Büyük ailemiz
Büyük ve kalabalık bir hanedir Türkiye.
Geleneksel ailelerimiz gibi. Gerçi son on yıllarda pratiği hayli azaldı.
Ama yine de farklı kuşakların, modüler birkaç çekirdek birimle bir arada tutunduğu kalabalık bir yapı.
Farklı kuşaklar, farklı dönem şartlarına, farklı çağ ve yaş anlayışına, çeşitli dertlere, gailelere, çeşitli çözüm ve ihtiyaçlara ama toplamda birleştiren bir ruha, sevinç ve hüznü başka biçimlerde de olsa bir arada yaşamaya denk geliyordu.
Artık böyle uygulamalar aile ölçeğinde elbette gözle görülmesi zorlaşacak kadar azaldı.
Ama nihayetinde büyük aile, Türkiye, hâlâ böyle.
Bütün tartışmaları, çatışmaları, dayanışmaları, ortaklaşan sevinç ve kederi ile bu, Türkiye Ailesi.
Pençe-Kilit şehitlerimizin acı haberini aldığımız andan beri, acımız da öfkemiz de ortak.
Yaşayan bilir. Ancak beraberlik hissedilirse hissettirilir ve yola devam edilir, bir biçimde.
Öte yandan gündem varlığını geri çekse de devam eder.
Seçimle, günlük başka birçok mesele ile beraber.
2023'e ikinci ayının başında büyük bir acı yaşayarak girdik. Şimdi de başka sancılarımız var. Üstelik hayatta hepsi bir arada olmaya devam ediyor.
Geçen yıl ilk haftaların şoku içinde bir teselli bulabilmek için âkil büyüklerimin sesini duymak istedim. Nasıl ayakta durayım, yola nasıl devam edeyim diye.
Sesinden sözünden destek umduğum isimlerden birini, Belkıs İbrahimhakkıoğlu'nu aradım. Tabii ki aynı acı içindeydi. Ama imandan mı, akıldan mı, yoksa kalple aklın birleşiminden mi dersiniz, bir yerden yol bularak seslendi.
"Hayatta her şeyle karşılaşmak mümkün. Biz Allah'ın kudretine de, insanın aczine de iman etmişiz. Mesele nasıl anladığımız, ne anladığımız, başa geleni nasıl karşıladığımız. Çok zor günlerden geçiyor, belki başka sınavlarımız da olacak. Ama esas olarak insan olmanın yolunu nasıl bulacağız. Bir dil bulmak zorundayız. Hatta isim söyleyeyim, biz Yesevi'yi, onun dilini yeniden keşfetmek zorundayız. Yoksa yaşadığımız üzücü olaylar kadar, yalanların altında da ezilir, çaresiz kalırız. Biz Yesevi dilini ve ahlâkını yeniden keşfetmek zorundayız."