HPV, görünmeyeni görmek
HPV virüsü hakkında hâlâ pek çok yanlış bilgi dolaşırken, toplumun bu konuda yeterince bilinçli olmaması ciddi sağlık sorunlarını da beraberinde getiriyor. Enfeksiyonun taşıyıcılığından kansere giden yola, tanı ve aşı sürecinden toplumsal algıya kadar birçok başlıkta, Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Taylan Şenol ile kapsamlı bir söyleşi gerçekleştirdik. HPV hakkında merak edilenleri, halk arasında en sık duyulan yanlışları ve doğru bilinen yanlışları konuştuk.
1. HPV NEDİR? NASIL BULAŞIR?
HPV virüsü ismini Human Papilloma Virüs kelimelerinin ilk harflerinden alır. Deri ve mukozaları (ağız içi, vajina, rektum, rahim ağzı) enfekte eder. 200'den fazla tipi vardır.
Vajina, rahim ağzı, vulva (dış cinsel organ), penis, idrar yolları, genital bölge derisi, anüs, rektum, ağız içi ve gırtlak enfekte olabilir. Enfekte olan yerde siğiller veya enfekte bölgenin kanserini yapabilir. Bilinen en sıkı kanser ilişkisi rahim ağzındadır. Rahim ağzı kanserlerinin %99'unda HPV tespit edilmektedir.
HPV, cinsel temas (vajinal, anal, oral), ciltten cilde temasla (enfekte bölgenin temasıyla), doğum sırasında anneden bebeğe (siğil varsa), ortak iç çamaşırı, tıraş makinesi veya jilet kullanımı ile bulaşır. Havuz ve hamamdan bulaşmaz. Tıbbi aletler HPV'li hastadan sonra HPV'si olmayan hastaya temizlemeden kullanılırsa bulaşabilir. HPV virüsü dış ortamda birkaç saat dayanabilir. Sterilizasyon ve dezenfeksiyona karşı çok duyarlıdır.
HPV taşıyıcılığı, Human Papilloma Virüs (HPV) ile enfekte olmuş ancak belirti göstermeyen kişileri ifade eder. Bu durumda, virüs hücrede bulunur. HPV'nin en sinsi özelliği, çoğu vakada (%90) hiçbir belirti vermemesidir. Yani hasta test yapmadan HPV enfeksiyonunu bilemez.
Bir de latent enfeksiyon vardır. Hastaların kafasını en çok bu kısım karıştırır. HPV vücuttadır ama derin uykudadır. Bu durumda testlerde saptanamayabilir. Virüsün aktif olarak çoğalmaması anlamına gelir. Latent HPV enfeksiyonunda, kişinin bağışıklık sistemi virüsü baskılamış durumdadır; bu yüzden virüs hücrelerde sessiz bir şekilde bulunur. Virüs bu dönemde bazal hücrelerde çok az kopya halinde bulunur. Çoğalmaz ama hücre ile taşınmaya devam eder. Geleneksel testler bu az kopyayı tespit edemeyebilir. DNA testleri, viral replikasyonun olduğu aktif enfeksiyonlarda daha güvenilirdir. Latent HPV enfeksiyonlarının %15-30'unda DNA testi negatif sonuç verir. Virüs DNA'sı bu dönemde serbest epizomal formdan entegre forma geçer. HPV DNA'sı episomal olunca kolay tespit edilir. Bu durumda dijital PCR veya mRNA testleri virüsü saptar. Latent dönemde bulaşma çok düşük risklidir, virüs çoğalmıyor ve dökülmüyor. Virüs yeni virüs partikülleri üretmez, yani replikasyon yoktur. Sitolojik (smear) testlerde veya kolposkopide genellikle bir anormallik saptanmaz.
2. HPV'NİN SAĞLIK ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
Vajina, rahim ağzı, vulva (dış cinsel organ), penis, idrar yolları, genital bölge derisi, anüs, rektum, ağız içi ve gırtlak enfekte olabilir. Enfekte olan yerde siğiller veya enfekte bölgenin kanserini yapabilir. Siğil yapar.
Hem kadın hem erkekler için risklidir. Erkekte siğil, penis ve anüs (eşcinsellerde) kanseri yapabilir.
Yüksek riskli virüsler ile enfekte olan hastalarda kanser ihtimali daha yüksektir. HPV enfeksiyonlarının %90'ı temizlenir (24 ay içinde).
3. TANI VE TAKİP SÜRECİ
HPV tanısı HPV DNA testi ile koyulabilir. Latent enfeksiyonu araştırmak için mRNA da yapılabilir. Ama bu test çok az yerde yapılabilir ve pahalıdır. Pratikte çok kullanılmaz.
Sadece smear takibi 3 yılda bir, HPV testi 5 yılda bir yapılır.
Pozitif çıkan birinin enfekte olduğu tip önemlidir. Amerikan dernekleri ASCCP, 16 ve 18 ile enfekte ise doğrudan kolposkopi; 16-18 dışı tiplerle enfekte kadında smear anormalse kolposkopi öneriyor.
Bizim ülkemizde yapılan çalışmalarda ise 16-18 dışı yüksek riskli HPV'lerde de (özellikle 45-31 ve 33) kanser ve kanser öncüsü lezyonların fazla olduğu gösteriliyor.
Amerika'daki kolposkopi fiyatları 1200-2200 dolar arasındadır. Bu nedenle sigorta firmaları da kolposkopi önerilen hasta sayısında bizim ülkemize göre daha seçici davranmaktadır.
4. AŞI VE KORUNMA YÖNTEMLERİ
Aşı 9-45 yaş arasında herkes için ruhsat almıştır. Üst sınır ruhsat dışında dileyen herkes olarak uygulanmaktadır.
Aşının etkinliği %100'dür. Etkinlik ve hastalıktan korunma farklı şeylerdir. Geç yaşta aşı yapıldığında hastalıktan korunma olasılığı düşer.
Erkekler yurt dışında aşılanmaktadır. Kadınlar arasında taşınmanın engellenmesi, erkekte siğil ve diğer kanserlerden korunma amaçlanmaktadır.
Tarama testleri, aşılı ve aşısı olmayan bireylerde aynıdır.
5. TOPLUMSAL ALGI VE BİLİNÇ
Evet, HPV hâlâ bir tabu.
HPV'li bireyler durumlarını gizlemeyi tercih ediyorlar. Ahlaksızlıkla suçlanmaktan, fişlenmekten, partnerini aldatmakla suçlanmaktan korkuyorlar.
En yanlış bilinen durum, HPV'nin çok nadir olduğu ve HPV ile enfekte olan kişinin kanser olmasının kesin olacağı düşüncesidir.
Toplumsal farkındalık; sosyal medya, Sağlık Bakanlığı destekli tarama programları, ana akım medya kullanımı ile zaten biraz arttı. Ama durum hâlâ olması gerekenin çok gerisinde.
Meslek örgütleri ile beraber bilinçlendirme projeleri üretilebilir.
6. Sahadan Gözlemler ve Öneriler – Prof. Dr. Taylan Şenol'dan Notlar
Prof. Dr. Taylan Şenol'a göre en sık karşılaşılan yanlış inanışlar şunlar:
* HPV'nin nadir olduğu.
* HPV ve AIDS'in aynı olduğu.
* HPV olan kesin kanser olur.
* HPV asla temizlenmez.
* Eşim beni aldattı.
* HPV olduğumu duyan komşularım beni ahlaksızlıkla suçlar mı?
* Çocuklarıma bulaşacak diye çok korkuyorum.
* Benim hiçbir şeyim olmadı, ben bunu nereden kaptım?
* Evde tabağımı, çatalımı ayırdım. Ben ne yapayım?
* Her şeyimi atsam kurtulur muyum?
Tüm bu soruların ve kaygıların temelinde bilgi eksikliği yatıyor. Prof. Dr. Şenol'a göre, halkın doğru bilgilendirilmesi, korkunun yerini bilinçli sağlıklı davranışlara bırakacaktır. Bu noktada sağlık profesyonellerine, medyaya ve eğitim kurumlarına büyük sorumluluk düşüyor.
HPV sadece tıbbi bir konu değil; sosyal, kültürel ve psikolojik boyutları olan çok yönlü bir gerçeklik. Utanılacak bir durum değil, bilinçli olunması gereken bir sağlık meselesi. Bilgi güçtür; HPV konusunda da bu kural değişmiyor.