ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE


90 saniye kaldı

79 yıl önce, 2. Dünya Savaşı'nın sonunu getiren çok acı bir olay yaşandı.

ABD'nin 6 Ağustos 1945'te Japonya'nın Hiroşima kentine, 3 gün sonra da Nagazaki'ye attığı atom bombaları yüzbinlerce cana mal oldu.

Salı günü Hiroşima'daki büyük facianın yıldönümüydü.

Bir kez daha kurbanlar anıldı.

Bir kez daha yeni bir nükleer bomba felaketi yaşanmaması temenni edildi.

Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle Moskova ve Batı arasında yaşanan gerilimin tavan yaptığı, nükleer savaş riskinin çok yakın olduğu bir dönemde, anlamlı ve manidardı.

BM Genel Sekreteri törene gönderdiği mesajda bu tehlikeye dikkati çekti.

"Geçen yıldan bu yana küresel güvensizlik ve bölünme daha da derinleşti. Bazıları nükleer kılıcı bir kez daha pervasızca sallıyor. Dünya bu kabul edilemez davranışı kınama konusunda birlik olmalıdır. Silahsızlanmayı hayata geçirmek için yeni çözümler bulmalıyız" dedi.

Çok da haklıydı.

Kıyamet Saati diye bir uygulama var.

Gece yarısını bulması, dünya tarihi sürecinde insanlığın kendi eliyle yol açtığı bir küresel felaket nedeniyle yol olacağı zamanı sembolize ediyor.

Her yıl ocak ayında küresel jeopolitik risklere göre yeniden ayarlanıyor.

Bu yıl da ayarlandı.

Ukrayna'daki savaş ve nükleer restleşmeler, İsrail'in Gazze'deki katliamları, Ortadoğu'da bölgesel savaş riskinin artması, Uzakdoğu'daki gerilimler ve iklim krizi ışığında gece yarısına biraz daha yaklaştık.

Sadece 90 saniye kaldı.

İşte tam da böyle bir zamanda Hiroşima'daki anma töreninde verilen mesajlar kıymetliydi.

O saati geri döndürmek, insanlığın kendi eliyle kendini yok etmekten kurtulması için elzem.

Çok zor olsa da başarılamaz değil.

Bunun için her şeyden önce savaşlar yatıştırılmalı.

Hiroşima'daki törende İsrail'e öfke de vardı.

Gazze'deki katliamları protesto edildi.

İsrailli elçiyi törene davet eden belediye başkanı da tepkilerin hedefindeydi.

Siyonist rejim Ortadoğu'da bölgesel savaş çıkarmak için elinden geleni yapıyor.

Son günlerdeki gelişmeler malumunuz.

İran'ın vereceği karşılık nasıl yankı bulacak, İsrail buna nasıl cevap verecek merak konusu.

Bir yandan ABD'li CENTCOM komutanı İsrail'de...

Diğer yandan Rusya Güvenlik Konseyi Genel Sekreteri İran'a gitti.

Yani herkes pozisyon alıyor.

ABD, İsrail'i savunmak için ek savaş uçakları ve gemiler gönderiyor.

Öte yandan bölge ülkelerine İran'ı saldırmaktan alıkoymak için baskı yapmaya zorluyorlar.

Ancak bu ikircikli yaklaşık deyim yerindeyse artık kabak tadı verdi.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın Mısır ziyaretinde bunu açıkça ilan etmesi, gerçekten de bıçağın kemiğe dayandığının göstergesi.

İsrail'i zapt edemeyenler bu ülkenin istediği katliamı ve suikastı işlemesine göz yumsun, sonra karşılık geleceği zaman "Aman yapmayın bölgesel savaş çıkar" desin.

Bunun sonu yok.

Elbette kimse savaş istemez ancak İsrail'in diplomasiden, müzakereden anlayacağı yok.

Öyle olsa Hamas'ın müzakerecisi de olan İsmail Haniye'yi İran'ın başkentinde şehit etmezlerdi.

İtidal herkese lazım.

Şu dönemde en çok da ABD'nin bir türlü zapt edemediği, ya da kasıtlı olarak zaptetmediği İsrail'e lazım.

O yüzden hakan Fidan batılı ülkelere "İsrail'in tasmasını artık tutun" dedi.

Çok da haklıydı.

Ortadoğu yeni bir bölgesel savaşın içine düşmemeli.

Bunun için de hak ve hukuk korunmalı.

Güçlünün değil, haklının hukuku el üstünde tutulmalı.


Yazarın diğer yazıları