ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE


İyi geceler Gazze

Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şubesi tarafından her yıl tertip edilen bir etkinlik vardır. Edebiyat festivali. Bu sene on beş yaşına bastı. Festivalin bölümlerinden biri şiir okumaları idi. "Filistinli şehit şairler anısına" başlığı ile yapıldı. Programın ev sahipleri TYB İstanbul Şubesi Başkanı Mahmut Bıyıklı ve Rami Kütüphanesi Müdürü Ali Çelik'i gördük ilk önce kürsüde. Sonra da sunuculuğu üstlenen Selahaddin Kocaaslan bir bir isimleri davet etti, şiir dilinde Filistin'i, Kudüs'ü, Gazze'yi anmak ve anlatmak için.

İsmail Hakkı, Burak Haktanır, Ali Nuri Türkoğlu, Ayçin Kantoğlu, Peren Birsaygılı Mut, Cemaleddin Tül... Şairlerin mısralarında aradılar, aradık; hüznü, direnci, insanlığı...

Sabah saatlerinden itibaren endişelenmeye başladım, ya diğer okuyucularla aynı şiirleri seçersem, tekrar düşersem, düşersek? Sonra aklıma geldi ki duaya benzer şiir. Tekrarı zarar değil, tersine kârdır, tattır, kuvvettir, şevktir.

Prof. Dr. Cengiz Tomar çevirileri ile önce Nizar Kabbani'nin mısralarına baktım;

Ağladım tükeninceye kadar gözyaşları

Namaz kıldım sönünceye dek kandiller

Rüku ettim usanıncaya kadar

Sordum Muhammed'i, İsa'yı sordum sende

***

Ey nebiler menbaı Kudüs...

Camilerinin minareleri mahzun bugün

Ey Kudüs, siyahlara bürünmüş güzel

Kim çalacak Kıyamet Kilisesi'nin çanını

Sabahında pazarların?

Kim götürecek çocuklara oyuncakların

Miladında İsa'nın

Ey Kudüs, hüzünler şehri Kudüs

Göz kapaklarında dev dalgalar dolaşan

Kim durduracak düşmanı, üzerine çullanan?

Ey dinlerin incisi

Kim silecek kanarlı duvarlarından?

Kim kurtaracak İncili'i?

Kim kurtaracak Kur'an-ı Kerim'i?

Kim kurtaracak Mesihi katillerinden?

Kim kurtaracak beşeriyeti bunlardan

Ey Kudüs ey şehrim

Ey Kudüs ey sevgilim..."

Sonra Mahmud Derviş, O topraklardan memleketine bakarak dünyaya ses veren şairlerden bir diğeri...

"Öldürdün beni. Ama unuttum senin gibi ölmeyi"

Kudüs'te, yani eski sur'un içinde

Geçiyorum, bir zamandan diğerine, beni yönlendiren

Hatıralardan beri, orada paylaşır peygamberler

Mukaddes tarihi .... Yükselirler semâya

Dönerler geriye daha az kederli, Sevgi

Ve barış, gelir bu şehre her iki mukaddes"

İçeriden gelen seslerin ardından, o torağın dışından oraya bakarak okuyan şairlere düştü yolum. Biri ikaz, biri arayış, hepsi yakarış.

Cahit Zarifoğlu demiş ki;

"Filistin bir sınav kağıdı

Her mü'min kulun önünde

De gerçeği yaz: Hakikat şehitliğe koşmaktır

De isyan çağır yolun açılır cennet köşelerine"

İsmet Özel neyi kast etmiştir, başka mesele. Ama ben bu günlerde bunu anlıyorum onun "Münacaat"ında.

"Şimdi tekrar ne yapsam dedirtme bana yarabbi

taşınacak suyu göster, kırılacak odunu

kaldı bu silinmez yaşamak suçu üzerimde

bileyim hangi suyun sakasıyım ya rabbelalemin

tütmesi gereken ocak nerde?"

Son durak yine bir iç ses. Kısa süre önce şehit olan 32 yaşındaki şair, yazar

Hiba Kemal Ebu Nada'nın şiiri değil, son seslenişi ve son emaneti.

"Gazze'nin gecesi, roketlerin ışıltısı dışında karanlık, bombaların sesi ışında sessiz, duanın rahatlığı dışında korkunç, şehitlerin ışığı dışında siyahtır. İyi geceler Gazze"

Filistin duaları ve şiirleri Allahın katında kabul olunsun.


Yazarın diğer yazıları