Grinin Ardında Sarı Bir Işık
Kış mevsimi, aslında bana kasvetli bir hava yaratıyor. Ama bir yandan da çok sevdiğim bir mevsim. Sanki yazın o hengamesinden, gürültüsünden çıkıp biraz kendimi dinlemem için fırsat gibi. Evet, belki de bazen "bir dönem gibi" durmak lazım, değil mi? Yavaşlamak, düşünmek, hissetmek... Ama tabii sürekli uyku hali hiç de güzel değil. Son zamanlarda sürekli "uykum var, uykum var" diye mırıldanıyorum. Bu mevsimde vücut doğal olarak daha yavaşlıyor, ama bazen de fazla yavaşlamak insanı kasvetli bir halin içine çekiyor.
Bu dönemde en çok aradığım şey bir soba ve sıcak bir içecek, ya çay ya da kahve. Bir yanda bu soğuk havada ellerim üşürken, diğer yanda bir yudum sıcaklıkla içimi ısıtmak istiyorum. Neyse ki bazı mekanlar var, buralarda hasretimizi gideriyoruz. Soba başında oturmak, sıcak bir içeceğin o hafif dumanı ve hüzünlü atmosfer, bir başka. Ama fark ettim ki kışın sadece fiziksel değil, ruhsal bir değişim de yaşıyoruz. Bu gri mevsim, aslında psikolojimizi de etkiliyor. Daha duygusal, belki daha romantik bir hal alıyoruz, hatta bazen depresif. Kendimizi daha fazla sorguluyoruz, hayatın anlamını arıyoruz. Bu dönemde bazen karanlıklar içinde kaybolmuş hissediyoruz ama işte o anlarda, aslında ruhumuzu dinlendirmek için de bir fırsat.
Beni en çok etkileyen şeylerden biri, kışın doğanın renkleri. Ağaçların o soğuk tonları, neredeyse griye bürünen gökyüzü, yağmur sonrası bir başka güzelleşiyor. Yağmur damlaları, toprağın kokusu... Hele bir de o yağmur sonrası gökyüzü maviye dönerse, adeta karnaval gibi. O anlarda, doğanın her tonunu, her hareketini sevmek, onu bir şarkı gibi hissettiriyor. Sanki gökyüzü ve dünya, bana daha yakın ve ben kendimi buluyormuşum gibi.
Bazen düşünüyorum da, kış mevsimi aslında içsel bir yenilenme için bir fırsat. Yazın o koşuşturmacalarından, dış dünyadan uzaklaşıp kendimizle baş başa kalabileceğimiz bir dönem. Bu zaman, hem fiziksel hem de duygusal olarak biraz daha içimize dönme, biraz daha sakinleşme, biraz daha anlam arama zamanı. Yağmurlu günlerde pencere kenarında bir kitap, sıcak bir içecek, ve karşımda gri ama bir o kadar huzur veren bir dünya. Belki de bu mevsim, içinde biraz nostalji barındırıyor. Kaybolmuş zamanların, unutulmuş anların hatıraları gibi. Ama bu hatıralar bile insanın ruhunu daha derinlemesine hissettirdiğinde, kış, biraz da huzur veriyor.
Ve evet, bu mevsimde uykular çok geliyor ama kışın bir başka güzelliği sizcede yok mu? Kışın, o soğuk günlerinde bazen en çok ihtiyacımız olan şey, bir an durup, hayatı biraz daha yavaşça dinlemektir. Çünkü bir mevsimin rengi, o anki ruh halimize göre değişir. Bazen gri, bazen mavi, bazen de biraz sarı...