ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE


Ölüm yıl dönümünde rahmetle

Sıcak bir haziran gününde takvimler 1938 yılını gösterirken Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti'nin Keleki köyünde doğan Ebulfez Elçibey son nefesini verdiği Ağustos 2000 yılına kadar çektiği onca sıkıntıya rağmen dava adamı olmayı bir an olsun bırakmamıştır. Sert bakışlı, yumuşak kalpli, alçak gönüllü, inatçı, kararlı, mücadeleci, idealist ve açık sözlü bir liderdi Elçibey.

Azerbaycan'ın bağımsızlık mücadelesinin öncülerinden biri ve ülkenin ikinci Cumhurbaşkanı'dır. Türk dünyası için önemli bir figür olarak tanınır. Eğitimi boyunca, Sovyetler Birliği'nin baskıcı rejimi altında yetişen tarihe, Türk dünyasına ve Azerbaycan'ın bağımsızlık mücadelesine katlı sunan bir liderdir.

Elçibey, genç yaşlardan itibaren Azerbaycan'ın bağımsızlığı ve Türk dünyasının birleşmesi fikrini savundu. Bu fikirleri, Sovyet döneminde büyük riskler taşısa da Elçibey, bu yolda mücadeleden vazgeçmedi. 1970'li yıllarda Sovyetler Birliği'nin baskılarına rağmen, Azerbaycan'da bağımsızlık düşüncesini yaymaya çalışan Elçibey, Azerbaycan Halk Cephesi'nin kurucularından biri oldu. Bu cephe, Sovyetler Birliği'nin dağılma sürecinde Azerbaycan'ın bağımsızlığı için en önemli hareketlerden biri olarak tarihe geçti. 1975 yılında tutuklanan Elçibey ile onu sorguya çeken KGB görevlisi arasında şu konuşma geçti:

KGB subayı "Komünist Parti, devletimiz ve vatanımız hakkında suçlayıcı konuşmalar yapıyorsunuz. Sovyetler Birliği'ni kötülemenin sonuçlarını biliyor olmalısınız..."

Elçibey "SSCB sizin için vatan olabilir. Benim vatanım, ikiye parçalı Azerbaycan'dır. Hayatımın amacı bu yarayı iyileştirmektir. Kendini Türk gören herkesle birlikte Azerbaycan'ı özgürlüğe götürmektir" cevabını vermiştir.

Sorgusu sırasında söyledikleri aslında Elçibey'in hayalinin özetiydi. Bağımsız, özgür ve birleşik yani İran'daki Azerbaycan Türklerini de çatısı altında toplayan bir Azerbaycan. Bu yüzden Rusya ve İran ile arası hiç iyi olmamıştır.

Elçibey, aynı zamanda Türk dünyasının birliği, bağımsızlık, özgürlük ve demokratik değerlerin savunucusuydu. Türk dünyasının ortak kültürel ve tarihi mirasına büyük önem verdi ve Azerbaycan'ın bağımsızlığı sürecinde bu mirasın korunmasına öncelik verdi. Ayrıca, Elçibey'in ideolojisi "Turancılık" olarak bilinir, bu ideoloji Türk halklarının birleşmesi ve bağımsızlığını temel alır.

Elçibey'in en önemli adımlarından biri, Azerbaycan'da demokrasinin temellerini atmasıdır. 1992 yılında Azerbaycan Cumhurbaşkanı seçildiğinde, bağımsız bir Azerbaycan devleti kurmak için büyük çaba sarf etti. Ancak, Ermenistan ile yaşanan Karabağ Savaşı ve iç siyasi krizler, Elçibey'in Cumhurbaşkanlığı döneminin kısa sürmesine neden oldu. 1993 yılında yaşanan darbe sonucunda görevden alındı ve Nahçıvan'a dönmek zorunda kaldı.

22 Ağustos 2000 tarihinde, uzun süredir mücadele ettiği hastalığa yenik düşerek hayatını kaybetti. Ölümü, Azerbaycan ve Türk dünyası için büyük bir kayıp olarak değerlendirildi. Elçibey, bağımsızlık mücadelesi ve Türk dünyasının birliği için verdiği emeklerle hatırlanır. Onun ölümü, Türk halkları arasındaki dayanışmanın, kardeşlik duygusunun ve özgürlük mücadelesinin sembolü olarak anılmaktadır. Azerbaycan ve Türkiye için "iki devlet bir millet" sözü de kendisinin yüreğinden çıkmış dudaklara dökülmüştür.

Elçibey, Türk kimliğine ve Türklüğe derin bir bağlılık besleyen bir liderdi. Türk dünyasının birliği, kültürel ve dil birliğini savundu ve bu yönde çalışmalar yaptı. Onun vizyonu, yalnızca Azerbaycan'ın bağımsızlığı ile sınırlı değildi; tüm Türk dünyasının özgürlüğü ve bağımsızlığı için çabaladı. Bu nedenle, Elçibey, Türk halkları arasında sevilen ve saygı duyulan bir lider olarak tarihteki yerini aldı.

Elçibey, Azerbaycan ile Türkiye arasındaki ilişkilerin geliştirilmesine büyük önem verdi. İki ülke arasındaki kardeşlik ve iş birliği onun döneminde daha da güçlendi. Tam bir Türkiye aşığı idi.


Yazarın diğer yazıları