ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE


AREFE ÇİÇEKLERİ

"Allah'ın kendilerine rızık olarak verdiği (kurbanlık) hayvanlar üzerine belli günlerde (onları kurban ederken) Allah'ın adını ansınlar. Artık onlardan siz de yiyin, yoksula fakire de yedirin." (el-Hac, 22/28)

Türk toplumunun özellikle genç nüfus ve popüler kültür fenomenlerinin kurban bayramı gelenekleri ile ilgili olarak son yıllarda ki bilinçaltını maalesef daha çok büyük kentlerin kenar semtlerindeki "kaçak kurban kesim sahneleri" oluşturmaktadır. Halbuki kurban bayramı adetleri sözlü Türk kültüründe nesiller boyu aktarılarak kendi doğal ortamında mevcut birçok farklı, zengin ve tarihten süzülüp gelen örnekler ihtiva etmektedir. (Bkz.Gazi Ünv. THBMER *, Türkiye'de 2011Yılında Yaşayan Ramazan ve Kurban Bayramı Geleneksel Kutlamaları)

Kurban kelimesi Arapça kökenli olup , bugün dilimizde çok sıklıkla kullanılan akraba kelimesi ile aynı kökten türemiştir ve kurbanın birebir anlamı yakınlaşmadır.(Oğuz 2007) İslamiyet'ten önce Türklerin kurban kelimesi yerine ise "tapıg" ya da "yagışlıg" ya da "yapıg" kelimesinin kullanıldığını söylenmektedir.(Esin 2010) Kurban Bayramı Türk gelenek ve göreneklerde önemli bir yere sahiptir. Koyun ve özellikle beyaz koç, eski Türklerde Gök tanrıya sunulan kurbanlar arasındaydı. İslamiyet'e geçiş ile birlikte İslamlık öncesine ait inanç ve davranışlarını tamamen terk etmeyen Türkler, bu yeni yaşam biçimini, bayramlara ve kutlamalara da katabilmiştir. Dinî bayramlarda gerçekleştirilen çoğu gelenek; eski Türk inanç sistemi ve yaşam tarzı ile İslam dininin bütünleştiği bir noktada karşımıza çıkmaktadır. Bayram zamanında Anadolu'nun belli başlı yerlerinde bu gelenekler halen devam ettirilir.Denizli'nin Çardak İlçesi Beylerli'de her bayram köyde ki en yaşlı ağaç etrafında yapılan "salıncak kurma" olarak adlandırılan kutlama,buna iyi bir örnektir.

Kültürel yönden zengin olan ülkemizde özellikle bayram dönemlerinde aynı mahallenin semtin halkı bir araya gelerek bayram yemeklerini imece usulü ile birlikte hazırlar,köy meydanı gibi açık yerlerde bayram namazı ve bayramlaşma gerçekleşir. Bayram namazının ardından kurbanlar kesilir yöresel yemeklerle sofralar kurulur ve misafirler ağırlanır.Kalabalık sofralar ve ziyaretler bayramların olmazsa olmazları arasındadır.

Osmanlı döneminde bayram öncesinde tembihnameler yayınlanarak toplumun neler yapması gerektiği ile ilgili bilgi verilirdi.Bu belgelerde ahlak bozacak davranışlardan uzak durulması, sokakların temizlenmesi,vazifelilerin alması gereken tedbirler, maddi ve manevi temizliğe yönlendirme gibi içerikler vardı.

Kurban Bayramı sevinci arefe günü atılan top atışı ile başlar ve son günün ikindi vaktinde atılan top ile sona ererdi. Bayram namazında erkekler temiz kıyafetlerini giyerek namaza giderler,dönüşte ailecek kahvaltı yapılırdı. Ardından da komşu ve akraba ziyaretleri.

Çocuklar "arefe çiçeği" ismi ile anılır ve bayram gününde sokaklarda koşup oynardı.Arefe gününden bayramlık kıyafetlerini giydiğinden çocuklara bu isim verilmiştir.Bayram namazının hangi camide kılınacağı padişah tarafından seçilir, padişahlar için özel koç yetiştirilirdi.İlk kurban kendisinin seçtiği koç olurdu. Kesilen kurbanların büyük bir bölümü medreselere dağıtılır,bekçiler,dul ve kimsesiz kadınlar,tulumbacılar ve diğer ihtiyaç sahipleri kurban dağıtımında öncelikli tutulurdu.Bayram hediyesi olarak subay ve memurlara birer maaş ikramiye dağıtılırdı.Vücudu dengelemesinden ve kanlı etin hemen yenmesinin doğru olmamasından dolayı bayram günü evlerde Turunç Reçeli bulundurulurdu. Bolca tüketilen et sindirim sistemini yoracağından reçel ile denge kurulması sağlanırdı.

Anadolu'nun çeşitli yerlerinde birbirinden farklı gelenek ve görenekler vardır. Bunlardan bazıları günümüze kadar ulaşmayı başarmıştır.En sık uygulanan adetler arasında Samsun'da cami önü yemeği,Kastamonu'da ağırlama,Aydın'da aşure,Erzurum'da öğünlük,Mersin'de bayram pişmaniyesi,Konya'da pişi,Muğla'da yağ kokutma, Bartın'da Karakucak Güreşi,Kastamonu'da mektep yanı toplantısı,Ankara Kızılcahamam'da Ebebiş yani şekerleme ya da harçlık,Kastamonu Taşköprü'de bayram çıkarma,Denizli Çardak'ta salıncak kurma gibi adetler bulunur.Gaziantep bölgesinde arefe gününden yağ,su ve unla yapılan bir yiyecek olan kahke hazırlanarak bayramda misafirlere dağıtılır.Kapı kapı dolaşan çocuklara kahke ile harçlık verilir.Diğer yörelerde de birbirinden farklı bayram gelenekleri mevcuttur.

Kurban bayramları,kesilen kurbanlarla hem ilahi rızayı kazanmak,hem de maddi durumları yetersiz olduğu için kurban kesemeyenlere kurban eti ikram ederek toplumsal yardımlaşma ve dayanışmayı sağlamanın yanı sıra ayrıca kendine has gelenek ve görenekleri de yaşatmaktadır.Bu geleneklerin daha çok yaygınlaşması, yeniden canlandırılması ve sürdürülmesi için önce ailelerin, akabinde kitle iletişim araçları ve sosyal medyanın bilgi ve tüketim alanına daha çok girmesi gerekmektedir.Bu konuda yazarından ressamına,televizyoncusundan gazetecisine toplumun her bir ferdine görev düşmektedir.


Yazarın diğer yazıları