Trump'ın Gazze tehcir planı ve uluslararası hukuk
ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze Şeridi'ndeki Filistinli nüfusu zorla başka ülkelere yerleştirme planı, uluslararası hukukun temel prensipleriyle ciddi şekilde çelişiyor. Plan, Birleşmiş Milletler'in tanımladığı temel insan hakları normlarını ve savaş hukuku ilkelerini ihlal ettiği gibi, modern uluslararası düzenin dayandığı tüm sözleşmelere de aykırı. Öte yandan, bu öneri yalnızca hukuki bir tartışma meselesi de değil; aynı zamanda küresel dengeleri etkileyecek, bölgesel çatışmaları derinleştirecek ve ABD'nin uluslararası itibarına zarar verebilecek fütursuz bir girişim. Yani, Filistinlilerin zorla yerinden edilmesi, sadece insani bir kriz yaratmakla kalmaz, aynı zamanda uluslararası hukukun temel prensiplerini de derinden ihlal eden büyük çatışmalar, kaos yaratır. Bu nedenle, uluslararası toplumun, bu ve bu tür planlara karşı, ortak bir duruş sergilemesi ve bu tür önerileri, suç teşkil eden politika olarak kabul edip öyle değerlendirmesi gerekir.
ULUSLARARASI HUKUK AÇISINDAN DEĞERLENDİRME
Trump'ın önerdiği plan, 1949 tarihli Dördüncü Cenevre Sözleşmesi'nin 49. maddesi ile doğrudan çelişiyor. Bu madde, işgal altındaki topraklarda yaşayan insanların zorla başka bölgelere nakledilmesini veya sınır dışı edilmesini açıkça yasaklıyor. Buna ek olarak, BM İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, zorla tehcirin insan hakları ihlali olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtir. Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) Roma Statüsü de "zorla nüfus transferini" savaş suçu olarak tanımlar. Dahası, BM, 1967 sonrası İsrail'in aldığı kararları Filistin topraklarında demografik yapının zorla değiştirilmesi olarak tanımlıyor ve yasa dışı kabul ediyor. Dolayısıyla, Trump'ın önerisi sadece teorik bir fikir olarak değil, uluslararası hukuk nezdinde açık bir suç teşkil ediyor. Diğer yandan, Trump'ın 'cehenneme bilet' olarak önerdiği planda, bir diğer önemli noktada, bu planın Trump'ın 2020 yılında önerdiği ve Filistinliler tarafından kesinlikle reddedilen "Yüzyılın Anlaşması" planının bir devamı niteliğinde olması. Hatırlayın, Trump, o günde, önerisinde, Filistinlilerin haklarını göz ardı edip, İsrail'in çıkarlarını ön planda tuttuğu için eleştirilmişti.
ULUSLARARASI TEPKİLER VE BÖLGESEL AKTÖRLERİN TAVRI
Trump'ın Gazze planı uluslararası basın ve devletler nezdinde de olumsuz tepkiyle karşılandı. Özellikle bölge ülkeleri ve Avrupa devletleri, bu girişimi doğrudan kınadı. Örneğin, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, zorla yerinden edilmenin "etnik temizlik" anlamına geldiğini ve uluslararası hukuka aykırı olduğunu belirtti. Mısır, İsrail'in Gazze'deki nüfusu Sina Yarımadası'na sürmek isteyebileceğine dair kaygılarını dile getirerek bu plana kesin bir dille karşı çıktı ve tehcirin savaş ilanı olduğunu açıkladı. Kahire yönetimi, ayrıca, bunun Arap dünyasında da büyük bir istikrarsızlığa yol açacağını belirtti. Ürdün Kralı 2. Abdullah, Filistinlilerin topraklarından sürülmesini "kırmızı çizgi" olarak tanımladı ve bunun bir daha asla yaşanmaması gerektiğini vurguladı. Almanya Dışişleri Bakanı Baerbock, Filistin halkının topraklarından zorla çıkarılmasının uluslararası hukukun ihlali olduğunu ve Avrupa'nın böyle bir adımı desteklemeyeceğini belirtti. Ayrıca AB Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Trump'ın planını "insan hakları ve insani hukuk açısından kabul edilemez" bulduklarını açıkladı. Çin ve Rusya da ABD'nin bu yöndeki girişimini "tek taraflı dayatma" olarak değerlendirerek Filistinlilere destek mesajları verdi.
Trump'ın önerisi yalnızca uluslararası camiadan değil, ABD içinden sert tepkiler geldi. Amerikan siyasetinde, Filistin-İsrail meselesi, genellikle partizan bir bakış açısıyla ele alınsa da, bu tür radikal bir tehcir planı geniş bir muhalefetle karşılandı. Demokrat Parti, plana şiddetle karşı çıktı. ABD eski başkanı Biden, zorla nüfus transferinin kabul edilemez olduğunu belirterek, Filistinlilerin kendi topraklarında kalma hakkını savunduklarını söyledi. Senatör Bernie Sanders, Trump'ın bu önerisinin "ahlaki ve hukuki açıdan çöküş" anlamına geldiğini belirtti. Progressive Caucus ve ABD'deki bazı Yahudi gruplar (örneğin, IfNotNow ve Jewish Voice for Peace gibi örgütler) İsrail'in Gazze'ye yönelik politikalarını eleştiren ve Trump'ın önerisine karşı çıkan bildiriler yayınladı. ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, bu tür bir nüfus transferinin "hem pratikte uygulanamaz hem de uluslararası hukuka aykırı" olduğunu belirtti. Cumhuriyetçi Parti içinde ise planı destekleyen bazı isimler olsa da, birçok merkez sağ siyasetçi ve dış politika uzmanı, bunun ABD'nin müttefikleriyle ilişkilerini bozabileceğini ve uluslararası izolasyona yol açabileceğini dile getirdi.
Gerçekten de, Allah korusun! Bu senaryo gerçekleşirse etkileri umulandan çok daha sert olacaktır. Çünkü özellikle, Ortadoğu'da yaratacağı büyük kriz dalgası, küresel ölçekte tüm dengeleri yerinden sarsacaktır. En hafifinden, Filistinlilerin, Ürdün, Mısır veya Lübnan gibi zaten kendi içinde büyük sorunları olan ülkelere yönlendirilmesi, bu ülkelerde toplumsal ve ekonomik mevcut sorunları daha da derinleştirerek, kalıcı bir barışın tesisini zorlaştıracaktır. Böyle bir sonuçta, bölgedeki radikal grupların daha fazla güç kazanmasına, kelebek etkisiyle bu çatışmaların dünyaya yayılmasına neden olacaktır. Öte yandan böyle bir adım, ABD'nin kendisini "insan hakları savunucusu" olarak sunan dış politikasına da ağır darbe vuracaktır.
Sonuç olarak, Trump'ın Gazze'yi tehcir planı, ne hukuki ne de ahlaki açıdan kabul edilebilir bir plan değildir. Böyle bir girişim, İsrail-Filistin çatışmasını daha da karmaşık hale getirirken, Ortadoğu'daki istikrarsızlığı artıracak ve ABD'nin uluslararası sistemdeki konumuna zarar verecektir. Bu noktada, uluslararası toplumun çözüm odaklı bir yaklaşım benimseyerek, iki devletli çözüm çerçevesinde sürdürülebilir ve barışçıl bir yol haritası oluşturması gerekmektedir. Aksi takdirde, bölgede barış ihtimali daha da uzak bir hayale dönüşebilir.
Yazarın diğer yazıları

Şinasi Yurtsever'den hayranlarını üzen haber: Ünlü oyuncu hayatını kaybetti

Şinasi Yurtsever öldü mü, neden öldü? Şinasi Yurtsever kimdir, kaç yaşındaydı?

Putin'den barış açıklaması: Savaşın sona ermesinde hemfikiriz

Onların eli çok açık! En cömert 3 burç belli oldu
