Bir Damla Üzüntü, Bir Kıvılcım Kanser!
Mutluluk İyileştirir!
Kanserden Korunmanın Şifreleri Zihinde Gizli!
Midenize, Zihninize ve Mutluluğa Dikkat Edin!
Bu cümlelerin içi boş, anlamsız mı geliyor kulağınıza?
Bence bu röportajımı okuduktan sonra fikrinizi değiştireceksiniz...
Günümüzde mide kanseri başta olmak üzere birçok hastalık yalnızca tıbbi müdahalelerle değil, yaşam tarzı ve psikolojik dayanıklılıkla da şekilleniyor. Bu konuda önemli açıklamalarda bulunan Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Vedat Göral ile gerçekleştirdiğimiz bu özel röportajda; Japonya'daki mide kanseri vakalarının nasıl azaldığından, ani üzüntü ve stresin kansere etkilerine, zihin ve beden sağlığı arasındaki güçlü bağa kadar birçok hayati konuya değindik. Sağlıklı bir yaşamın anahtarlarını merak ediyorsanız, bu röportajı mutlaka okuyun.
Japonya'da Mide Kanseri Neden Azaldı?
Japonya'da mide kanseri sık görülmekteydi. Ancak bölge bölge, belli aralıklarla ülkede mide kanseri taramaları yapıldı. Özellikle anne veya babasında mide kanseri olan riskli gruplar tarandı ve metaplazi, displazi gibi mide kanserinin öncüsü olan lezyonlar tespit edildi. Bunlar hemen endoskopik olarak tedavi edilerek kansere dönüşmeleri engellendi. Tarama işlemi endoskopi ile yapılmakta; ancak çok pahalı bir işlemdir.
Mide kanserine neden olan Helikobakter pilori adı verilen bakteri, her ülkede farklı sıklıkta bulunmaktadır. Japonya'da bu bakteri toplum genelinde tedavi edilerek mide kanseri sıklığı azaltıldı.
Ayrıca, tütsülenmiş et ve balık da mide kanserine neden olmaktadır. Ancak Japonya'da bu tür beslenme alışkanlıkları son yıllarda azaltılmıştır.
Her bölge ve şehirde belli aralıklarla, yetişkin bireylerde mide şikayeti olsun ya da olmasın, endoskopik uygulamalarla mide kanseri taraması yapılarak erken vakalar tespit edildi. Bu vakalar tedavi edilerek metaplazi ve displazi gibi lezyonların kansere dönüşmesi engellendi.
Yeşil çay çok sağlıklıdır. Japonya'da en çok tüketilen içecek orijinal yeşil çaydır. Yeşil çay antikanser etki gösterir, yani kansere karşı koruyucudur. İçerdiği antioksidanlar, kansere gidişi engellemektedir. Düzenli olarak yeşil çay tüketenlerde mide kanseri daha az görülmektedir.
Ayrıca, sigara içilmesi de mide kanserine neden olur. Japon toplumunda sigara kullanımı çok yaygın değildir.
Obezite de mide kanserine neden olmaktadır. Ancak Japon halkı obez değildir ve şekerli gıdaları pek tüketmemektedir.
"Ani Üzüntü ve Kanser Arasında Bağlantı Vardır"
Toplumda eskiden beri bazı kişiler için, "Üzüldü ve kanser oldu." denmektedir. Ani ve ağır bir üzüntü, bağışıklık sistemini bozar ve zayıflatır. DNA hasarına neden olur. Ayrıca, eğer kanser varsa, kanserin başka organlara yayılmasına da neden olur.
Deney hayvanlarında yapılan araştırmalarda, ani stres ve üzüntü oluştuğunda bu hayvanlarda da kanser geliştiği gösterilmiştir.
Ani stres ve üzüntü, kişide gizli ve sessiz kanser geni varsa, bu genleri tetikleyerek her bireyde farklı türde kanserlere yol açabilmektedir. Bu süreçte beyinden salgılanan stres hormonları, DNA üzerinde tahribatlar yapar. Eğer kişide kanser geni sessiz bir şekilde bulunuyorsa, bu genin aktifleşmesine ve kanserin ortaya çıkmasına neden olur.
Ani stres ve üzüntü; akciğer, pankreas, kalın bağırsak, lenfoma gibi kanserlerde bağışıklık sistemini zayıflatarak enfeksiyon hastalıklarına ve bağışıklık sistemi hastalıklarına da yol açabilir. Bu nedenle, ani stres ve üzüntüden kaçınmak, bu tür travmaları atlatmak ve gerekirse profesyonel destek almak büyük önem taşır.
"Zihin Hastalanırsa, Beden de Hasta Olur"
Zihin-beden bağlantısı; düşüncelerin, hislerin ve fiziksel duyumların birbiriyle iletişim kurma ve birbirlerini etkileme biçimidir. Bu bağlantı, bir bireyin bedeni ile zihni arasındaki bir geri bildirim döngüsüdür.
Birisi korku hissettiğinde kalp çarpıntısı artar. Korku, kaygı, üzüntü, öfke, utanç, iğrenme, sevinç ve memnuniyet gibi duygular, çoğu zaman zihin ve beden arasında güçlü bir etkileşim yaratır. Bu zihinsel duygular tüm organları etkileyerek; gaz, şişkinlik, terleme, nefes alamama, kabızlık veya ishal, tansiyon yüksekliği ve gerginliğe neden olabilir. Çünkü beyin ve diğer organlar birlikte çalışır.
Sevinç, gülümseme ve mutluluk, sağlığı artıran sinirsel mesajlaşmayı harekete geçirir. Mutluluk ve gülümseme, kişiyi rahatlatır ve varsa hastalığın daha hızlı düzelmesine neden olur. Yani zihinsel olarak yaşanan olumlu olaylar, bedensel olarak da pozitif etkiler yaratır.
Mutluluk ve gülümseme; beyinden iyi hissettiren maddelerin salınmasına neden olur. Kişinin ruh halini yükseltir, refah hissi yaratır ve doğal bir ağrı kesici gibi etkiler gösterir. Bu nedenle mutluluk, gerçekten iyileştirir. Gittiğiniz her yere mutluluk götürün.
Hayat hepimize zaman zaman zorlayıcı duygular yaşatır, ama unutmayalım ki bedenimizin dili, aslında zihnimizin sesidir. Kendimize iyi bakıp zihnimizi güzel duygularla beslemeliyiz. Sağlık, yalnızca hastalıkların yokluğu değil; huzurun, sevginin ve içten bir tebessümün varlığıdır. Bunu sık sık hatırlayıp hatırlatalım.
Bir fincan yeşil çay eşliğinde hayatı biraz yavaşlatmayı, derin bir nefes almayı ve kendimize "Ben iyiyim." demeyi ihmal etmeyelim. Sağlıklı, mutlu ve huzurlu günlerde yeniden buluşmak dileğiyle...
Bu yazı vesilesiyle, değerli bilgilerini ve kıymetli zamanını bizimle paylaşan sevgili Prof. Dr. Vedat Göral hocama en içten teşekkürlerimi sunuyorum. Onun gibi hekimlerin varlığı yalnızca bilgilendirmekle kalmıyor, aynı zamanda umut da veriyor.
Sevgiyle kalın.
Yazarın diğer yazıları

Yemek değil mikrop yiyorsunuz! Bu hataları sakın yapmayın…

İz bırakanlar unutulmaz! Şeytan tüyüne sahip 3 burç belli oldu

60. Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu'nda Antalya - Antalya etabını Simon Dehairs kazandı

Konya'daki 5 bin yıllık kale turizme kazandırılmaya çalışılıyor
