ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE


Medeniyet Barbarlığı

Barbarlığın adını "medeniyet" koydular. "Medeniyetten barbarlık çıkar mı?" sorusunu duyar gibiyim. Hakiki bir "medeniyet" kavramından barbarlık çıkmaz. Bizim anladığımız ve bildiğimiz "medine" kökünden gelen medeniyet bir varoluş biçimidir. Batı'nın "ben" idrakini ifade eden ve kendinden daha önceki toplumlara ya da daha ilkel toplumlara göre kendini daha üstün gördüğü bir kavramdan barbarlık çıkar. Batı kendini merkeze alarak kendileri dışındaki herhangi bir varlığın, devletin ya da toplumun ahlaki ve medeniyet değerinin olmadığına inanıyor. En iyiyi bulduğuna inanan Batı toplumu kendisiyle eş değer hiçbir şeyin olmadığına inanmış durumda. Kendisini inandırdığı gibi kendisine göre "doğu" olarak sınıflandırdığı toplumlar da medenileşmenin yolunun "batılılışmadan" geçtiği yanılsamasına kapıldı. Batı'nın kendisinden olamayana karşı barbarca tutumunun bir medeniyet olmadığını ise anlayamadı. Medeniyet ve sömürgeci zihniyet bir arada bulunamayacak kadar birbirinden ayrı kavramlardı. Medeniyet ışığı çağrıştırırken, sömürgecilik karanlıktan başka bir şeyi anımsatmıyordu. Sömürgecilik anlayışı kuyunun dibinde yılanlarla ve çıyanlarla mücadeleyi hayal ettirirken, medeniyet ise başının göğe ermesi gibi bir şeydi. Bir toplum ya medenidir ya da barbardır. Zihinleri işgal etmek dahi bir sömürgedir.

Medeniyet toplumların özünün bir yansımasıdır. Özde ne varsa kabukta o vardır. Kabuğunun cilalı olması sizi aldatabilir. Özünde çürümüşlük varsa kabuğunu kırdığınızda içindeki kurtlanmışlık peyda eder. Bitmek bilmeyen zulümler, savaşlar bu çürümüşlüğün tezahürüdür.

Onların medeniyetine karşılık bizim medeniyetimiz aşk ve irfanın bir tezahürüdür. Bir irfan dahisi Cemil Meriç bunu şu şekilde ifade etmektedir:

Batı'nın kültürü var bizim ise irfanımız. İrfan, insanoğlunun has bahçesi, ayırmaz, birleştirir. Bu bahçede kinler susar, duvarlar yıkılır, anlaşmazlıklar sona erer. İrfan kendini tanımakla başlar. Kendini tanımak için ön yargıların köleliğinden kurtulmak gerekir. İrfan, nefis terbiyesi, olgunluğa açılan kapı, amelle taçlanan ilim. İrfan insanı insan yapan vasıfların bütünü, yani hem ilim, hem iman ve hem de edep. Batı kültürün vatanı, doğu irfanın. Ne batıyı tanıyoruz ne doğuyu; an az tanıdığımız ise kendimiz. (Cemil Meriç, Kültürden İrfana, İstanbul:İnsan Yay., 1986, s.11)

İrfan gibi derin ve kapsayıcı bir kavramın ürünü olan medeniyetimiz kendimizi tanıdıkça neşv-ü nema bulacak, gelişecek, hatta kıtaları aşarak hakimiyet sağlayacak. Ben ve öteki kavramını unutturacak. Bir olmanın, birlik olmanın derelerinde saadeti tattıracak. Ön yargılarımızın köleliğinden ve "ama"lardan kurtaracak. Batı'nın kendini medeniyetlerin üstünde bir medeniyet olarak görme saplantısından vazgeçirecek. Kendisinden olamayana karşı tahakküm ve zorbalık peşinde olan ezik Batı toplumunu dize getirmenin ilacı amelle taçlanan ilim. Bunun için kendi medeniyetimizin köklerini kurutmaya yönelik bütün girişimleri bertaraf etmeli, basiret ve ferasetimiz açık olmalı irfan suyuyla medeniyetimizin gelişimine katkı sunmalıyız. "Ama ben ne yapabilirim?" demeyelim! Mirasımıza sahip çıkalım. Varoluş mücadelemizin hakkını verelim.


Yazarın diğer yazıları