Hava, Mevsimler ve Kaygılar…
Son zamanlarda hava kirliliği ve mevsimlerin giderek daha da dengesiz hale gelmesi, gerçekten kafamı kurcalayan bir konu haline geldi. Küresel ısınmanın etkilerini daha net bir şekilde görmeye başladık. Bazen sabah güneşiyle uyanıyorum, fakat öğleden sonra aniden yağan bir yağmur, sonrasında da sıcaklıkların yükseldiğini görüyorum. Her şeyin doğal akışından saptığını hissediyorum. Eskiden bu tür hava değişimlerine daha az şahit oluyorduk, ama şimdi her mevsim değişiminde bir tuhaflık var. Bu durum geleceğimizin nasıl şekilleneceği konusunda endişelerimi daha da artırıyor.
Bunu düşündükçe, insan gerçekten ne kadar farkında? Hava kirliliği her geçen gün artarken, plastikler, atıklar ve karbon salınımı daha da hızlanıyor. Bu, sadece hava kirliliği demek değil; aynı zamanda doğadaki tüm dengenin bozulması demek. Belki de bugünün gençleri, yani bizler, sadece çevremizdeki değişimi gözlemlemekle kalmayıp, bundan nasıl etkilenmeye başladığımızı da hissediyoruz. Gelecek nesiller için ne bırakacağımız, ne kadar yaşanabilir bir dünya bırakacağımız sorusu kafamın içinde dönüp duruyor.
Bir yandan, mevsimlerin normallerinin dışına çıkması, bize çok şey anlatıyor. Kış aylarında bile sıcaklıklar artarken, yazın bunaltıcı sıcaklarla karşılaşıyoruz. Bu durumu görüp sadece kaygılanmak yetmiyor, aslında bir adım ötesini düşünmek gerekiyor: Ne yapmalıyız? Ne gibi önlemler alabiliriz? Kendi günlük hayatımızda bile çok küçük değişiklikler yapmak, belki de bu dönüşümün önüne geçmek için bir adım olabilir. Ama çoğumuz hâlâ bu büyük sorunu bir şekilde göz ardı ediyoruz ya da "ben tek başıma ne yapabilirim ki?" diye düşünüyoruz. Oysa herkesin katkısı, belki de bir damlanın okyanusu oluşturması gibi çok önemli olabilir.
Bilinçli olmak, önce kendi sorumluluğumuzu kabul etmek demek. Evet, belki tek başımıza dünyayı kurtaramayız ama her birimizin, çevreyi koruma adına yapabileceği bir şeyler var. Küresel ısınmanın etkileri sadece hava kalitesini etkilemekle kalmıyor; ekosistemlere, tarıma, su kaynaklarına ve sağlığımıza da ciddi zararlar veriyor. Sonuçta biz de doğanın bir parçasıyız, onun dengesini bozan her şeyin bize de yansıması kaçınılmaz.
Bunu fark etmek, bazen kaygı verici olabilir, evet. Ama bu kaygının bir yerde bizi harekete geçirmesi gerektiğini düşünüyorum. Birçok şeyin farkına varıp, iş işten geçtikten sonra pişman olmak yerine, daha bilinçli bir yaşam sürmeye başlamalıyız. Yavaş yavaş, ama kararlı bir şekilde...
Yazarın diğer yazıları

AB Yüksek Temsilcisi: Gazze'de insani yardımların siyasileştirilmemesi gerekir

Fransa'da geçen yıl aşırı sıcaklardan 3 binden fazla kişi öldü

ABD Başkanı Trump'ın Kanada ısrarı! 51. eyaletimiz olmalı

Soykırım çağrısı! İsrail bakanı Gazze'de etnik temizlik istedi
