ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE

AK Partili Durgut'tan beIN Sports ve Netflix'e tütün endüstrisi uyarısı: Gençlerimizi bu tehlikelerden korumalıyız

Haber Merkezi - | Son Güncelleme Tarihi:
AK Partili Durgut'tan beIN Sports ve Netflix'e tütün endüstrisi uyarısı: Gençlerimizi bu tehlikelerden korumalıyız

AK Parti İstanbul Milletvekili Müşerref Pervin Tuba Durgut, beIN Sports ve Netflix gibi yayıncılara tütün endüstrisinin gençlere yönelik pazarlama stratejilerine karşı sorumlu yayıncılık çağrısında bulundu. Durgut, Meclis Postanesi'nden gönderdiği mektuplarla, yasaların ihlali konusunda uyarılarda bulundu. Durgut, 'Tütün endüstrisinin sinsi taktiklerine karşı hep birlikte durmalı, genç nesilleri bu tehlikelerden korumalıyız' dedi.

AK Parti İstanbul Milletvekili Müşerref Pervin Tuba Durgut, Meclis'te Tütün Endüstrisine Karşı Gençlik İnisiyatifi üyeleri ile basın toplantısı düzenledi.

Uluslararası bir halk sağlığı örgütünün "Driving Addiction: Race for Future Generations" isimli raporuna göre son 3 yılda F1 takımlarından özellikle McLaren ve Ferrari'nin tütün endüstrisiyle doğrudan bağlantılı şirketlerle sponsorluk ilişkisi içerisinde olduğunu belirten Durgut, büyük sigara şirketlerinin dünya genelinde daralan geleneksel sigara pazarını telafi edebilmek için "zararsız" gösterdikleri yeni nesil ürünlere yönelmiş durumda olduklarını ifade etti.

Formula 1 gibi küresel platformların bu yeni ürünleri gençlere pazarlamak için adeta bir sıçrama tahtası olarak kullanıldığına dikkati çeken Durgut, "Burada tütün endüstrisinin bu kirli pazarlama taktiklerine karşı özellikle yayıncı kuruluşlara seslenmek istiyorum: Artık yasal sorumluluklarınızı yerine getirin." çağrısında bulundu.

Türkiye'de ve Dünya Sağlık Örgütünün tütün kontrolü stratejilerini uygulayan birçok ülkede, TV yayınlarında tütün reklamlarının gösterilmesinin yasak olduğunu hatırlatan Durgut, "Buna rağmen, Formula 1 yarışlarını yayınlayan beIN Sports, elindeki bulanıklaştırma teknolojisini kullanmayarak bu reklamları izleyiciye doğrudan yansıtmaktadır. Bu, Türkiye'de yürürlükte olan 4207 sayılı Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanun'un 3'üncü maddesinin açık ihlalidir. Buradan açıkça uyarıyoruz: beIN Sports yayın politikalarını gözden geçirmeli ve yasaya uygun şekilde tütünle bağlantılı reklam içeriklerini sansürlemelidir." diye konuştu.

AK Parti İstanbul Milletvekili Durgut, "Buradan kamuoyuna ve beIN Sports ve Netflix gibi yayıncılara açık çağrımız şudur: Sporu ve eğlenceyi, zehirli ürünlerin pazarlama aracı haline getirmeyin. Yasalara ve etik yayıncılık sorumluluklarına uyun. Çocuklarımızı ve gençlerimizi hedef alan reklam içeriklerine karşı acilen önlem alın." ifadelerini kullandı.

Toplantı sonrasında Durgut, Tütün Endüstrisine Karşı Gençlik İnisiyatifi üyeleri ile birlikte beIN Sports ve Netflix'e yönelik olarak hazırladıkları ve üstünde "Sigara endüstrisine dur" yazan mektupları Meclis Postanesi'nden ilgili yayın kuruluşlarının genel müdürlüklerine gönderdi.

"TÜTÜN ENDÜSTRİSİNİN SİNSİ TAKTİKLERİNE KARŞI HEP BİRLİKTE DURMALI, GENÇ NESİLLERİ BU TEHLİKELERDEN KORUMALIYIZ"

AK Parti İstanbul Milletvekili Müşerref Pervin Tuba Durgut, tütün endüstrisinin gençleri hedef alan yeni nesil pazarlama stratejileri ve bu stratejilere karşı Türkiye'de yürütülen politikaları ve alınması gereken önlemleri değerlendirdi.

Tütün endüstrisi tüm uyarılara, yasal düzenlemelere rağmen neden hâlâ bu kadar etkili?

Tuba Durgut: Çünkü bu endüstri yalnızca bir ticari sektör değil; küresel ölçekte hareket eden, milyarlarca dolarlık bir lobicilik ve reklam gücüne sahip organize bir yapı. Geleneksel reklamlar yasaklandıkça, stratejilerini değiştirerek dizilerde, belgesellerde, spor organizasyonlarında görünür hâle geldiler. Türkiye'de her yıl 120 bin insan sigaraya bağlı nedenlerle hayatını kaybediyor. Onların yerine yeni kullanıcılar bulmaları gerekiyor. Hiçbir etik kaygı gözetmeden gençleri hedef alıyorlar.

Tütün endüstrisi özellikle 13-24 yaş arasındaki grubu hedef alıyor. Sigara kullanmaya başlayan her genç, tütün endüstrisinin ömür boyu sömürebileceği yeni bir kazanç kapısı anlamına geliyor.

Formula 1 ve "Drive to Survive" belgeselini bu çerçevede nasıl değerlendiriyorsunuz?

Tuba Durgut: Tütün endüstrisi, Formula 1 araçlarında "A Better Tomorrow" (Daha İyi Bir Yarın) gibi sloganlar kullanıyor. Ölümcül bir ürünün reklamını yapan şirketlerin, geleceğe dair umut vaat eden bir slogan tercih etmesi sadece büyük bir çelişki değil, aynı zamanda gençleri yanlış yönlendiren ve bağımlılığa teşvik eden gizli bir pazarlama stratejisidir.

Drive to Survive belgeselinde bazı bölümlerde ekran süresinin %33'ünden fazlasında tütünle ilişkili logolar yer alıyor. Bu düzeyde bir görünürlük kesinlikle tesadüf değil; bilinçli ve hedefli bir pazarlama girişimi. Bu ürünlerin gençlerin ekranlarında bu kadar yer bulabilmesi hem halk sağlığı açısından sakıncalı hem de ülkemizdeki yasaların açık bir ihlali anlamına geliyor.

Bu dolaylı reklamlar gerçekten etkili mi?

Tuba Durgut: Evet, hem de çok. Görsel tekrar, özellikle genç zihinlerde güçlü bir etki bırakır. Bir logonun, sembolün ya da sloganın tekrar tekrar ekrana gelmesi, zamanla onu normalleştirir. Tütün endüstrisinin yaptığı da tam olarak bu: sigarayı "normal", hatta "çekici" bir unsur gibi göstermek.

Gençler rol modellere özenir. Hızlı arabalar, popüler sporcular, belgeselin kahramanı gibi görünen figürlerle birlikte yer alan marka görselleri, ölümcül bir ürünü kullanmayı adeta bir yaşam tarzına dönüştürüyor. Bu, bilinçli bir strateji. Sigaranın doğrudan reklamı yasak ama bu yolla çok daha etkili bir görünürlük sağlanıyor.

Senna belgeselinde ise sigara içen karakterlerin kahramanlaştırılması, gençler üzerindeki algı etkisini daha da derinleştiriyor. Bu tür içeriklerde sigara, yalnızca arka plan unsuru değil; bilinçli biçimde işlenen bir mesajın taşıyıcısı.

Dolaylı reklamların en tehlikeli yanı, çoğu zaman fark edilmemesi. Genç bir izleyici neyin onu etkilediğini fark etmiyor bile. Ama zihinlerinde bir algı yerleşiyor: "Bu normal."

Oysa sigara normal olabilir mi? Bağımlılık yaratıyor, öldürüyor; sadece insanı değil, çevreyi de katlediyor. Tütün üretimi için milyonlarca ağaç kesiliyor, tonlarca su israf ediliyor ve kullanılan kimyasallar havayı, toprağı ve suyu zehirliyor. Tütün endüstrisi, insan sağlığını tehdit ettiği kadar, dünyanın geleceğini de tehdit ediyor.

Türkiye'de bu görünürlük yasalara aykırı değil mi?

Tuba Durgut: Elbette. Türkiye'de yürürlükte olan 4207 sayılı Kanun, tütün ürünlerinin her türlü reklamını, tanıtımını ve sponsorluk faaliyetlerini açıkça yasaklıyor. Bu yasa, dolaylı reklamları da kapsıyor. Ancak dijital platformlar, bu düzenlemelerin denetiminden büyük ölçüde muaf kalıyor.

Tütün endüstrisi bugün asıl görünürlüğünü dijitalde inşa ediyor — algoritmalar, öneri sistemleri ve kişiselleştirilmiş içerikler yoluyla özellikle gençleri hedef alıyorlar.

Yayıncılar, bulanıklaştırma gibi teknik önlemleri kullanmayarak yasanın arkasından dolaşıyor. Bu alanın da artık denetlenmesi ve hem içerik üreticileri hem de yayıncılar sorumluluk üstlenmesi gerekiyor.

Bu duruma karşı nasıl bir mücadele yürütülmeli?

Tuba Durgut: Çok boyutlu, kararlı ve güncel bir mücadele gerekiyor. Mevcut yasalar güçlü olsa da, dijital platformlar açık biçimde bu düzenlemelere dahil edilmek zorunda. Reklam ve tanıtım yasakları yalnızca geleneksel medya ile sınırlı kaldığında, tütün endüstrisi bu boşluğu kullanıyor.

Gençleri bu manipülatif içeriklerden koruyacak etkili düzenlemelere ve aktif denetim mekanizmalarına ihtiyacımız var. Bu süreçte sorumluluk hem içerik üreticilerine hem de dijital platformları yöneten, algoritmaları şekillendiren yapılar ile düzenleyici kurumlara aittir. Tütün endüstrisinin pazarlama taktikleri ne kadar sofistike hale geldiyse, bizim mücadelemiz de o kadar keskin, çağın gereklerine uygun ve kararlı olmalı.

Türkiye tütünle mücadelede ne noktada?

Tuba Durgut: Türkiye, Dünya Sağlık Örgütü'nün önerdiği MPower stratejilerini en erken uygulayan ülkelerden biri. Reklam yasağı, dumansız hava sahaları, paket uyarıları ve vergilendirme gibi alanlarda güçlü bir yasal altyapımız var. Bu kazanımlar geçmişte atılan kararlı adımların sonucudur.

Ancak kabul etmeliyiz ki, yasaların varlığı kadar uygulaması ve denetimi de çok önemli. Özellikle dijital mecralarda reklam yasaklarının etkisiz kaldığını görüyoruz. Bu yalnızca bizim değil, birçok ülkenin ortak mücadelesi hâline gelen yeni bir cephe.

MPower çerçevesinin "tehlikeler konusunda uyar" ve "reklam yasaklarını uygula" başlıklarını dijital çağın ihtiyaçlarına göre yeniden yorumlamalıyız. Biz yasa koyucular olarak bu alandaki gelişmeleri takip ediyor, uygulamadaki açıkları kapatacak adımlar üzerinde çalışıyoruz. Tütün endüstrisi taktiklerini değiştiriyorsa, bizim mücadele yöntemlerimiz de aynı hızda güncellenmeli.

Son yıllarda ülkemizde kadınlarda tütün kullanımının dramatik şekilde arttığı gözlemleniyor. Bu tabloyu nasıl yorumluyorsunuz?

Tuba Durgut: Gerçekten de bu artış kaygı verici düzeyde. Son 10 yılda kadınlardaki tütün kullanımı %40 oranında arttı. Daha çarpıcısı ise 15-24 yaş grubundaki gençlerde bu artışın %90'ın üzerine çıkmış olması.

Bu, tütün endüstrisinin özellikle genç kadınları ve genç kızları stratejik bir hedef kitle olarak belirlediğini gösteriyor. Bunu yaparken de "özgürlük", "güç", "başarı" gibi kavramları kullanıyorlar. Oysa bu ürünlerin gerçekte vadettiği şey bağımlılık, hastalık ve erken ölüm. Kadınlara ve gençlere hitap eden içerikler üzerinden, bu ürünlerin algısını değiştirerek görünürlüğünü artırmaya çalışıyorlar.

Tam da bu nedenle dijital mecralardaki dolaylı reklamların ve sponsorluk görünümlerinin denetlenmesi büyük önem taşıyor. Halk sağlığını önceleyen her politikanın, bu hedefli stratejilere karşı etkili bir duruş geliştirmesi gerekiyor.


Etiketler:
AK Parti tütün tuba durgut