ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE


Los Angeles Yangınları

Los Angeles'ta sık sık yaşanan çok büyük çaplı orman yangınlarını, yalnızca yerel bir çevre felaketi olarak değil, aynı zamanda uluslararası siyaseti de ilgilendiren dinamiklerle okumak gerekir. Çünkü, bu tür yangınlar, uluslararası göç dalgaları ve devletlerin politik çıkarları arasındaki karmaşık ilişkileri, iklim krizi penceresinden değerlendirilmesine olanak sağlıyor. Dolayısı ile, ABD yangınlarını, iklim krizi, göç- jeopolitik çatışmaların kesişimi olarak da görmek gerekir.

Uzmanlara göre, Los Angeles ve çevresindeki yangınlar, fosil yakıt tüketiminin neden olduğu iklim krizinin yıkıcı etkisi. Artan sıcaklıklar, daha uzun kuraklık sezonları ve azalan nem oranları, yangınların hem sıklığını hem de şiddetini artırıyor. Bu noktada da, uluslararası arenada "iklim adaleti" tartışmaları hız kesmiyor.

Yangınların etkilediği bir diğer alan ise, zorunlu göç meselesi. Mesela, Kaliforniya'daki yangınlar, binlerce insanın evlerini kaybetmesine ve dolayısı ile güvenli bölgelere doğru hareket etmesine neden oldu. Bu durum, elbette yalnızca ABD'nin iç göç dinamiklerini değil, aynı zamanda uluslararası göç politikalarını da etkileyec güçte. Şöyle ki, özellikle Latin Amerika'dan gelen göçmenler için, Kaliforniya gibi bölgeler, önemli bir yerleşim noktası. Ancak iklim kaynaklı felaketlerin artışı, göçmenler için yeni riskler yaratacağından, var olan- mevcut sosyal alt yapıyı da zorlayacaktır. Daha geniş perspektiften bakıldığında ise, bilindiği üzere bu tür iklim felaketleri, küresel çapta, iklim mültecilerinin sayısında ciddi artışa neden oluyor. Üstelik, uluslararası hukukun, iklim mültecileri konusunda, bugün bile, net bir çerçeve sunamaması, durumu daha da zorlaştırıyor. Dolayısı ile Los Angeles yangınları, hem ABD'nin hem de diğer ülkelerin göç politikalarında yeni gerilimlere yol açabilecek potansiyel taşıyor.

Öte yandan, yangınların ekonomik etkisi de uluslararası siyaseti ilgilendiren bir boyut taşıyor. Bilindiği üzere, Kaliforniya, ABD'nin tarım üretiminin önemli bir kısmını gerçekleştiren bir bölge. Yangınların tarım alanlarına zarar vermesi, yalnızca ABD'nin gıda güvenliğini değil, aynı zamanda küresel gıda tedarik zincirlerini de olumsuz etkileyecektir. Örneğin, badem, avokado gibi ürünlerde lider üretici olan Kaliforniya'daki hasar, dünya genelinde fiyatların yükselmesine neden olabilir. Bu tür ekonomik dalgalanmalar, özellikle gelişmekte olan ülkelerde siyasi istikrarsızlık riskini arttırdığı da zaten bilinen bir gerçek. Ayrıca, yangınlar nedeniyle ortaya çıkan büyük alt yapı zararları ve uzun süren enerji kesintileri, uluslarası piyasalarda ABD'nin enerji rekabetçiliğini de olumsuz etkileyecektir. Örneğin, ABD'nin enerji sektörü üzerindeki baskılar, Çin gibi rakip ülkelerin enerji stratejilerinde avantaj sağlamalarına yol açabilir. Kısaca, Los Angeles'taki yangınlar gibi yerel bir olay, küresel güç dengelerini de etkileme potansiyelini fazlasıyla taşıyor.

Toparlarsak, Los Angeles yangınını çevre felaketinden çok daha fazlası olarak analiz etmek gerekir. Sonuçta, bu tür yangınlarla mücadele yalnızca bir itfaiye sorunu değil, aynı zamanda uluslararası işbirliğinin, adil kaynak dağılımının ve uzun vadeli politik stratejilerinin önemini işaret eden çok boyutlu bir meydan okumadır. Öyle ki, Los Angeles'taki alevler, dünya siyasetinin geleceğini şekillendirecek olan daha büyük bir ateşi simgeliyor. O da, insanlığın iklim krizine karşı vereceği ortak mücadele...


Yazarın diğer yazıları