ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE


2024 temennisi

Yeni yıl yeni umutlar demek.

Savaşlar, afetler, yangınlar, salgınlar, krizlerle yorulan insanlık 2024'e umutla bakmak istiyor.

İsrail'in Gazze'deki katliamlarının sona ermesi en büyük dileklerden biri ancak kolay kolay gerçekleşecek gibi görünmüyor.

Gazze halkı geride bıraktığımız yılın neredeyse dörtte birini bombalar, katliamlar altında geçirdi.

Filistin toprakları, İsrail'in kuruluşundan bu yana en kanlı yılını geçirdi.

Buyurun size birkaç resmi veri.

Geçen yıl Filistin topraklarında 22 bin 404 kişi İsrail tarafından katledildi.

Bu sayı Gazze Şeridi ve Batı Şeria'yı kapsıyor.

Sadece 7 Ekim'den yılın sonuna kadarsa 22 bin 141 Filistinli öldürüldü.

9 binden fazlası çocuk, 6 bin 450'si kadındı.

Bu veriler Filistin Merkezi İstatistik Kurumu'ndan.

Peki o kurum başka ne diyor?

Nekbe'de bile İsrail, yaklaşık 15 bin Filistinliyi katletmişti.

Yani İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki katliamları, İsrail'in kuruluşundan sonra yaşanan büyük sürgün dönemindeki katliamları bile gölgede bıraktı.

Hemen hemen bütün dünyadan İsrail'e baskı var.

"Saldırıları durdurun" diyorlar.

Onlarsa katliamları sürdürmekte ısrarlı.

Ordu Sözcüsü savaşın üçüncü aşamasına geçeceklerini söylüyor.

Bunun için hazırlık yapıyorlar.

Sözcünün açıklamasına göre bu hazırlıklar kapsamında da bazı taburları Gazze'den çektiler.

Yeniden organize olacaklar.

Ama yeni yılda işler çok da onların istediği gibi gitmeyebilir.

Amerikan basınında bir iddia var.

O iddiaya göre İsrail'in askerlerin bir kısmını çekmesinin ardında, ABD'nin baskısı var.

Çünkü en büyük destekçisi ABD bile sivil katliamlar karşısında İsrail'i desteklemekte, savunmakta artık zorlanıyor.

Ve anlaşılan o ki Biden ve Netanyahu arasındaki son telefon görüşmeleri öncekilerden daha gergin geçiyor.

ABD daha az sivil katliamı istiyor.

Bu da daha hafif saldırılar ve daha uzun zaman demek.

İsrail ise bunu pek dert etmiyor.

Mümkün olan en sert şekilde, en hızlı yoldan sonuca ulaşmak istiyor.

ABD'nin dediği mi olacak yoksa İsrail bildiğini mi okuyacak ya da çabalar sonuç verip katliamlar son mu bulacak göreceğiz.

Tabii bir yandan da Netanyahu ve aşırı sağcı hükümetine tepkiler sürüyor.

Her geçen gün her yandan köşeye sıkışıyorlar.

2024 belki de bu yönden insanlık adına olumlu gelişmelere gebe olabilir.

Bunun işaretleri var.

Örneğin eski bir İsrailli general...

Yitzhak Bric, "Gazze'de giderek çamura batıyoruz" diyor.

Dahası Gazzelilerin uğradığı soykırım her geçen gün İsrail medyasında bile daha fazla yer buluyor.

Haaretz'te yazan İsrailli gazeteci Zvi Bar'el buna bir örnek.

İsrail'in Gazze'de açlığı savaş yöntemi olarak kullandığını dile getiriyor.

Ülkesinin tüm Gazze nüfusunu düşman olarak gördüğünü belirtiyor.

Hükümetin bunun doğuracağı hukuki sonuçlardan endişelenmesi gerektiğini söylüyor.

O hukuki sonuçlara gelince...

İsrail'in uluslararası mahkemede savaş suçlusu olarak yargılanması yönünde ciddi bir çaba var.

Son hamle Güney Afrika'dan geldi.

Lahey'deki Uluslararası Adalet Divanı'nda İsrail aleyhinde soykırım davası açtılar.

İsrailli gazetecinin bahsettiği tam da bu aslında.

Daha doğrusu ilk büyük adımı.

Çünkü yine İsrail basınının yazdıklarına bakarsak ordu ve Yüksek Mahkeme bu davanın Tel Aviv aleyhine sonuçlanabileceğinden ciddi endişe duyuyor.

Karar çıkarsa kâğıt üzerinde İsrail için bağlayıcı.

Buna karşılık İsrail karara uymayabilir ki bu güçlü bir ihtimal.

Ama bu sefer de bir başka büyük risk var.

İsrail zaten ciddi bir tepkiyle karşı karşıya ve bu tepkiye bazı boykotlar da eşlik ediyor.

Soykırım davasının İsrail'e yönelik geniş diplomatik izolasyona, boykotlara ve yaptırımlara yol açma riski bulunuyor.

Çünkü Uluslararası Adalet Divanı'nın uluslararası hukuku şekillendirmede büyük etkisi var.

Güney Afrika'nın girişimi karşısında İsrail'den savunma istemesi bile başlı başına önemli bir gelişme olur.

Hele bir de İsrail kendisine yöneltilen suçlamalara onları çürüten ayrıntılı bir yanıt vermez ya da veremezse işte o zaman Tel Aviv için sorun büyüyecek.

Gerçi sahadaki gerçekler her şeyi ortaya koyuyor.

Dahası Anadolu Ajansı'nın fosfor bombası fotoğrafları gibi başka kanıtlar da var.

Özetle mahkeme BM Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'nin ihlal edildiği yönünde karar verebilir.

Bunu ben söylemiyorum.

Hayfa Üniversitesi'nden uluslararası hukuk uzmanı Dr. Shelly Aviv Yeini söylüyor.

Yani durum ciddi.

Dev bir kartopu İsrail'in üzerine yuvarlana yuvarlana, büyüyerek geliyor.

Son bir not ekleyelim.

İsrail sivilleri katletse de onları evsiz bıraksa da asıl amacına ulaşamadı.

Morallerini yerle bir edemedi.

Dirayetlerini ortadan kaldıramadı.

Pek çok örneği var ama küçük bir Gazzeli kızın sosyal medyada yayınlanan görüntüsü belki de en çarpıcısı.

O kız şöyle diyordu:

"Allah bize yeter. Biz size ahlakı öğreteceğiz."

Belki de yeni yıl için en anlamlı temenni bu olacak.

İsrail'in bir an önce ahlakı öğrenmesi ve katliamlara son vermesi umuduyla...


Yazarın diğer yazıları