Yunus Emre'nin "Kibir Destanı"
Halk edebiyatının en önemli isimlerinden biri Yunus Emre'dir. Hem halkın dilinden hem de gönlünden konuşan bir şairdir. Aşkı, insanı, Allah'ı ve insanın içsel dünyasını en sade haliyle anlatır onun şiirleri. Aşkı olduğu kadar kibiri de sorgulayan şairin en sevdiğim şiiri geldi aklıma. Bugüne ışık tutan "Kibir Destanı" şiiri ile ne anlatmak istediğini hatırlamışken, hatırlatmak istedim. Şair, kibirli olmanın insanı nasıl yok ettiğine dair önemli mesajlar verirken, aynı zamanda insanın içini karartacağını, kalbini katılaştırıp ona gerçek huzuru vermeyeceğini de anlatır. Kibirli insanların, sonunda yalnız kalacaklarını ve kendi içlerinde bir boşluk hissedeceklerini söyler.
Kibrin insana yük olduğunu düşünürüm. İç huzuru olmayan insanın kibri ile hayattaki gerçek huzuru asla yakalayamayacağına bizzat şahit oldum. Eminim sizler de hayatınızın bir döneminde buna şahitlik etmişsinizdir. Sadece ben merkezli bir dünya kurmak, hiç kimseye çok merkezli bir mutluluk getirmez. Herkesin içinde bir "ben" duygusu vardır, ama bu duygunun ne kadar sağlıklı bir şekilde kullanıldığı önemli değil midir? Maalesef ki bu "ben" duygusunun abartılması ile de kibiri doğurmuş oluyoruz.
Sonuç olarak, Yunus Emre'nin "Kibir Destanı" sadece bir uyarı değil, aynı zamanda bir yol göstericidir. Kibiri terk etmek, gerçek insan olmanın yoludur. Kibirle değil, alçakgönüllülükle büyür insan. Unutmayalım ki kibirden arınmış bir kalp, hem huzurlu hem de mutlu bir hayata açılan kapıdır. "Kibir Destanı"nın bir kısmını buradan paylaşayım, ama sizler de vakit bulup tamamını okuyarak kendinize bir iyilik yapın, olur mu?
KİBİR DESTANI - YUNUS EMRE
Eğer dinler isen haber vereyim,
Akıl casusa ne der göstereyim.
Kanaat şehre gelip tahtı aldı,
Haramiler ise yollarda kaldı.
Çıkarlar dağ başına yol kesmek için,
Bırakmazlar yolcuyu yola gitsin.
Akl casusa: "Hemen geri dönüp" der,
"Götür Kanaat'e benden haber.
Kanaat hoş otursun taht onundur,
Devlet nimetleriyle baht onundur.
Çok durmaz harami dağ başında,
Geçer bir gün ele, yol savaşında."
Kibir derler ona, bilirler onu,
İmansız kalacak o âsî canı.
Kendinden başka kimseyi beğenmez,
Yüksek yerde durur, aşağı inmez.
Nice tahta çıkanlar yere düştü,
Nice "ben" diyene sinek üşüştü!
Kendinden uzak tut kibr endişesin,
Kibre uyarsan uzağa düşersin.
Uzak düşenlerin imanı yoktur,
Meğer cisimlerinin canı yoktur.
Canı sakınmalı ki canlı kişi,
Hakkında kusura dönmesin işi.
Büyüklük taslama, lanet alırsın,
Kovulmuşlarla bir olur kalırsın.