“Trump'ın Dönüşü: Türkiye İçin Fırsat mı, Risk mi?”
Donald Trump'ın yeniden ABD Başkanı seçilmesi, Türkiye'nin terörle mücadelesi ve Suriye sınırındaki gelişmeler üzerinde önemli etkilere sahip olabilir. Bilindiği üzere, Trump'ın önceki başkanlık döneminde, Suriye'deki ABD askerlerinin varlığı, PKK/YPG'ye verilen destek ve Türkiye'nin sınır ötesi operasyonları gibi konular iki ülke arasında sert tartışmalar yaratmıştı. Ama Trump'ın 2019'da Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyine yönelik operasyonlarına yeşil ışık yakarak, askerlerini bölgeden çekeceğini açıklaması da hafızalarda. Ancak bu karar hem ABD'de hem de uluslararası alanda eleştirilere neden olmuştu.
Analizciler, Trump'ın yeniden seçilmesinin, özellikle Suriye sınırındaki terörle mücadele operasyonları açısından olumlu bir gelişme olabileceği düşünüyor. Trump'ın önceki dönemde Türkiye'nin operasyonlarına engel olmaya kalkışmaması Türkiye'nin sınır ötesi harekâtlarını kolaylaştırmıştı. Bu nedenle, Trump'ın ikinci döneminde de benzer bir yaklaşım sergileyeceği beklentisi mevcut. ABD basını ise analizlerde Trump'ın öngörülemez ve pragmatik tutumuna dikkat çekiyor.Dolayısı ile Trump'ın bu tutumunun bölgedeki istikrarı olumsuz etkileyebileceği ve uzun vadede ABD'nin çıkarlarına zarar verebileceği konusunda endişelerini dile getiriyor.
Trump'ın Politikası ve Müesses Nizamdan Farklılıkları
Trump, önceki başkanlık döneminde geleneksel ABD dış politika yaklaşımlarından saparak, "Önce Amerika" (America First) sloganıyla daha izole ve pragmatik bir tutum sergilemişti. Özellikle Suriye'deki ABD askerlerinin çekilmesi ve Türkiye'nin sınır ötesi operasyonlarına yeşil ışık yakması, müesses nizam olarak adlandırılan geleneksel dış politika yapıcılarıyla ters düşmesine neden olmuştu.
ABD Basınında Yer Alan Haberler
ABD basınında, Trump'ın yeniden seçilmesinin dış politikada nasıl bir değişiklik getireceği sıkça tartışılıyor. Bazı yorumcular, Trump'ın müesses nizamdan bağımsız hareket etme eğiliminin devam edeceğini ve bunun NATO müttefikleriyle ilişkilerde gerginliklere yol açabileceğini belirtiyor. Özellikle, Trump'ın NATO'ya yönelik eleştirileri ve Avrupa ülkelerinin savunma harcamalarına dair talepleri, müttefikler arasında endişe yaratıyor.
Sonuç olarak, Trump'ın yeniden seçilmesi durumunda ABD'nin geleneksel dış politika yaklaşımından sapmaların artabileceğini, bunun da Türkiye için hem fırsatlar hem de riskler barındıracağını söyleyebilirim.
Fırsatlar:
1. Esnek ve pragmatik bir yaklaşım: Trump'ın dış politikada daha az müdahaleci tutumu, Türkiye'nin Suriye'deki terörle mücadele operasyonlarına daha fazla alan tanıyabilir. Özellikle ABD askerlerinin bölgeden çekilmesi veya YPG'ye desteğin azaltılması Türkiye'nin çıkarlarına hizmet edebilir.
2. Kişisel diplomasi: Trump'ın liderlerle doğrudan ilişki kurmayı tercih eden tarzı, Erdoğan ile daha yakın bir ilişkiye dönüşebilir. Bu da, krizlerin daha hızlı çözülmesini sağlayabilir.
Riskler:
1. Öngörülemezlik: Trump'ın karar alma süreçlerindeki ani değişiklikler ve tutarsızlıklar, Türkiye'nin stratejilerini zorlaştırabilir. Örneğin, bir gece ansızın verilen bir tweet kararı, sahada ciddi sonuçlara yol açabilir.
2. Müesses nizam ile çatışma: Trump'ın ABD'nin geleneksel kurumlarıyla çatışması, politikalarının uzun vadede sürdürülebilir olmamasına neden olabilir. Bu da Türkiye'nin ABD ile kurduğu ilişkilere dair belirsizlikleri artırabilir.
3. YPG konusunda ABD içindeki direnç: Her ne kadar Trump, YPG'ye verilen desteği azaltma eğiliminde olsa da, ABD'de Kongre ve Pentagon gibi güçlü kurumların bu desteği sürdürme konusunda kararlı olduğu unutulmamalı. Trump, bu dirençle karşılaşabilir ve vaat ettiği kadar özgür bir hareket alanı sağlayamayabilir.
Ez cümle , Trump'ın seçilmesi, Türkiye için kısa vadede olumlu sonuçlar doğurabilir gibi görünse de, bu tamamen ABD'nin iç dengeleri, Trump'ın ne kadar bağımsız hareket edebileceği ve bölgedeki diğer aktörlerin (Rusya, İran, Avrupa) nasıl tepki vereceğine bağlı. Türkiye, bu süreçte kendi çıkarlarını korumak için çok yönlü bir diplomasi yürütmek zorunda kalacağı da aşikar. Yani, Trump'ın öngörülemezliği, Türkiye'nin bir fırsat gördüğü kadar dikkatle yönetmesi gereken bir risk faktörü.