İran-İsrail hattında tansiyon düşmedi. İran'ın İsrail'e düzenlediği saldırının ardından İsrail de gece saatlerinde İran'a misilleme yaptı. İran İsrail'e ait 3 iha'nın imha edildiğini duyurdu, "küçük bir saldırı oldu ama püskürttük" açıklamasını yaptı.

Peki İran tekrar dron ve füzelerle yanıt verecek mi? Kontrollü gerginlik kontrollü saldırılar mı sürecek yoksa Tahran- Tel-aviv hattında karşılıklı açıklamalar ve meydan okumalarla mı bu durum devam edecek?

Dünya bu sorunla birlikte bölgesel bir savaş çıkıp çıkmayacağını da tartışıyor. Zira Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, BM Güvenlik Konseyi'nin Gazze başlıklı oturumunda yaptığı konuşmada,

"Ortadoğu bir uçurumun kenarında" dedi, acil itidal çağrısında bulundu.

NE OLMUŞTU?

İşin bu noktaya nasıl geldiğini anlamak için aslında filmi biraz geriye sarmak gerekiyor. İsrail, İran'ın Şam'daki konsolosluk binasına 1 Nisan'da hava saldırısı düzenledi. Saldırıda, İran devrim muhafızları ordusundan

2'si general rütbesinde toplam 7 iranlı yetkili öldü. İran, İsrail'in konsolosluk saldırısının ülkesinin topraklarına doğurdan saldırı anlamına geldiğini ve misillemede bulunacağını duyurdu. Tam 12 gün sonra İran'ın dediğini yaptı ve 13 Nisan'da İsrail'e yüzlerce kamikaze dron, balistik ve seyir füzesiyle saldırı başlattı. İran hedeflerin vurulduğunu, İsrail ise saldırıların hava savunma sistemleriyle önlendiğini açıkladı.

Tel-Aviv yönetimi İran'ın hava saldırısına karşılık verme kararı aldığını duyurdu. İran ise israil'in muhtemel saldırısına "süratli", "daha güçlü" ve "daha kapsamlı" yanıt vereceklerini duyurdu. Günlerdir İsrail'in İran saldırısına yanıt verip vermeyeceği tartışılırken, İran Hava Kuvvetleri üssünün olduğu İsfahan eyaletinin kuzeydoğusunda gece patlama sesleri geldi.

İranlı yetkililer "füze saldırısı yok. 3 iha imha edildi. Küçük bir saldırı oldu, püskürttük" açıklamasını yaptı, İsfahan'da durumun normal olduğunu duyurdu.

ŞİMDİ NE OLACAK?

İran yeniden İsrail'e misilleme yaparsa, İsrail yeniden karşılıksız bırakmayacak. Bu iş karşılıklı saldırılarla sürüp gidecek. Ancak böyle olması durumunda kontrollü çatışmanın bir süre sonra kontrolsüz hale gelmesi de an meselesi olacak. Çünkü saldırıların dozunun artma ihtimaline karşılık, üçüncü ülkelerin de çatışmalara müdahil olma ihtimali var. Böyle bir durumda taraflara kim "dur" diyecek, ya da tarafları durdurabilecek.

Çünkü Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Guterres sadece endişelerini dile getirmekle yetinebildi. Ancak İranlı bir yetkilinin, "Acil misilleme planı yok çünkü olayın arkasında kimin olduğu net değil" açıklamasını yapması bölgede bir rahatlama sağladı. Zira İranlı yetkilinin bu açıklaması kontrollü gerginliğin karşılıklı kontrollü açıklamalarla süreceğinin işareti olarak algılanabilir.

İsrail ordusu "Son saldırıyı da biz yaptık" demedi, İran da arkasında "kimin olduğu net değil" dediği için son saldırının faili meçhule bırakılarak, konunun kapanma ihtimalini güçlendirdi.

Öyle ya İran "arkasında kimin olduğu net değil" deyince akıllara İsraill dışında Papua Yeni Gine, Honduras, Mikronezya gibi ihtimalleri de getirdi. Şaka bir yana İsrail'in susması ve İran'ın "arkasında kimin olduğu belli değil" açıklaması diplomasinin inceliği de olsa, Dünya'yla dalga geçme hali de olsa kişisel olarak benim kabulümdür.

Yeter ki savaş olmasın.