“Ben aşkı Doğu'da tanıdım, Batı'da ölümü gördüm…”
Gurbet Kuşları, Şafak Bekçileri, Yorgun Savaşçı, Karılar Koğuşu, Karakolda Ayna Var, Hanım, Teyzem ve daha niceleri... Hepsi Türk sinemasının hafıza galerisinin özgün birer parçası. Hepsi Halit Refiğ imzalı.
Usta yönetmen 90. yaş gününde işte bütün bu hafızanın parçalarının toplandığı sergide sinema dostları ile buluştu. Koleksiyoner Hilmi Nakipoğlu, koleksiyonunun değerli parçalarını Halit Reğif adına düzenlediği sergide usta yönetmenin sevenleri ile paylaştı. Serginin kurdelesini Refiğ'in ilk eşi sinema oyuncusu Nilüfer Aydan ile son eşi müzikolog Gülper Refiğ el ele vererek kesti.
Gülper Hanım, eşi hayatta iken nasıl hitap etmişse, gıyabında da öyle anıyor, "Canım" diyor.
"İşte böyle Zeynep Hanımcığım, bu Anadolu insanı, bu yer, bu irfan, bu anlayış çok sürprizlidir. Benim "Canım"ın kıymeti bilinmedi. Ama bakın bir sergi düzenlemek geliyor kadirşinas dostumuzun aklına. Hem de doğum gününde. Bu inanılmaz bir şey. Yaşarken takdir edilmedi. Şimdi bakıyorum, ülkesini şikayet için sıraya girmiş ödüllü yönetmenlere. Hiçbirinin adını anan olmayacak" "Ama Halit Refiğ adı bugün sonraki nesillerde de biliniyor, değeri görülüyor" diyecek oluyorum. Başını zarif üslubuyla itiraz edercesine iki yana sallıyor. Bir şey diyemiyorum.
Nilüfer Aydan'la konuşuyoruz afişlerin önünde. "O benim okulumdu" diyor. "Bizim zamanımızda sinema için eğitim yoktu. Pek iyi de bakılmıyordu. Ben onunla öğrendim." nasıl bir öğretmendi diye sorduğumda "Hayır öğretmen değildi, okulumdu, ben öğrendim. Biz evliydik aynı zamanda. Öğretmenlik yapmaya kalksaydı, zaten olmazdı, zarar görürdük. Ama o düşünen, konuşan yazan bir insan olarak dopdolu idi. İşte bu yüzden öğrenilirdi" diyor, gözlerinin kenarında biriken nemi silerken.
Kamera Müzesi kurucusu iş adamı Hilmi Nakipoğlu da afişlerden, fotoğraflardan oluşan serginin başında dostları ile sohbet ederken vefayı hissederek anlattı. "Sanatçı üretir, eser bırakır. Ama bize de düşen şeyler var burada. Mümkünse o üretime destek vermek. Ya da böyle yıllar sonra da o mirası insanlarla buluşturmak. Herkese aynı sorumluluk düşmeyebilir. Veya çoğunluk bunu taşımayabilir. Ama az veya çok bu mesuliyeti yüklenecek insana ihtiyaç var. Ben de bunu yapıyorum"
Ulusal sinema anlayışının teorisyeni de olan Refiğ, yönetmen, senarist ve yazar kimliğiyle onlarca eserin sahibiydi. Yerli ve milli dilin sinemadaki yansıması olan eserleri ile sanat ve kültür dünyasında bugün 90 yaşında. Yakınlarının, sevdiklerini arada söz veya bakışları ile ortaya çıkan sitemi görünse de bugüne kalan aslında değerin farkına vardırıp, daha fazla anlaşılacağı zemine ulaşmak. Geçim kaygısının baskısına rağmen kendi şarkısını söylemek isteyen yönetmenin fotoğraf koleksiyonu sergide yerini almış. Ama film koleksiyonu da bir kenarda, seyircisini bekliyor. bir yönetmenin yaş günü nasıl kutlanır? Büyük ihtimalle ıssız adasından denize attığı şişedeki mesajını okuyarak. Bir Halit Refiğ filmini, mesela Gurbet Kuşlarını, Hanım'ı, ya da hangisi sizi daha fazla kendine davet ediyorsa o filmi ilk defa veya bir defa daha seyrederek...