ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE


Demek sonunda hatırladınız

İsrail Pazar günü büyük bir şok yaşadı.

Askeri üsteki personel, üstelik yemekteyken Hizbullah'ın insansız hava aracının hedefi oldu.

Ölenler, yaralananlar vardı.

Onsa hava savunma sistemi ve güvenlik önlemine rağmen kendilerini en rahat hissettikleri yerlerden birinde vurulmaları onlar için hayli sarsıcıydı.

Öyle ki hala bunu konuşuyorlar.

Çünkü Hizbullah'ın liderini öldürdüler.

Komuta kademesindeki üst düzey komutanların hepsini öldürdüler.

Hizbullah'ın 4 bin üyesini çağrı cihazları ve telsiz saldırılarıyla pasif duruma düşürdüler.

Buna rağmen Hizbullah dağılmadığını ve hala dirence sahip olduğunu gösterdi.

Üstelik sert ve beklenmedik bir darbe vurdu.

İsrail için asıl yıkıcı olan belki de bu...

Hamas'ın 7 Ekim'deki taarruzuyla MOSSAD efsanesi, İran'ın füze saldırılarıyla Demir Kubbe efsanesi çöktü.

Hizbullah'ın son saldırısı da tuz biber oldu.

İsrail'deki hezeyansa gittikçe büyüyor.

"Yok artık" dedirten açıklamalar bunun en çarpıcı göstergesi.

İsrail yönetiminde en üst düzey isimler - ki buna cumhurbaşkanı da dahil – ne dedi?

"Haber bile vermediler."

"İnsanları (bahsettiği askerler) yemek yerken vurdular. Bu savaş suçudur" dediler.

Dünyanın dört bir yanından sivil toplum kuruluşlarını buna tepki göstermeye çağırdılar.

Şaka gibi değil mi?

Ama değil.

Gerçekten de bunlar oldu.

Ve bunları diyen, bölgeye bir senden uzun zamandır adeta cehennemi yaşatan İsrail'in yöneticileri.

Neler olduğunu hatırlayın.

İsrail başka ülkelerde elçilikleri bombaladı, liderleri öldürdü.

Bebeklere, çocuklara, kadınlara toplu katliam, hatta soykırım yaptı.

Ülkeleri işgal ediyor, başkentleri bombaladı.

İnsanları can havliyle evlerinden kaçıp kendi topraklarında mülteci durumuna düşürdü.

Sonra "güvenli" diye gösterip toplanmalarını sağladığı yeri de vurdu.

Birleşmiş Milletler'i barış gücünü hedef aldı.

Hem de defalarca.

Yetmedi tanklarla kapısını kırıp üslerine girdi.

Ne insan hakları, ne uluslararası hukuk, ne de savaş adabı tanıdı.

Şimdi çıkmışlar "savaş hukuku"ndan bahsediyorlar.

Anlaşılan yeni akıllarına geldi.


Yazarın diğer yazıları