ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE


Kerkük'e dikkat


Gözler Gazze'de, İran-İsrail gerilimi ve misillemenin ne zaman olacağında, Ukrayna'nın Rus topraklarını işgaliyle bambaşka bir sahfaya geçen kuzeyimizdeki savaşta.

Ama bunar olurken bir başka önemli coğrafyada ciddi bir kumpas tezgâhlanıyor.

O coğrafya Irak Türkmenlerinin tarihi yurdu Kerkük.

Türkmenler Kerkük'te çok uzun yıllardır ciddi bir varlık mücadelesi veriyor.

Saddam döneminde de bu böyleydi, ondan sonraki süreçte de böyle oldu.

Bağdat-Erbil hattında çözülemeyen ihtilafların ortasında kalan Kerkük'te, şehri Kürtleştirme politikası Türkmenlere büyük zararlar verdi.

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi oldubittiyle Kerkük'ü sınırlarına katmak istedi.

Siyaseten zaten ağırlıktaydılar.

DEAŞ'la mücadele bahanesiyle fiilen de bunu yapmaya kalktılar.

Şehri kontrol altına alan peşmergeler, birkaç yıl önce merkezi hükümete bağlı ordunun yönelmesiyle geri çekilmek zorunda kaldı.

DEAŞ terör örgütü ile mücadele döneminde de PKK terör örgütünün iştahını kabarttı Kerkük.

Türkmenler gerektiğinde silahla, gerektiğinde siyasetle, gerektiğinde de hukukla kendilerini korumak için zorlu bir mücadele verdi, hala da veriyor.

Irak Türkmenlerinin kadim yurdu Kerkük, günümüzde uzlaşının, Kürtler, Araplar, ve Türkmenlerin bir arada yaşama kültürünü kurabileceği önemli bir sembol olma fırsatını yakaladı.

Kentteki az sayıdaki Süryani, Ermeni ve Yahudi de buna dâhil.

18 yıl sonra ilk kez, Aralık ayında seçimle yapıldı.

Türkmenler tartışmalara rağmen tek liste altında bu seçime girdi.

Sonuçlar belirlendi, İl Meclisi'nin aritmetiği oluştu.

Talabanilerin KYB'si ilk sıraya yerleşti.

Araplar ikinci, Türkmenler üçüncü oldu.

Dördüncü sırayı Barzanilerin KDP'si aldı.

Aradan geçen zamandan sonra sıra Kerkük Valisi ve İl Meclisi Başkanı'nı seçmeye geldi.

Zaten ne olduysa bundan sonra oldu.

Talabanilerin KYB'si yine suyu bulandırdı.

Kerkük Valisi'nin seçimi için Bağdat'ta bir otelde toplantı organize etti.

Bir Hristiyan ve birkaç Arap meclis üyesini de yanına çekti.

Türkmenlerin ve KDP'nin olmadığı toplantıda, kendi partisinden Rebvar Taha'yı vali seçtiler.

Oysa birlikte yaşamanın ve uzlaşının sembolü olabilecekleri bir öneri masadaydı.

"Vali her yıl bir etnik gruptan seçilip dönüşümlü göreve gelsin" teklifi vardı.

Hayata geçirilebilir ya da geçirilmeyebilirdi.

En azından usulünce ve iyi niyetle diyalog ortamı oluşturulup tartışılırdı.

Ancak Talabani cephesi kanunlara uymayan yöntemlerle, oyun oynayarak meseleyi oldubittiye getirdi.

Yine gerilimin fitilini ateşledi.

Iraklı Türkmenler haliyle bu duruma tepkili.

Usulsüzlükleri Federal Mahkeme'ye taşıdılar.

Valilik seçiminin iptalini talep ettiler.

Emrivakilere boyun eğmeyeceklerini söylüyorlar.

Hatta Türkmenler sokaklara döküldü.

Buna karşılık Irak'ın yine KYB'li olan Cumhurbaşkanı Abdullatif Reşid, Rebvar Taha'ya Kerkük Valisi olarak atandığına dair kararnameyi teslim etti.

Görünen o ki mesele uzayabilir.

Ankara da sürecin yakın takipçisi.

Mekân Ortadoğu olunca elbette meselenin birçok boyutu var.

İran'ın KYB vasıtasıyla Kerkük üzerindeki etkisini artırması bunlardan biri.

Talabanilerin PKK terör örgütüne verdikleri yoğun destek bir başkası.

KYB'den alacakları daha güçlü destekle Kerkük ve çevresinde daha da cüretkâr davranmaktan çekinmeyeceklerdir.

Bu da Türkmenlerin içinde olduğu tehlikeyi büyütecektir.

Irak Türkmen Cephesi bölgede PKK'lı teröristlerin tehlike oluşturduğunu zaten uzun zamandır söylüyordu.

Şimdi Irak yargısı ve güvenlik kurumları hem bu tehlikeyi hem KYB'nin oynadığı oyunu tersine çevirmek zorunda.

Ama yapmazlarsa, Türkmenler bir kez daha tehlike karşısında kendi başlarının çaresine bakmak zorunda kalabilir.


Yazarın diğer yazıları