ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE

Paris Olimpiyatları Fransa siyasi krizinin gölgesinde başlıyor

AA - | Son Güncelleme Tarihi:
Paris Olimpiyatları Fransa siyasi krizinin gölgesinde başlıyor

Spor müsabakalarına duyulan kitlesel ilgiden faydalanmak isteyen devlet adamları, zaman zaman sporun yönetimini bizzat üstlenerek kendi rejimlerini sürdürmeyi hedefleyen bir anlayışla, sporu kitlelere tesir etmede bir araç olarak görüyor.

Akademisyen Dr. Görkem Turaç, Macron'un Paris 2024 Olimpiyatlarını ülkedeki siyasi krizin üstünü örtmek için nasıl araçsallaştırdığını AA Analiz için kaleme aldı.

İsrailli sporcuların olimpiyatlara katılımına izin verilirken, Rus sporculara ambargo uygulanmasıyla gündeme gelen 2024 Paris Olimpiyat Oyunlarında skandalların ardı arkası kesilmiyor. Fransız ulusal Bastille Gününde olimpiyat meşalesinin süslü askeri üniformalar ve savaş uçakları arasında sokakları aydınlatması ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Olimpiyat Oyunları arifesinde erken seçim kararı alarak siyasi gerginliğe yol açması da Olimpiyatlar başlamadan konuşulan konular arasına girdi.

Katı laiklik rejimi adı altında Fransız ekibindeki sporculara başörtüsü yasağı uygulanması, kirlilik nedeniyle 100 yıllık Seine Nehri'nde yüzme yasağının Fransa Spor Bakanı ve Paris Belediye Başkanının nehirde yüzmesiyle son bulması gibi Olimpiyat tarihine geçecek olaylarla dolu bir hazırlık sürecinin ardından nihayet 2024 Paris Olimpiyatları başlıyor.

1900 ve 1924 Paris Olimpiyatlarının ardından Yaz Olimpiyat Oyunları bu yıl 3'üncü kez Fransa'nın başkenti Paris'te düzenlenecek. Böylece Paris, 2024'te tam 100 yıl sonra olimpiyatlara yeniden ev sahipliği yapacak. Geçtiğimiz aralık ayında yılbaşı münasebetiyle yaptığı ulusa sesleniş konuşmasında Macron, "Olimpiyat ve Paralimpik Oyunlarına yüzyılda sadece bir kez ev sahipliği yapılır" ifadelerini kullandı. Konuşmasında, "2024 kararlılık, seçimler ve yenilenme yılı olacak" açıklamalarında bulundu ve Olimpiyat Oyunlarının siyasi gerilimin tırmandığı, güvenlik endişelerinin arttığı bir ortamda gerçekleşeceğinin de sinyallerini verdi.

Macron'un Olimpik hedefleri

Macron'un Avrupa Parlamentosu'ndaki (AP) seçim yenilgisi sonrasında ve Paris Olimpiyat Oyunlarından haftalar önce erken seçim kararı alması, ülkeyi kaotik bir döneme sürükleyebileceği endişesiyle çokça eleştirildi. Başta Paris Belediye Başkanı Anne Hidalgo olmak üzere karar şaşkınlıkla karşılandı. Başkan Hidalgo, "Macron'un olimpiyatlara bu kadar yakın bir zamanda parlamentoyu feshetme kararı, anlamakta zorlandığım bir başka darbedir" ifadelerini kullanarak karara tepki gösterdi. Eleştirilerin ardı arkası kesilmezken Macron eleştirilere aldırmak bir yana aksine böyle büyük bir organizasyon gerçekleşirken halkın "hiç hazır olmayan liderleri" istemeyeceğini vurgulayarak seçim sonuçlarının Olimpiyat Oyunlarına olası etkisine de dikkat çekti. Macron açıklamalarında, "Olimpiyat Oyunları'nın kötü gitmesini istediklerini sanmıyorum" diyerek onu eleştirenlere gözdağı verdi. Macron, Olimpiyatların oylar üzerinde etkili olacağına inandığını, halkın oy verirken Olimpiyat Oyunlarını da göz önünde bulundurarak karar vereceğini düşündüğünü açıkça ifade etti.

1896 yılından bu yana gerçekleştirilen Olimpiyat Oyunları, insanlar ve milletler arasında birliğin, barışın ve adil mücadelenin sembolü olarak görülür. Ne var ki siyasi otoriteler tarafından her zaman bu kadar optimist emellere hizmet etmez. Spor müsabakalarına duyulan kitlesel ilgiden faydalanmak isteyen devlet adamları, zaman zaman sporun yönetimini bizzat üstlenerek kendi rejimlerini sürdürmeyi hedefleyen bir anlayışla, spor organizasyonlarını kitlelere tesir etmede bir araç olarak görüyor. Macron'un erken seçim kararının, siyasal iktidarların sporu propaganda amacıyla kullanma arzularına örnek olduğu çok açık. Macron halkın oy verirken Olimpiyat Oyunlarını da göz önünde bulundurarak karar vereceğini söylerken, Diktatör Franco'nun Barnebau stadının yapımı için "bana 80 bin kişilik bir uyku tulumu gerek" sözlerini mi aklından geçirdi bilinmez ama Fransa erken seçim sonuçları gösterdi ki, bu tarz bir spor algısı zaman zaman iktidarın reddedilmesine yol açabilir.

Siyasi tıkanıklık

Macron'un Olimpiyat kozunu da kullanarak halkı kendi partisi Rönesans'ın da yer aldığı ittifaka oy vermeye davet etme çabaları sonuçsuz kaldı. Yeni Halk Cephesi (NFP) ilk sıraya yerleşirken Macron ittifakı ikinci, ilk turun birincisi aşırı sağ Ulusal Birlik (RN) ise üçüncü sıraya geriledi. Macron, sol ittifakı Yeni Halk Cephesi'nin galip geldiği erken genel seçimlerin ardından Ulusal Mecliste istikrarlı bir çoğunluk sağlanana ve Olimpiyat Oyunları bitene kadar başbakan atamayacağını ima etti. Mevcut Başbakan Olimpiyat Oyunları bitene kadar görevini sürdürecek. Macron'un bu açıklaması muhalefet tarafından tepkiyle karşılandı. Seçimi birinci sırada tamamlayan partinin seçmenleri, "Solcu hükümet yoksa, Olimpiyatlar da yok" diyerek sosyal medya platformlarından Olimpiyat Oyunlarında genel grev çağrısında bulundular. İradeyi yok saymakla suçlanan Macron ise "Kararı veren bendim. Olimpiyatlardan önce yapılması gerekeni yaptık, artık tamamen oyunlara odaklanabiliriz" diyerek kararını savundu.

Siyasi istikrarsızlık Olimpiyat oyunlarını etkiler mi?

Bir yanda aşırı sağcı Ulusal Birlik (RN) lideri Jordan Bardella, Macron'u aşırı solu iktidar olmaya yaklaştırıp, ülkeyi durma noktasını getiren sorumsuz Cumhurbaşkanı olmakla nitelendirirken, diğer tarafta solcu Yeni Halk Cephesi (NFP) lideri Jean-Luc Melenchon, Macron'u iradeyi yok sayarak başbakan atamamakla suçluyor. Olimpiyatlar bu söylemlere kısa bir mola vermek gibi olacak fakat, 2024 Paris Olimpiyatlarının siyasi krizin gölgesinde gerçekleşecek bir Olimpiyat Oyunları olacağı da aşikar. Güvenlik endişesi ve siyasi kriz neticesinde Olimpiyatlara olan ilginin azalması ve turistlerin Paris'i seyahat planından çıkarması muhtemel. Fransa'da yapılan erken seçimin sonucu olarak siyasi belirsizliğin organizasyona etkisi olup olmayacağını önümüzdeki günlerde göreceğiz. Ancak Macron'a seçimlerdeki başarısızlığın ortaya çıkardığı siyasi çalkantılardan uzaklaşma fırsatı doğduğu su götürmez bir gerçek gibi görünüyor.

[Dr. Görkem Turaç, akademisyendir.]

* Makalelerdeki fikirler, yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editöryal politikasını yansıtmayabilir.