ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE


Topçu popçu değil influencer

Günümüzde adını sıkça duyduğumuz bir "meslek" var influencerlık. Kulağa modern ve çekici geliyor, değil mi? Spor yap, sağlıklı yemekler ye, şık kıyafetlerle poz ver, birkaç ürün tanıt ve para kazan. Peki, bu gerçekten bir meslek mi?

Toplum, çalışarak kazanmanın, alın terinin kutsallığını benimsemiştir. Eğitim alırız, meslek öğreniriz, yıllarımızı bir alanda uzmanlaşmaya adarız. Ancak influencerlıkta bu süreçlerin yerini basit bir formül alıyor, takipçi sayısı. Bu insanlar herhangi bir eğitim veya uzmanlık gerektirmeden, günlük yaşamlarını paylaşarak ciddi gelirler elde ediyor. Emekle, bilgiyle veya beceriyle değil; popülerlikle kazanılan bu gelir, adeta emeği küçümsüyor.

İnfluencerlar, hayatlarını şeffaf bir pencereden sunarken, bir "sahte hayat" yanılsaması yaratıyor. Kusursuz kahvaltılar, lüks tatiller, her daim fit bir görünüm... Ancak gerçek dünya böyle değil. Milyonlarca insan, geçim sıkıntısıyla mücadele ederken, bu paylaşımlar adeta topluma "kolay yoldan para kazanmanın güzelliği"ni öğütlüyor. Bu durum, hem insanların moralini bozuyor hem de gerçek emek sahiplerine haksızlık ediyor.

Kolay yoldan kazanılan paranın bir diğer problemi, etik değerlerin yok sayılması. Bir influencer, reklamını yaptığı ürünleri ne kadar sorguluyor? Örneğin, sağlık ürünü tanıtırken, gerçekten bilimsel bir bilgiye mi dayanıyor yoksa yalnızca aldığı ücret için mi paylaşıyor? Yüzbinlerce insan, bu tanıtımlara güvenerek alışveriş yaparken, kötü sonuçlarla karşılaştığında bunun sorumluluğunu kim üstlenecek? İnfluencerlık, özellikle genç nesiller üzerinde büyük bir etkiye sahip. Gençler, hayatta başarılı olmanın yolunun eğitimden, çalışmaktan değil; takipçi sayısından geçtiğini düşünmeye başlıyor. Bu durum, toplumun değer yargılarını kökten sarsıyor.

İnfluencerlık, günümüzün popüler mesleklerinden biri olabilir ancak bu durum onun haklı bir kazanç kapısı olduğu anlamına gelmez. Emek vermeden, eğitim almadan, topluma anlamlı bir katkı sunmadan elde edilen kazanç, uzun vadede hem bireysel hem de toplumsal zararlar yaratır. Gerçek başarı, kolay yoldan kazanılan para değil, alın teri ve emektir.

Belki de bu noktada, toplum olarak influencerlığa olan bakış açımızı sorgulamanın zamanı gelmiştir. Çünkü popüler olmak ve hayatını paylaşmak bir meslek değil; olsa olsa bir şovdur. Ve şov dünyasında kimse kalıcı değildir.


Yazarın diğer yazıları