Eylül'ü bekleyenler gözünüz aydın!
Sonbahar sevenler hadi gözünüz aydın Eylül sayenizde takvim yaprakları arasında sadece bir ay olmaktan çok daha fazlasını ifade eder hale geldi. Bilmeyenler için söylüyorum Eylül'ün özellikle sosyal medya da kutsal olarak adlandırılmasının ardında, tarihsel, kültürel ve psikolojik birçok katman yatar. Bu ay, doğanın ve insan ruhunun ortak bir dilde buluştuğu bir zaman dilimidir; geçmişin sonbahar hüzünlerini, yeni başlangıçların umutlarını ve döngüsel olarak yeniden doğuşu içinde barındırır.
Tarihsel olarak, Eylül ayı birçok kültürde önemli bir dönüm noktası olmuştur. Eski takvimlerde hasat mevsiminin sonu, yeni yılın başlangıcı olarak kabul edilen bu ay, insanların doğayla olan bağlarını yeniden hatırlamalarına vesile olurdu. Toprakla iç içe yaşayan toplumlar için hasat dönemi, hem bereketin hem de şükran duygusunun sembolüydü. Eylül, bu bağlamda, insanın doğaya ve onun döngülerine olan minnetini ifade ettiği kutsal bir zaman dilimiydi. Tarımın merkezde olduğu toplumlarda, Eylül, emeklerin karşılığının alındığı ve geleceğe dair umutların yeşerdiği bir ay olarak kutsal kabul edilmiştir.
Edebiyat ve sanat dünyasında da melankolik güzelliklerin, derin içsel sorgulamaların ve romantizmin en yoğun yaşandığı zamanlardan biri olarak kabul edilir. Şairler, yazarlar ve ressamlar, Eylül'ü sıklıkla hüznün, nostaljinin ve aynı zamanda yeniden doğuşun simgesi olarak kullanmışlardır. Özellikle sonbaharın ilk ayı olması sebebiyle Eylül, döngüselliğin, yaşamın ve ölümün iç içe geçtiği bir zamanı temsil eder. Bu da Eylül'ü, insan ruhunun en derin köşelerine dokunan, kutsal bir dönem haline getirir.
İlginizi çeken kısmı bu sanırım çünkü Eylül ayı, insanlar üzerinde derin ve kalıcı etkiler bırakır. Yazın bitişi ve sonbaharın gelişiyle birlikte, insanlar genellikle bir içe dönme, hesaplaşma ve yeni başlangıçlar yapma ihtiyacı hissederler. Bu ay, ruhsal arınma ve yenilenme zamanı olarak da kabul edilir. Yazın dışa dönük, enerjik yapısından sonra, Eylül'ün sakinleştirici etkisi insan ruhunu dinlendirir ve içsel bir yolculuğa davet eder. Bu içsel yolculuk, birçok kişi için manevi bir deneyim haline gelir ve Eylül'ü kutsal kılar. Bu ay, hem bir sonun hem de bir başlangıcın habercisidir. Yazın sona ermesiyle birlikte, doğa kışa hazırlık yaparken, insanlar da kendi hayatlarında yeni sayfalar açma isteği duyarlar.
Kısacası, Eylül ayı sadece takvimde bir zaman dilimi olmaktan öte, insanlık tarihi boyunca kutsal kabul edilen, doğayla ve insan ruhuyla derin bağlar kuran bir dönemdir. Doğanın dönüşümü, tarihsel olaylar, sanat ve edebiyatın bu aya yüklediği anlamlar ve insanların psikolojik olarak bu ayda hissettikleri, Eylül'ü özel bir zaman dilimi haline getirmiştir. Yine de ben Eylülcülere inat Cihat Zarifoğlu'nun "Vazgeçtim sen Ekim'de gel. Eylül'de herkes geliyormuş." dediği yerdeyim.