ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE


Chemtrails iddiaları ve gerçekler

Uçakların atmosferde gizli kimyasal püskürtme yaparak insanları ve doğayı bilinçli olarak etkilediği iddiası, uzun yıllardır gündeme taşınan fantastik bir konu. Üstelik chemtrails teorisi, kimileri için her ne kadar bir komplo teorisi olsa da, bu teoriye - iddialara inanan hatırı sayılır bir kitle de var. O halde, gelin bu tartışmalı chemtrails iddialarının kökenlerini, bilimsel açıklamalar ışığı altında bir değerlendirelim.

ÖNCE, CHEMTRAİLS TEORİSİ NEDİR?

Chemtrails (kimyasal izler) teorisi, uçakların arkasında bıraktığı beyaz izlerin yalnızca su buharından değil, bilinçli olarak atmosfere bırakılan kimyasal veya biyolojik ajanlardan oluştuğunu öne sürer. Bu iddiaya göre, küresel elitler; iklimi değiştirmek, nüfus kontrolü sağlamak, tarımı ve doğal kaynakları manipüle etmek, insanların sağlığını bozmak, beyin fonksiyonlarını etkilemek gibi çeşitli amaçlarla bu kimyasalları atmosfere salıyorlar.

Bu iddianın teorisyenlerinin savunmaları:

Chemtrails iddiasını savunanlar, bu iddialarını şu şekilde delillendiriyorlar:

1-Uçak İzlerinin Uzun Süre Kalması: Normal yoğunlaşma izleri (contrails) birkaç dakika içinde kaybolurken, bazı izler saatlerce havada kalıyor ve genişleyerek bulut benzeri bir yapı oluşturuyor. Bunun kimyasal içerikli bir püskürtme sonucu olduğu öne sürülüyor.

2-Hava Kalitesindeki Değişimler: Bazı araştırmacılar, uçakların yoğun uçtuğu bölgelerde alüminyum, baryum ve stronsiyum gibi ağır metallerin hava ve toprak analizlerinde tespit edildiğini söylüyor. Bu maddelerin bilinçli olarak atmosfere yayıldığı ve insan sağlığına zarar verdiği iddia ediliyor.

3-Resmi Belgeler ve Patentler: Chemtrails savunucuları, ABD hükümetine ait bazı patentlerde atmosferdeki iklimi kontrol etmeye yönelik projeler olduğunu öne sürerek, bunun chemtrails'in bir kanıtı olduğunu belirtiyor.

4-Eski yetkililerin açıklamaları: Eski hükümet yetkililerinin ve bazı pilotların bu tür programlar hakkında dolaylı ifadeler kullandığı, hatta bazı pilotların gizli püskürtme sistemlerini gördüğünü iddia ettiği söyleniyor.

BİLİMSEL AÇIKLAMALAR VE RESMİ KURUMLARIN YANITLARI

Bilim insanları ve resmi kurumlar, bu iddiaların gerçeği yansıtmadığını, bunların bir komplo teorisi olduğunu ısrarla söylüyorlar. İşte bazı bilimsel açıklamalar:

1. Yoğunlaşma izleri (contrails) nedir?

Uçak motorları çalışırken yüksek irtifadaki soğuk hava ile temas eden sıcak egzoz gazı, ani yoğunlaşma sonucu su buharını küçük buz kristallerine dönüştürür. Bu olay, normal bulut oluşumuna benzer ve ortaya çıkan beyaz izler zamanla kaybolur.

Bazı koşullarda, bu yoğunlaşma izleri daha uzun süre kalabilir ve yayılabilir. Bunun nedeni, havadaki nem oranının yüksek olmasıdır. Yani, izlerin uzun süre kalması, atmosfere bilinçli bir kimyasal püskürtme yapıldığı anlamına gelmez.

2. Hava kalitesindeki değişimler

Chemtrails iddialarında adı geçen alüminyum, baryum ve stronsiyum gibi elementler, doğal olarak yeryüzünde ve atmosferde bulunur. Hava ve toprakta yapılan testlerde bu elementlere rastlanması, onların kasıtlı olarak püskürtüldüğü anlamına gelmez. Bilim insanları, bu tür analizlerin genellikle hatalı numune alma tekniklerinden veya doğal süreçlerden kaynaklandığını belirtiyorlar.

3. Resmi Kurumların Açıklamaları

NASA, ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer Dairesi (NOAA) ve Federal Havacılık İdaresi (FAA), chemtrails iddialarına yönelik herhangi bir kanıt bulunmadığını ve uçakların arkasında görülen izlerin tamamen doğal fiziksel süreçlerden kaynaklandığını defalarca kamuoylarına açıkladılar. Dahası, 2016 yılında yapılan bilimsel bir çalışma (77 atmosfer bilimcisiyle yapılan anket), uzmanların chemtrails iddialarına dair herhangi bir kanıt bulmadığını da ortaya koydu.

BAZI ÜLKELERDEKİ İLGİLİ PROJELER: "GERÇEK Mİ, CHEMTRAİLS Mİ?"

Bazı ülkeler atmosferi etkileyen projeler geliştirdiği bilinse de, bunların chemtrails ile ilgisi olup olmadığı tartışmalı.

1. Bulut tohumlama (cloud seeding)

Bu yöntem, yağış artırmak amacıyla bulutlara gümüş iyodür gibi kimyasallar püskürtülmesini içerir. Çin, ABD ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkeler zaman zaman bu yöntemi kullandığı biliniyor. Ancak şurası da net, bu yöntem, kontrollü alanlarda ve belirli iklim olaylarını etkilemek için yapılıyor.

2. Stratosferik aerosol enjeksiyonu

Bu yöntem, iklim değişikliğini önlemek için güneş ışığını yansıtacak aerosollerin atmosfere salınmasını içeren bir öneri. Ancak bu önerilen proje, şu anda yalnızca teorik bir araştırma aşamasında ve henüz herhangi bir yerde uygulanmadı.

Peki, bu iddialarda bir gerçeklik payı olabilir mi, varsa nerede? Chemtrails tartışması devam etse de, bilim insanları ısrarla, bunun büyük ölçüde yanlış anlaşılmış atmosferik olaylara dayandığını söylüyor. Dolayısı ile gerçekten gökyüzünde kimyasal bir püskürtme programı varsa, bunun kesin kanıtları bulunmalı ve toplumlara sunulmalı. Aksi takdirde, chemtrails teorisi, bilimsel dayanaktan yoksun yalnızca bir komplo teorisi olarak kalmaya, fantastik bilim kurgu konusu olmaya devam edecektir.

Ez cümle, gökyüzünde bir sır olarak sunulan, uçakların atmosfere kimyasal maddeler püskürterek insanları ve çevreyi zehirlediği yönündeki "chemtrails" iddiaları dünya olduğu gibi Türkiye'de de zaman zaman gündeme geliyor. Ama tekraren söylemek gerekirse, mevcut bilimsel verilere göre bu iddialar bilimsel kanıtlardan yoksun iddialar. Dolayısıyla, bu tür teorileri bilimsel kabul edilebilir kanıtlar sunmadıkça pek ciddiye almamak gerekir.


Yazarın diğer yazıları