Bir de akademik lisansla...
2019 yılının Ağustos ayında aldım ilk telefonu Prof. Dr. Adem Palabıyık'tan. Bugün 1000 günü geride bırakan, yıllardır tükenmez bir sabırla devam eden evlat nöbetinin başlangıç zamanı. Kendini tanıtan genç akademisyen o günlerde doçent. Terör örgütü PKK tarafından dağa kaçırılan ya da kandırılıp götürülen çocuklarını bekleyen anneler, HDP Diyarbakır İl Başkanlığının önünden ayrılmıyordu. Çünkü il başkanlığının ön kapısından içeri alınan çocuklar, arka kapıdan çıkarılarak dağa kaçırılmışlardı. İşte Palabıyık bu eylemi haber vererek davet etti Diyarbakır'a. Daha sonra hem Diyarbakır'da hem de İstanbul'da yine bu konu hakkında görüşmeye devam ettik.
Aslından o tarihten önce, 2014'te de benzeri bir eylem Diyarbakır Büyükşehir Belediyesinin önünde yapılmak istenmiş, ama dönemin başkanı Gültan Kışanak tarafından annelerin oturma eylemi tazyikli su sıktırılarak sonlandırılmak istenmişti. İlk defa orada gördüm, 11-12 yaşındaki çocuklarının fotoğraflarını ellerinde taşıyan gözü yaşlı anneleri. Okul çağındaki küçücük çocuklara göz ve el koyan terör örgütü PKK'yı ilk kez bu kadar çıplak gördüm.
Yine 2019'a gelelim. Oğlundan haber alamayan, ama en son HDP İl Binasına girerken görülen oğlunun peşine düşen bir kadın; Hacire Ana. Nereden kaybolduysa, oradan bulacağına inanarak gitti HDP'nin önüne. Oradan ayrılmadı. Ve sonunda geri döndürdü. Yıllar sonra acı bir sonla biten hayatına rağmen o gencin geri dönüşü, Hacire Ana gibi evladını bekleyen başka annelere umut oldu. Başka anneler de aynı yerde toplantı. Sonra onlara babalar da katıldı. Annelerin nöbeti, ailelerin evlat nöbeti oldu. Beşinci yılına doğru gidiyor.
Prof. Dr. Adem Palabıyık, teröre dur diyen, teröriste meydan okuyan bu kadınların hikayesinden beni haberdar eden ve bu vakıayı sosyolog olarak inceleyen bir akademisyen. Aynı zamanda bütün insani dikkat ve hassasiyetiyle bakan bir insan. Yıllardır çabası, konunun akademik seviyede ele alınarak, literatürde yer bulmasını sağlamak. Bu gayretinin neticesini düzenlediği akademik toplantılarda ortaya çıkan makalelerle bir kitap olarak ortaya çıkardı.
Prof. Dr. Palabıyık şimdi editörlüğünü yaptığı Diyarbakır Anneleri Kongre kitabı ile hem Türkiye'de hem de dünyada üniversitelere ve akademisyenlere ulaşmaya çalışıyor. Çağrılarına Almanya ve Fransa akademik çevreleri ayak direrken, İngiltere'den gelecek cevabı bekleme aşamasında her şeye rağmen nispeten umutlu. Türkiye'nin akademik başarı iddialı okullarının sosyoloji çevrelerinden ise yeni bir haber yok, onlar maalesef bildiğimiz gibi.
Bir insanlık meselesini bile görmek istemeyen kör vicdanlı insanlara nasıl anlatılır ki hakikat? Neyse ki Adem Hoca benden iyimser. Örneği ise evlat nöbetine devam eden, inançlı anneler. "Onlar sebat edip başarıyorsa, biz niye inanmayalım, başarmayalım ki?" diye soruyor. Çok haklı. Gerçekten çok haklı.