hatta bu ülkelerin kendi aralarında da ciddi krizleri bulunuyor.
Ortak noktaları ise batının düzenine alternatif kurmak.
İşte bu sebeple öncelikli amaçları dolar hegemonyasını kırmak.
Ortak para birimi belki de çok uzun vadede hayata geçebilecek bir proje.
Ama ortak ödeme sistemiyle ya da yerel para birimleriyle ticareti belli bir sistematiğe oturmak bile bu açıdan ABD'nin canını sıkacak bir hamle.
Bir de Yeni Kalkınma Bankası var ki, Dünya Bankası'na çok ciddi bir alternatif olması gündemde.
Bu banka 2022 sonunda kalkınmakta olan ülkelere 32 milyar dolar kredi vermişti.
Potansiyel daha da büyüyecek.
Özetle dünya değişirken, bağımsız politika izleyerek kendi çıkarlarını kovalayan Türkiye için BRICS'e katılmak önemli bir avantaj sağlar.
Ama bunu batıdan asla kopmadan yapmalı.
BRICS'i şu haliyle aslında Avrupa Birliği öncesindeki Avrupa Ekonomik Topluluğu'na benzetmek mümkün.
Elbette buradan bir "AB" çıkmayacak ama dünyanın dört bir yanına yayılmış bir ekonomik platform olarak çok başka faydalar sağlayacak.
NATO askeri, BRICS ekonomik bir yapı.
Her ne kadar "Birbiriyle ilgisi yok" denilse de karşı cephelerin farklı enstrümanları.
Buna rağmen bir NATO üyesi olarak BRICS'e üye olmasıyla Türkiye dünyada bir ilki başarabilir.
Rusya ve Çin'in bu açıdan Türkiye'ye ilgisi var.
Hindistan gibi bazı ülkelerin muhalefeti de bulunuyor ancak genele baktığımızda havanın olumlu olduğunu söyleyebiliriz.