İnsanlık meselesi
Gündelik hayatın bütün işleri, molaları, zevkleri ve yükleri içinde yolumuzda yürürken, Gazze'yi yakıp yıkmaya devam ediyor katil çeteci İsrail.
Bunu, bakın orada ne acılar var, biz nasıl yiyip içip devam ediyoruz diye yakınmak, kendimi veya karşımdakini suçlamak için söylemiyorum. Sadece böyle olduğu için söylüyorum. Bunu her gün hatırlamak ve hatırlatmak bir çocuğun kafasını bedeninde tutmaya yeter mi, onu da bilmiyorum. Ama az önce son haberlere baktım da; yetmiyor galiba. Hâlâ insanlar öldürülüyor, şehirler dümdüz ediliyor. ABD Başkanı geçen gün bu kadar yeter, artık bitmeli filan da dedi. Kafalarındaki skora ulaştığı için mi söyledi, yoksa kendi ülkesi karışmaya başlıyor diye mi, emin değilim. Sonuçta bunları gelişmeden saysak bile ateşkes kararı çıkana kadar ölüm ve açlık can çekişen insanların gerçeği olmaya devam edecek. Gidenler ise çoktan gitti zaten.
Hayıflanma, suçluluk, üzüntü, acı, acizlik... Yaşadığımız, duyduğumuz his bu. O yüzden kiminin görmekten kaçınmasını, söz söylemekten imtina etmesini anlıyorum aslında. Düşünülebilir ki, benim boş boş konuşmam ancak vicdan azabımın sesini bastırmak için kendimi kandırmamdır. Yadırgamıyorum, tanıyorum bu hissiyatı çünkü. Tanıyorum bu acziyet çöküntüsünü, riyaya bulaşma endişesini.
Bir davette uzatılan mikrofona Filistin'deki soykırıma, ya da utangaç bir İsrail eleştirisine yanaşmayan deneyimli ve eski haber spikerinin düzgün bir Türkçe ve güler yüz eşliğindeki cevabını da bu anlayışla karşıladım. Gerçi politika yazıları yazdığı dönemde "Filistinlinin canı can da, İsraillininki patlıcan mı!" başlıklı yine çok mantıklı yazısını da hatırladım. Demek ki o zamanlar politik ve insani görüşünü dile getirmek o kadar gereksiz görünmüyormuş gözüne. Normal, insanlar görüşlerini değiştirebilir. Belki onunki de değişmiştir. Belki de değişmemiştir. Belki de aynı cümleyi yine kurmak istiyordur da, dünyanın her yerinden İsrail Filistinlilere soykırım yapıyor haykırışı yükseldiği için, söyleyemiyordur artık. Spekülasyon tabii bunlar. Gerçek; konuşmayı seçmemesi. Konuşmazken de konuştuğunu bilmeden...
İrlandalı vekil Thomas Gould Filistinlilere yönelik yıkım ve soykırım hakkında geçen günlerde meclislerinde konuştu. Netanyahu hakkında da konuştu. Tıkanarak, gözlerine hücum eden yaşı dizginlemeye gayret göstererek konuştu ve "Yaktıkları insanlar ve çocuklar gibi cehennemde yanarlar umarım" dedi. Tek başına bu sözlerin çocukların kafasını bedenlerinde tutup tutamayacağının hesabını yapamıyordu büyük ihtimalle o an. Sadece acı çekiyordu. Fiziksel acı çeker gibi azap duyuyordu, belliydi. Sadece saldırı o an bitsin veya biter diye değil, insan kalmaya çalıştığı için konuşuyordu. Çünkü insan, acıyı duyar, düşünür ve konuşur.
Allah insan kalma gayretimizi, insan kaydında kalarak yaşamayı ve ölmeyi nasip etsin. Âmin.