Gazze kan ağlıyor
Gazze'de 18 Mart'tan bu yana gönüllü hekim olarak çalışan çocuk cerrahisi uzmanı Op. Dr. Taner Kamacı, Diyarbakır a döndü.
Diyarbakır'a dönen çocuk cerrahisi uzmanı Op. Dr. Taner Kamacı'yı, Diyarbakır Havalimanı'nda ellerinde Filistin bayraklarıyla ailesi, meslektaşları, islami sivil toplum kuruluş temsilcileri karşıladı. Kamacı, 24 TV'ye yaşadıklarını anlattı. Gazzelilerin acı hissetmediğini söyleyer Kamacı, Gazze'ye Ürdün Rahma Derneği ve Avrupa Filistinli Hekimler Derneğinin organizasyonuyla, 25 kişilik ekiple Mısır'daki Refah Sınır Kapısı'ndan ulaştıklarını hatırlattı.
Gazzeli kardeşlerinin selamını getirdiğini kaydeden Kamacı'nın dikkat çeken söylemlerinden öne çıkanları paylaşmak istedim.
" Türkiye'deki kardeşlerimize selam söyleyin dediler. Uluslararası bir organizasyonla oraya gittim 25 kişilik bir ekiptik, tek Türkiye'den ben vardım. Diğer arkadaşlar Avrupa ve Amerika'dan gelmişlerdi. Yani bana onlara karşı gösterdiği ilgiden daha farklı bir ilgi gösterdiler. Çünkü Türkiye'den çok fazla beklentiler var. Hem Müslüman din kardeşi oluşumuzdan, hem oraların yakın bir zamanda eski Osmanlı toprağı oluşundan dolayı yani bizden beklentileri çok fazla. Yani televizyonlarda 5, 6 aydır gördüğünüz her ne varsa orada, fazlası var, azı yok. Elektrik yok, su yok, ev yok, evlerin hepsi yıkılmış. Kuzey Gazze zaten bitmiş durumda. Güney Gazze'nin en büyük kenti Han Yunus. Yarısından fazlası evleri yıkılmış durumda. Evi ayakta kalanlar da korkudan evine giremiyorlar. Gelip hastanelerin çevresinde, hastanenin içinde bir çaputtan, bezden bir çadır haline getirip oralarda yaşıyorlar. Yani hastanelerin merdiveninde dahi, merdiven boşluğunda dahi 5, 6 kişilik çocuklu bir aile yaşıyor. Yani hastaneler zaten ayakta kalan hastane yok 2, 3 tane hastane kalmış. Ameliyat yapılan bir iki hastane var. Bazen bazı günler 50, 60 tane yaralı aynı anda getiriliyor enkazdan yani çok acil olmasına rağmen aralarında seçip bazılarını ameliyat edebiliyorduk."
ACI HİSSETMİYORLAR
Hastaneye gelen yaralıların büyük bir bölümünün acı hissetmediğini vurgulayan Kamacı, hastanelerde ameliyatların salonu olmadığı için bir çok hastayı kaybettiklerini dile getirdi. Kamacı, "Yani buna biz sağlıkçılar olarak bile yüreğimiz dayanmadı. Yani biz bu işe alışık olanlar olarak bile yüreğimiz bu işe dayanamadı. O yüzden orada çok büyük bir zulüm var, çok büyük bir haksızlık var. Tek kelimeyle soykırım var. Gazze'de insanlar yiyecek ve su bumlamıyor. Yani ev yok, evsizlik, güvensizlik problemi var, sağlık yok, hijyen yok. Yiyecek içecek problemi var. Dolayısıyla insanlar su kuyruklarında saatlerce üç saat, dört saat bir kova su almak için bekliyor. Hijyen yok, tuvalet yok. Bir tuvaletin önünde yüzlerce kişi sıra bekliyor. Yani bu insanlığın kabul edileceği, kabul edebileceği bir şey değil. İnsanlık öldürülüyor orada. Buna bunun için de yapılabilecek en önemli ve en kesin çözüm, savaşı durdurmak için yapılacak her iştir. "
Gazze'den dönen Doktor Kamacı'nın söyledikleri, İsrali'in Gazze'ye uyguladığı soykırımın sadece bir fotoğrafı. Gazze'de halen çocuklar, kadınlar şehit ediliyor.
Diyarbakır Dicle Üniversitesi'nde okuyan Filistinli bir öğrenci Kamacı'nin elini tutarak, uzun süre bırakmadı. "Size çok teşekkür ediyorum. Halkıma yardım ettiniz" diye söze başlayan Filistinli öğrencinin kelimeleri boğazında düğümleniyor.
Gazzelinin gözyaşı bile artık kalmadı..