ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE


2025'in Kanlı Başlangıcı ve Yansımaları

2025 yılının başında Fransa, Almanya, Hollanda, Karadağ ve ABD'de yaşanan şiddet olayları, dünya medyasında geniş yankı buldu. Bu olaylar, ülkelerin iç siyasi ve ekonomik krizleriyle ilişkilendirilerek değerlendirildi. Fransa'da hükümetin düşmesi, Almanya'da erken seçim kararı alınması, Avrupa Birliği'nin lider ülkelerindeki siyasi istikrarsızlığı net şekilde gözler önüne sermiş oldu. Bu durum, AB'nin genel işleyişini de oldukça olumsuz etkileyebilecek bir risk. Zaten Fransa'da kamu borcunun artması, Almanya'da sanayi üretimindeki düşüş de, ekonomik krizin boyutlarının geldiği durumu gösteriyor. Dahası, ABD'nin uyguladığı gümrük tarifeleri nedeni ile Hollanda ekonomisindeki yavaşlama, kendi toplumunu oldukça germiş görünüyor. Dolayısı ile göçmenlerin toplumda artan varlığını bir tehdit olarak algılayan aşırı sağın, kendi politik ajandalarını daha fazla güçlendirmek için, ekonomik durgunluk, sosyal eşitsizlik gibi sorunları göçmenlere yüklemesi, patlamaya hazır toplumlarda şiddet olaylarının artmasına neden oluyor. Tabi demokratik süreçlere de büyük zarar veriyor.

Fransa'da aşırı sağcı partilerin artan etkisi, Almanya'da göçmen karşıtlığının iyice artmış olması, hatta aşırı sağcı partilerin, özellikle mülteci krizinden sonra, halk desteğini artırması, Hollanda'da hükümetin göç politikalarına yönelik artan sert protestoları, hatta ABD'de ardarda gerçekleşen saldırıları bu minvalde okumak mümkün. Tüm bu gelişmeler, aşırı sağ ideolojilerin küresel ölçekte tehlikeki bir biçimde yükseldiğini gösteriyor.

Dünya medyası da, 2025 yılının başında meydana gelen saldırıları, genel olarak küresel ekonomik ve siyasi krizlerin yansımaları olarak değerlendirdi. Batı medyası, Avrupa'daki siyasi istikrarsızlıkların, ABD'deki yönetim değişikliğiyle birleşerek, uluslararası ilişkilerde belirsizlikleri arttırdığını yazdı. Ayrıca, bu tür olayların, ülkelerin iç politikalarında aşırı sağ ve milliyetçi akımların daha da güçlenmesine zemin hazırlayabileceği endişeleri dile getirildi.

Kim ne yazdı?

The Guardian - ABD'de İç Savaş Tehlikesi

İngiliz The Guardian gazetesi, ABD'deki iç gerilimleri ele alan bir analizinde, ülkede yeni bir iç savaşın başlamış olabileceğini ve kimsenin bunu görmek istemediğini öne sürdü. Gazete, aşırı sağcı grupların silahlanması ve toplumsal kutuplaşmanın artmasının, ülkeyi tehlikeli bir yola sürüklediğini vurguladı.

Euronews... Sistematik Irkçılık ve Ayrımcılığın Etkisi

Euronews'te yayımlanan bir analizde, Fransa'da yaşanan şiddet olaylarının arka planında, uzun yıllardır süregelen polis şiddeti, sistematik ırkçılık ve ayrımcılığın etkili olduğu vurgulanıyor. Özellikle Mağripli, siyahi ve göçmen kökenli vatandaşlara yönelik baskıların, toplumsal tepki ve şiddeti tetiklediği belirtiliyor. Bu durumun, Fransa'da aşırı sağın yükselmesine ve göçmen karşıtı politikaların güçlenmesine zemin hazırladığı ifade ediliyor.

Euronews'teki bir başka analizde, Fransa'dan İrlanda'ya kadar birçok ülkede, örgütlü ve bazen şiddet yanlısı aşırı sağ grupların faaliyetlerinin arttığına dikkat çekiliyor. Bu durumun, Avrupa'da toplumsal huzursuzlukları ve şiddet olaylarını körüklediği belirtiliyor.

Deutsche Welle..ABD'de Siyasi Kutuplaşmanın Derinleşmesi

Deutsche Welle'de yayımlanan bir analizde, ABD'de 2024 başkanlık seçimleri sonrasında yaşanan şiddet olayları ve toplumsal gerilimler ele alınıyor. Özellikle seçim sonuçlarına itiraz eden grupların protestolarının, şiddet olaylarına dönüştüğü ve ülke genelinde güvenlik endişelerinin arttığı vurgulanıyor. Bu durumun, ABD'de siyasi kutuplaşmanın derinleşmesine ve toplumsal istikrarsızlığa yol açtığı ifade ediliyor.

2025 yılının başında yaşanan şiddet olayları, komplo teorisyenleri arasında da çeşitli spekülasyonlara yol açtı. Bu teoriler, olayların arkasında gizli planlar ve küresel güçlerin etkisi olduğu iddialarını içeriyor. Bu teorilerden bazıları şöyle:

Büyük Yer Değiştirme Teorisi

Bazı komplo teorisyenleri, Avrupa'daki şiddet olaylarını "Büyük Yer Değiştirme Teorisi" ile ilişkilendiriyor. Bu teori, göçmenlerin kasıtlı olarak Avrupa'ya doğru yönlendirilerek yerli nüfusun demografik yapısının değiştirildiğini ve bunun sonucunda toplumsal huzursuzlukların arttığını iddia ediyor. Özellikle Fransa'da yaşanan olayların, bu planın bir parçası olduğu öne sürülüyor.

The Economist 2025 Kapağı ve Semboller

The Economist dergisinin 2025 yılı kapağında yer alan semboller, komplo teorisyenleri tarafından farklı şekillerde yorumlanmıştı. Kapakta görülen Satürn gezegeni, Donald Trump, büyük bir göz, nükleer sembol ve elektrikli araç gibi imgelerin, gelecekteki küresel olaylara işaret ettiği düşünülüyor. Örneğin, Satürn'ün otoriteyi temsil etmesi yeni bir dünya düzeni şeklinde yorumlanıyor. The Economist kapağında yer alan büyük göz sembolü ise, yeni dünya düzeninde dijital gözetimin artacağı ve bireysel özgürlüklerin kısıtlanacağı yönünde yorumlanıyor. Komplo teorisyenleri, yaşanan şiddet olaylarının bahane edilerek devletlerin dijital gözetim yetkilerini artıracağını ve toplum üzerinde daha fazla kontrol sağlayacağını öne sürüyor.

Kapakta bulunan nükleer sembol de, yeni bir silahlanma yarışının başlayacağı ve küresel güçler arasında nükleer tehditlerin artacağı şeklinde yorumlanıyor. Komplo teorisyenleri, yaşanan şiddet olaylarının bu sürecin bir parçası olduğunu ve toplumların korku içinde tutulmaya çalışıldığını iddia ediyor.

Kıyamet Senaryoları

Komplo teorisyenleri, 2025 yılında kıyametin kopacağına dair iddialar ortaya atıyor. Bu teorilere göre, kıyamet süreci 23 Eylül 2017 tarihinde başlamış olup, 2025 yılında sona erecektir. Bu iddialar, belirli inanç ve astrolojik yorumlara dayandırılıyor. Bu nedenle, Tanrı'yı kıyamete razı edebilmek için şiddet olayları bilerek organize ediliyor. ( Elbette bu teorilerin, genellikle kanıtsız olduğunu ve spekülasyonlara dayandığını unutmamak önemli.)

Öte yandan 2025 yılının başında yaşanan şiddet olayları, güvenlik uzmanları ve analistler tarafından da çeşitli öngörüler ve gelecek tahminleriyle değerlendirildi. Bu değerlendirmeler, hem fiziksel hem de siber güvenlik alanlarında artan tehditlere de işaret ediyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2025'ten itibaren terör meselesi başta olmak üzere, milli birlik ve beraberliği tehdit eden, akut sorunlardan kurtulma hedefini vurgulayarak, güney sınırlarının ötesinde güvenlik ve istikrarın sağlanacağını, oralardan kaynaklanan tehditlerin ortadan kaldırılacağını belirtti.

Siber Güvenlik Tehditlerinin Artışı

Uzmanlar, 2025 yılında siber saldırıların daha sofistike, hedefe yönelik olacağını ve tespit edilmesi zor hale geleceğini öngörüyor. Yapay zeka destekli saldırıların tüm saldırı zincirlerini oluşturmak için kötüye kullanımı artacak, yazılım tedarik zincirine yönelik uzun vadeli saldırılar norm haline gelecek diyorlar. Yani yılbaşında gerçekleşen saldırılar, hem fiziksel hem de siber güvenlik alanlarında yeni tehditlerin habercisi olarak değerlendiriliyor. Güvenlik uzmanları, bu tehditlere karşı proaktif önlemler alınması ve uluslararası iş birliklerinin güçlendirilmesi gerektiğini vurguluyor.

Sonuç olarak, 2025 yılının başında yaşanan bu olaylar, dünya genelinde siyasi ve ekonomik istikrarsızlıkların derinleştiğini gösteriyor. Bu durum, uluslararası toplumun daha dikkatli ve işbirlikçi bir yaklaşım benimsemesini gerektiriyor.


Yazarın diğer yazıları