ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE


Soğuk hava emekçileri

Kaç gündür havalar soğuk kış günleri bende hep bir hüzün yaratır. Fazla empati de iyi değil anlaşılan neyi düşüneceğimi şaşırdım. Aklım zorlu hava koşulları altında insanların yaşam mücadelesi veren tüm canlılarla. Bazı meslek grupları da var kaş kış demeden çalışan. Özellikle kuryelerin, karlı, buzlu ve dumanlı havalarda dahi durmaksızın görevlerini yerine getirmeleri, toplumsal dayanışma ve empati ruhunun ne kadar kırılgan olduğunun da bir göstergesidir. Bu durum, bencil davranışların ve toplumsal duyarsızlığın günümüz insanının en büyük hastalıklarından biri haline geldiğini düşündürüyor.

Kuryeler, modern yaşamın ve geçtirdiğimiz pandeminin vazgeçilmez emekçileri oldular. Ne var ki, çoğu zaman onların çabası, bazı vatandaşların aceleci, empati yoksunu ve hatta zaman zaman cezaya varan tavırlarıyla karşılanıyor. Bu durum, yalnızca bireysel bir huysuzluk ya da yanlış anlaşılma olarak kalmayıp, toplumun temel değerleri olan saygı, hoşgörü ve dayanışma anlayışının erozyona uğradığını da gösteriyor. Ya da bencillik laneti virüs gibi bünyeyi ele geçiriyor.

Bencilliğin sözlük karşılığı "kişisel çıkarların toplumsal çıkarların önüne geçtiği bir yaklaşım" olarak tanımlanıyor. Her ne kadar bireysel hak ve özgürlüklerin korunması önemli olsa da, toplumun tüm fertleri arasında kurulması gereken karşılıklı saygı ve empati duygusu, ancak bu anlayışla mümkün olur. Bencilce davranışlar, sadece o anki küçük bir hoşnutsuzluk ya da öfkenin ifadesi değil, aynı zamanda uzun vadede toplumsal dayanışma ve birlik ruhunun zayıflamasına neden olur. Kuryelere ve benzeri hizmet emekçilerinin değeri küçümsendiğinde, aslında toplumun tüm fertleri, aynı duyarsızlığın ve bencilliğin kurbanı olabilir.

Toplumsal sorunların çözümünde öncelikle bireyden başlaması gerektiğine inanıyorum. Her birimiz, günlük yaşamımızda karşılaştığımız zorluklar ve stresler içinde empati duygusunu kaybedebiliyoruz. İşte bu noktada kişisel gelişim, ruhsal ve zihinsel bir yeniden yapılandırma süreci olarak devreye giriyor. Kendimizi geliştirmek, yalnızca mesleki ya da akademik alanlarda değil, aynı zamanda insan ilişkilerinde de derinleşen bir empati ve anlayış biçimi kazandırır. İnsanlarla iletişim kurarken, onların anlattıklarını gerçekten dinlemek, empati duygusunun en pratik yollarından biridir. Bu, özellikle hizmet sektöründe çalışanlarla iletişimde daha anlayışlı olmayı beraberinde getirir. Elbette, bireysel gelişim tek başına tüm toplumsal sorunların çözümünü getirmeyecektir. Ancak, her bir bireyin empati dolu, saygılı ve duyarlı bir yaklaşım benimsemesi, kolektif dönüşümün temelini oluşturur. Toplumsal kurumlar, eğitim sistemleri ve medyanın da bu konuda üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi, değerlerimizin tazelenmesi açısından büyük önem taşır. Günümüzde, kışın yüzümüzü soğuklaştıran sadece hava koşulları değil, aynı zamanda içimizdeki duyarsızlık ve bencillik.

Benim düşünceme göre, bu tür davranış kalıpları, yalnızca bireysel empati eksikliğinin değil, aynı zamanda toplumsal değerlerimizin yıpranmasının da bir göstergesi. Kişisel gelişim yoluyla içsel dönüşümü gerçekleştirmek, toplumsal sorunlara da çözüm üretebilir. Empati, saygı ve minnettarlık duygularını geliştirmek, sadece bireysel değil, toplumsal refahı da artıracaktır.

Diyeceğim o ki toplumsal hastalıkların tedavisi, ancak bireysel dönüşümle mümkün olacaktır.


Yazarın diğer yazıları