ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE


Allah'ın izniyle oluverdi

57. Alay, "Ölmeden geri dönmek yok!" diyerek savaşın en ön saflarında çarpıştı. Koca Seyit olarak tarihe geçti ve onun gibi nice kahramanlar Çanakkale'de şehit düştü. Ruhları Şad olsun...

Koca Seyit Ali onbaşı, 1889'da Balıkesir'in Havran ilçesine bağlı Çamlık köyünde doğdu. Fakir bir ailenin çocuğuydu. Osmanlı ordusuna katıldı ve Çanakkale'de, Mecidiye Tabyası'nda topçu eri olarak görev aldı.

Yıl 1915... İngiliz ve Fransız donanmaları Çanakkale Boğazı'nı geçerek İstanbul'u ele geçirmek istiyordu. Ama onlar, bu toprakları "Çanakkale Geçilmez!" diye haykırarak savunmaya yemin etmişti. 18 Mart 1915'te düşman gemileri, boğazı zorlamak için ilerledi. Top sesleriyle yer gök inliyordu. Mecidiye Tabyası'nda görevdeydi Seyit Onbaşı. Bir anda korkunç bir patlama oldu. Tabyanın büyük bir kısmı yıkıldı, arkadaşları şehit düştü. Ama o sağ kalmıştı...

Düşman gemileri boğaza girmeye çalışıyordu ama bizim toplarımız susmuştu. Mermileri kaldıran vinç sistemi hasar almıştı. İşte o anda, "Bu top ateş etmeli! Vatan düşmana teslim edilemez!" diye düşündü. 215 okkalık top mermisini sırtladı. Kendi gücüne inanamayarak yürüdü, üç basamağı çıktı ve mermiyi namluya yerleştirdi. İngilizlerin zırhlısını vuruldu gemi ağır yara aldı, mayınlara çarptı ve battı. Düşman şaşkına dönmüş ve Çanakkale Boğazı'nı geçemeyeceklerini anlamışlardı. İşte o gün, Çanakkale'nin geçilmez olduğu bir kez daha kanıtlandı.

Savaş sonrası sağ salim köyüne döndü. Mütevazı bir hayatı ve mesleği olan odunculuğa devam etti çiftçilikle uğraştı. Devlet kendisine madalya verdi ama "Bu vatan için yaptıklarımızın karşılığı olmaz" diyerek ödül bile istemedi.

Sonrasında Mustafa Kemal Paşa bu mucize olayın kahramanını görüp yakından tanımak ister. Bu nedenle de 1915'in Nisan ayı başlarında habercisini Rumeli Mecidiye Tabyasına gönderip Seyit Onbaşı'yı birliğinden izin alarak Eceabat'taki karargahına getirtir. Sonra makamında Koca Seyit'le birlikte karşılıklı Türk Kahvesi içerler.

-Koca Seyit sen misin evlat?

-Benim Komutanım.

-Tek başına nasıl kaldırdın o koca mermiyi?

-İşte !.. Allah'ın izniyle oluverdi Komutanım. Sanki mermi ufacık bir çam tomruğu gibi geliverdi.

-Peki, sen Komutanlarından hiçbir ödül kabul etmemişsin, varlıklıda değilmişsin, acaba nedendir?

– Olsun Komutanım. Memleketimize kırk yılın başı bir iş, bir hizmet yaptıysak, hemen ödül, mükafat mı olurmuş. Ben ne yapıverdiysem Al sancağım için, vatanım için yapıverdim Komutanım!

Çanakkale Savaşı'ndan bir gün sonra Seyit Ali Onbaşı'dan top mermisi sırtında fotoğrafı çekilmesi istenmiş, Seyit Ali Onbaşı ne kadar zorlansa da top mermisini kaldıramamış. Seyit Ali Onbaşı "Yine savaş çıksın, yine kaldırırım" demiş ancak fotoğraf tahta bir mermiyle çekilebilmişti.

1934 yılında çıkartılan Soyadı Kanunu ile Çabuk soyadını aldı. Seyit onbaşı 1939 yılında verem hastalığı yüzünden hayatını kaybetmiş.

Adınız hilalin gölgesinde,hatıranız milletin sinesinde. Topraklarımızı vatan yapan tüm şehitlerimizden Allah razı olsun.


Yazarın diğer yazıları