ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE


Babalık Günü

Babalar günü her Haziran ayının üçüncü haftası olarak kutlanıyor. Merak ettim babalar günü dayatmasını kim yapmış acaba diye ve araştırmaya koyuldum. Aslında yanılmadığım bir sonuca ulaştım.

Hikaye 1900'lü yıllara kadar uzanıyor. Rivayetelerden biri ABD'nin eyaleti olan Virginia'da ortaya çıkmış. Babasını bir maden kazasıda kaybeden Grace Clayton her yıl babasını anmak için eylemlere başlamış. Bir diğer rivayetin ise yine ABD'nin Washington eyaletinde. Sanora Smart Dodd ve William Jackson Smart arasında geçen bir baba kız öyküsü. Baba William Smart savaşta gazi olmuş. Eşi olmadan 6 çocuğunu büyüten bu babaya kızı tıpkı annelerin ki gibi özel bir günlerinin olması gerektiğini düşünüp harekete geçmiş. Haziran'ın üçüncü haftasının seçilme nedeni de babasının doğum günü olan 5 Haziran'da yetişmeyen organizasyonun 19 Haziran'da tamamlanmasıymış. Babalar gününün resmi olarak kabul edilişi de 1930 yılında olmuş. Küresel çapta kutlanıp kabul edilmesi ise dönemin ABD başkanı Lyndon Johnson tarafından yapılmış.1972 yılındaki başkan Richard Nixon resmi bayram haline dönüştürüp birde tatil ilan etmiş.

Amerika'da başlatılan bu kutlamayı onlar icat etse de aslında babalar günü ile ilgili ilk kutlamaların orta çağa kadar uzandığı söylenir. Mesela Almanya'da Paskalya'dan 40 gün sonra, Avusturya ve Yeni Zelanda Eylül ayının ilk Pazar günü, Rusya 23 Şubat, Tayland 5 Aralık'ta kutlanıyor. Tarihlerin değişken olmasının sebebi de herkes kendi dinine inanışlarına göre bir gün kabul etmiş. Fikir Amerika'dan çıksa da kapitalist sisteme her ülke bir dişli bulup oturtmuş. Türkler de ise babaya bakış açısı bu durumdan biraz farklıdır.

Türklerde eskiden babaya, "kang" derlerdi. Göktürk Kitabeleri'nde Kültigin babası İlteriş Kağan'ın devleti kuruşunu anlatırken, "kangım kağan yit yegirmi, erin taşıkmış taşra" (babam kağan on yedi adamla başkaldırmış) demektedir. XI.yüzyılda sonra Türkler babaya "ata" demeye başladılar. Türk töresine göre aileyi temsil eden babadır. Anadolu'da babaya "ece, izi, ede, eye" denilmektedir. Evin büyüğü için bazı Türkler ise "Ot Ağası‟ yani "Ateş ve ocağın ağası, sahibi" demişlerdir. Muhtemelen sonradan ortaya çıkan "baba ocağına dönmek" deyimi de burdan gelmektedir. Baba ocağı deyimi kişinin doğduğu büyüdüğü ve ailesinin yaşadığı yeri ifade eder. Doğduğu yer, kültürü, ailesi ve kökeni kişisel kimliği bir parçasıdır. Kısacası baba ocağı kişinin karakterinin harmanladığı ve hayata hazırlandığı yerdir. Türk için baba evlatlarının sırtını yasladıkları dağ altına sığındıkları koca bir çınardır. Her ne kadar eskiden beri süregelen ataerkil toplum rolleri içerisinde çocukları ile daha az iletişim kuran taraf ise de Türk aile yapısında evi ayakta tutan "evin direği"dir. Hayatın en ağır topuz darbeleri karşısında çocuklarına kalkandır. Türkler ; babalar gününü emperyalist batı gibi "tüketmek" adına kutlamazlar. Aksine sert mizaçlı , kolay beğenmeyen, belki biraz huysuz ve inatçı ama bir o kadar merhametli ve masum babalarından belki ömür boyu hiç unutamayacağı o kısacık bir o kadar sıcacık tebessümü alabilmek için kutlarlar.

Bu vesile ile başta kahraman şehit ve gazi Türk babalarının, depremde kızının elini bırakmadan yanı başında günlerce bekleyen babaların, Filistin'de bedeni başından kopan evladına başını vermeye hazır babaların, kalbinde evlat, sevgisi taşıyan tüm babaların sonradan baba sevgisini öğretmiş kayınbabam Ahmet Aytekin'in, babalık yapan tüm ağabeylerimin hatta babalık yapmak zorunda kalmış başta kendi annem Sultan'ım olmak üzere tüm annelerin "babalık günü"nü kutlarım.


Yazarın diğer yazıları