ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE


DÜNYAEVİ

"Evlen pişman olursun; evlenme, ona da pişman olursun; evlen ya da evlenme, İkisine de pişman olursun ya evlenirsin ya da evlenmezsin, Her ikisine de pişman olursun."( Kierkegaard,2013; 8)

Danimarkalı filozofun bu sözü, herhalde son dönemde her ortamda herkes tarafından bolca konuşulan evlilikle ilgili düşünce ve kafa karışıklığının söze dökülmüş en çarpıcı halini yansıtmaktadır.

Son dönemde görülen evlilik yaş ortalamasındaki yükselme, evlenme oranlarında gözlenen düşüş ve boşanmalardaki artış bireylerin evlilik ilişkisinde farklı önceliklerinin olduğunu göstermektedir. Özellikle evlilik birlikteliği içerisinde çiftlerin bireyselleşme ve bütünleşme çabalarının ait olma-birey olma dengesinin korunamaması ilişkilerde ortaya çıkan çatışmaların çoğunluğunu oluşturmaktadır. (Yazıcı. H. ,2019)

Sağlıklı bir evlilik ilişkisi için ne yapmalı?

Evlilik her şeyden önce karşılıklı anlayış saygı ve empati üzerine kurulu olmalıdır. İdeal bir ilişkide her iki tarafta karşısındakine saygı göstermeli ve duygularını anlamaya çalışmalıdır. Empati karşı tarafın duygularını ve bakış açısını anlamaya çalışmak demektir ve sağlıklı bir ilişkinin olmazsa olmazıdır.

Bir diğer önemli konuda eşler arasında açık ve dürüst bir iletişimdir. Bir problem ortaya çıktığında karşılıklı olarak duygular paylaşılmalı ve çözüm odaklı konuşulmalıdır. Her iki tarafta hem sevinçleri hem de zorlukları paylaşmalıdır. Meşhur psikolog Adler'e göre evlilik; "içten ve gönülden teslim olma halidir. Sevginin ve mutluluğun sadece iki tarafın değil tüm insanlığın saadeti için bir iş birliği olduğunu görmek güç değildir." (Adler 2016; 303-304) diyerek evlilikte olması gereken iş birliğine dikkat çekmiştir.

Evlilik demek tarafların birbirlerinin temel özgürlük alanlarını ihlal etmesi demek değildir. Karşılıklı güven ilişkinin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi için gereklidir. Sadakat, duygusal ve fiziksel olarak birbirine bağlı olmayı içerir ve sağlıklı bir ilişkinin temel yapıtaşıdır. Lübnanlı filozof Halil Cibran (2014: 8) birey olma ve bütünleşme dengesine; "Fakat bırakın mesafeler olsun birlikteliğinizde. Bırakın dans etsin göklerin rüzgârları aranızda. Birbirinizi sevin ama aşkı pranga eylemeyin: Bırakın ruhlarınızın kıyıları arasında dalgalanan bir deniz olsun aşk" sözüyle vurgu yapmış ve ölçüsüz bütünleşmenin evliliği tahrip ettiğini vurgulamıştır.

Her insan fıtrat gereği farklı yaratılmıştır. Eşler birbirlerinin farklı kişiler olduğunu kabul etmeli ve hoşgörü göstermelidir. Esneklik ortak kararlar alırken ve günlük yaşamda önemli bir unsurdur. Karşılıklı sevgi ve ilgi ilişkinin temelini oluşturur. Küçük jestler ilgi göstermek ve birbirine zaman ayırmak ilişkiyi güçlendirir. Evliliğin en önemli duygusal öğesinin sevgi olduğu yapılan bilimsel araştırmalar ile ortaya konmuştur. Evliliğin devamı için gerekli sevgi anlayışı, eşitlik ve özgürlük temellerine dayanır. Eşitlik ve özgürlük temelli sevgi evliliği daha anlamlı kılacak ve çiftlerin zorlu hayat mücadelesinde gereksiz yere birde birbirleri ile mücadele etmesinin önüne geçecektir.

Bu yüzden evlilikte kadın erkek ilişkileri her iki tarafında karşılıklı olarak birbirine değer verdiği ve değerini hissettiği ortamda sağlıklı bir şekilde gelişir. Ağzımızın tadı bozulmadan mutlu aile ve birliktelikler temennisiyle Mevlana'nın dizeleriyle bitirelim yazımızı:

"Eşlerin birbirine benzemesi lazım. Ayakkabı ve mestin çiftlerine bak! Ayakkabının bir teki ayağa biraz dar gelirse ikisi de işine yaramaz. Kapı kanadının biri küçük, diğeri büyük olur mu? Ormandaki aslanla kurdun çift olduğunu hiç gördün mü? Bir gözü bomboş, öbürü tıka basa dolu olsa hurç, devenin üstünde doğru durmaz". (Mesnevi'den Seçmeler, 2007: 70)


Yazarın diğer yazıları